"Bunu yapamazsın." diye sessizce haykırırken yere çöküp ağlamamak için zor tutuyordum kendimi. Tüm hayatım boyunca yanımda olan, çocukluğumun en gizli en mahrem odalarına bile benimle birlikte girmiş, orada zaman geçirmişti ve şimdi benden gitmek istiyordu. "Nedeni çok açık değil mi? Onlarca kilometre öteden bir ilişkinin yürütülmesi imkansız. Sana burayı yazmanı söylemiştim." "Denemeden bilemeyiz ki Aras." dediğimde güldü. Alaycı bir gülüştü bu ve cevabı açıkça veriyordu. "Bir iki ay değil dört seneden bahsediyoruz Ece. Arkadaş kalmamız daha önemli umarım bir gün bunu başarırız." Masaya koyduğu ellerinden güç alarak kalktı ve gitti. İlişkimizin başladığı bu kafede beni ayrılık acısıyla baş başa bırakıp gitmişti. Hiçbir şey olmamış, aramızda hiçbir şey yaşanmamış gibi. Bana hiç değer vermemiş, hiç sevmemiş gibi gitti. Ellerimi yüzüme kapatarak ağlamaya başladım.