14.Bölüm

141K 3K 977
                                    

Keyifli okumalar...

Şoke içinde olanlara inanamayarak konuştum. Uykumda açılmıştı. "Öküz." Dedim hayret ederek. Gerçektende öküzdü. Asaf'a baktığımda, sırıtarak bana bakıyordu. Sırıtarak dudaklarını araladı. "Dikkat ette o öküz üstüne çıkmasın." Sapık! İrice açılan gözlerimle hırsla kıyafet odasından içeriye girdim.

Elimdeki çantayı ve ayakkabıları yere attım. Kapıyı sertçe çarptım. Güzelim elbisenin haline bakamıyordum. Mağara adamı ne olacak?

Yırtık elbiseyi üzerimden çıkarmadan önce kapıyı kilitledim. Elbiseyi üzerimden çıkarıp attım. Yerimde tepinerek bağırdım. "Öküz. Yemin ederim öküz." Dolaba ilerledim. Asaf'ın sesini duymamla irkildim. "Duyuyorum seni." Dedi. Sesi her zamanki gibi donuktu. Dudaklarımı aralayıp, kapıya doğru bağırdım. "Zaten duy diye söylüyorum." Bu gece yürek falan yemiş olmalıydım. Ama her ne yemişsem çok iyi yapmışım. Susup bir köşeye çekilmemin anlamı yoktu.

Evin içi çok sıcaktı. Elime saten bir şort ve saten bir tişört alıp, üzerime geçirdim. Makyaj masasının üzerinden bir toka alıp saçlarımı ensemde bağladım. Elbiseyi çöpe attım. Yerdeki çantamı ve ayakkabıları yerlerine yerleştirdim. Kilitli kapıyı açıp dışarı çıktım.

Asaf görünürde yoktu. Benim gidip Arya'ya bakmam gerekiyordu.  Kapının koluna elimi uzattım. Kapıyı açtım. Kapının açılıp kapanması bir oldu. Asaf elini kapıya koyup, itti. Korkuyla çığlık atıp geri çekilmeye çalıştım. Sağa kayacakken diğer elini koydu.

Bana yaklaşıp, göğsünü sırtıma yasladı. Kapıyla arasında sıkışıp kalmıştım. Korkuyla kalbim atıp duruyordu. Hareket edemiyordum. Üzerinde bir şey yoktu sanırım. Teninin sıçaklığı tişörtümün üstünden tenime sızıyordu. Korkuyla gözlerimi büyüttüm. Kulak mememi öpüp fısıldadı. "Bu gece canımı çok sıktın."

Dişlerini yanaklarımda gezdirdi. Dokunduğu yerler karıncalanıyordu. Hissedemiyordum dudaklarının gezindiği yerleri. Boğuk bir ses tonuyla kulağıma fısıldadı. "Sana ne yapmam gerekir şimdi?" Dedi keyifle. Az önce ki cesaretimden eser yoktu. Kıpırdayamıyordum bile.

Kendimi savunmak için hiç bir çaba da bulunmuyordum. Öylece bana dokunmasına izin veriyordum.

Elinin ve dudaklarının değdiği her yer önce ateşlenerek yanıyordu. Dudakları orada gezinerek o alev harlandıkça harlanıyrdu. Geri çekildiği an ise o harlanan alev kül olup gidiyordu.

Elini tişörtümün yakasına atıp, çekiştirdi. Açığa çıkan omzuma dudaklarını bastırdı. Dudaklarının aç baskısı omzumda geziniyordu. Dişlerini omzumda hissetmemle acıyla inledim. Gözlerim kapanup duruyordu. Kapıya yaslı bir şekilde acıdan mı, zevkten mi bilmem ama gözlerim kapanıyordu. Vücudumu büyük bir titreme ele almıştı.  Benim isteğim dışında hiç bir şey bana sorulmadan vücudum esir edilmişti şuan.

Dili, omzumdan başlayıp boyun girintime kadar tenimde  sürttü. Dudaklarının aç baskısı giderek artıyordu. Ellerim ise güç almak istercesine kapının kolunu sıkıp sıkıp duruyordu. Dudaklarını kolumda da hissediyordum. Kolumun çoğu yerine öpücükler bırakıp, tekrar omzumda bitti dudakları.

Kalbim ise artık bana ait değilmiş gibiydi. Benim isteğim olmadan çok hızlı bir şekilde atıyordu. Aslında kalbim tek değil bütün vücudum Asaf'a koşuyordu. Dokunduğu her yer ona itaat ediyordu.

Ama ben vücudumun ona istek duymasını istemiyordum. Daha fazla dayanamayacaktım. Hareketlenip geri çekilmeye çalıştım. Asaf kolunu karnıma dolayıp, hareketlerimi durdurdu. "Rahat dur." Dedi boğuk bir sesle.

AKREP (YERALTI KRALI) TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin