12.Bölüm

149K 3K 1.1K
                                    

Keyifli okumalar...

Kasıklarımda ki ağrıyla gözlerimi araladım. Kirpiklerim birbirine çarpıp duruyordu. Çok yorgun hissediyordum kendimi. Gözlerimi zar zor açık tutabiliyordum. Yerimde doğrulmaya çalışmamla geri yatmam bir oldu. Acıyla inledim. 

Dün geceyi hatırlamak istemiyordum. Oysa bu acı bana hatırlatacak gibiydi. Derin nefesler verip temkinli bir şekilde doğruldum. Etrafta yayılan kıyafetlerime ağzım açık baka kaldım. Etrafta yayılmış düğmeler, yırtık iç çamaşırlarım, geceliğim her bir kıyafet odanın bir köşesine saçılmıştı.

Bakışlarım sağıma kaydı. Yatak boştu. Banyodan su seside gelmiyordu. Çoktan uyanmış olmalıydı.

Bir süre onun yüzünü görmek istemiyordum. Dün gece olanları, havızamdan silip atmak istiyordum. Her aklıma gelişinde, kendimden iğreniyordum.

Gözlerim doldu. Dudaklarım titredi. Ruhumda ki kırıklar artıyordu. O kırıkların birleşemeyeceğini çok iyi biliyordum. Bir bardak kırıldığında, o parçaları birleştiririp o bardağı eski haline geri getirmek nasıl imkansızsa, benim ruhumda ki kırılan parçalarıda birleştirmek o kadar imkansızdı artık.

Benim kırılmadık  yanım kalmamıştı. Elimde hiçbir şey kalmamıştı. Bundan sonra bu evde ölene dek yaşayacağımı da anlamıştım.

Daha fazla tutmakta zorluk çektiğim gözyaşlarım gözlerimden dökdü. Ellerimle yüzümü kapatıp, hıçkırarak ağlamaya başladım. Her hıçkırışımda nefes almam güçleşiyordu.

Ben dün gece  her şeyimi kaybetmiştim. Çoçukluğumu kaybetmiştim ben. Kendime verdiğim sözler, dün gece sanki ben vermemişim gibiydi. Kurduğum hayaller yok olmuştu bir gecede. Ailemi kaybetmeme rağmen hayata karşı umutlarım vardı benim. Onlarda elimden alınmıştı.

Birde salak gibi dün gece zevk almıştım. İçimde bir yerlerde saklı ilkel istek ortaya çıkmıştı. Korktuğumda ona sığınmama ne denmeliydi peki? Tam bir salaktım.

Umutlarını kendi elleriyle yıkan bir salak. Kendimden başka her kesi düşünüyordum. Ne zaman kendimi düşünecektim? Ne zaman kendim için bir şeyler yapacaktım?

Başımı ellerimin arasına aldım. Beynimin içinde dönen cümleler, delirmemi sağlayacak cinstendi. Her bir cümle nefes almamı güçleştiriyordu.

Gözlerimi sildim hızla. Dik duracaktım. Bu kadar zorluk çekmiştim bu küçücük yaşımda. Her yere düşüşümde, nasıl kendim kalkmışken. Bu seferde öyle olacaktı. Bu kadar erken pes  etmemeliydim.

Yataktan ayaklarımı sarkıtıp, ayağıya kalktım. Çıplaktım.  Yerde duran kırmızı geceliği alıp, hızla üzerime geçirdim. Canım yansada buna aldırmadım.

Etrafımda ki dağınıklıkta gözlerim gezindi. Yerde ki kıyafetleri bir çırpıda toplayıp, banyoya yöneldim. İçeriye girip, kirli sepetin koydum elimdekileri. Yırtık iç çamaşırlarına hüzünle bakıp, onları kirli sepetinden çıkarıp çöpe attım. Üstümde ki saten geceliği çıkrıp, kirli sepetine attım.

Duşakabine girdim. Sıcak suyu ayarlayıp altına geçtim. Belkide biraz olsa bu su beni rahatlatırdı.  Kasıklarımda ki ağrı her hareketlenişimde kendini belli ediyordu çünkü.

Ağrımı hissettmemle, dün geceden kalma görüntüler zihnimden geçiyordu amansızca. O görüntüleri anımsamak istemiyordum. Ben her zihnimden def ettikçe, gıcıklığına tekrar üşüşüyordu zihnime.

Asaf'ın dudaklarının sıcak baskısı sanki hala tenimdeydi. Arzuyla inleyişleri. Kulağıma fısıldadığı sözler, kendimden iğrenmemi sağlıyordu.

AKREP (YERALTI KRALI) TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin