Keyifli okumalar...
Bir ay sonra...
Karnım iyice büyümüştü. Artık o kadar rahat bir şekilde oturup kalkamıyordum. İyice hantallaşmıştım. Doğuma iki haftamız kalmıştı. Okulların kapanmasına sadece bir hafta kalmıştı. Ben bu bir ay içerisinde İngilizceyi iyice öğrenmiş İspanyolcayıda doğumdan sonra öğrenmeye karar vermiştim. Bu bir ay içinde vizelerim olduğu için evde çalışıp sınavlarımı da evde olmuştum. Okulumu böylelikle dondurmadan kendi hakkımla sınıfı geçmiştim. Doğumu sabırsızlık ve korkuyla bekliyordum. Ara ara sancılarım ve kasılmalarım oluyordu. Ben o sancı ve kasılmalarımda bu kadar acı çekiyorken doğumda ne yapacağımı düşünemiyordum. Umarım doğumum çok güzel geçerdi...
Saat gecenin üçü falandı. Ben uykum yoktu. Ben uyuyamadığım için Asaf'ın da uyumasına izin vermiyordum. Dudaklarımı büzüp başımı Asaf'ın göğsünden kaldırıp yüzüne baktım. Asaf'ın saçları sağa sola dağılmış daha yakışıklı bir hal almıştı çehresi. Dudaklarımı büzüp yüzünü inceledim. Çok yakışıklıydı o hâlâ. Ben ise kilo almış şişko olmuştum. Herkes ne kadar daha da güzelleştiğimi söylesede ben öyle düşünmüyordum. Çok çirkin olmuştum. Asaf artık beni sevmezdi belkide. Bir aydur sürekli bunu düşünüyordum. Asaf'ın artık beni sevmeyeceği çok saçma bir şekilde beynimi ele geçirmişti. Oysa ben Asaf'ın bana olan aşkını gözlerinde görüyordum.
Bu saçma düşünce beynimi ele geçirip benimde bunun farkında olmama rağmen hormonlarımın etkisi daha baskındı üzerimde. Bu düşünceyle beraber artık hamile yastığımda da yatamıyordum. Çünkü Asaf'tan uzak kalıyordum öyle.
Gecenin bu saatine kadar uyuyamamamın sebebi ona olan kıskançlığımdı.
Yatakta oturur pozisyona geldim. Dudaklarımı büzüp fısıldadım. "Çok çirkin oldum değil mi?" Dedim.
Asaf'ın kaşları çatılırken kollarının başının altından çıkarıp oturur pozisyona geldi. "Hayır. Daha da güzelleştin." Dedi. Bana yaklaşıp yanağıma öpücük kondurdu. "Nereden çıktı bu?"
"Bilmiyorum." Dedim dudaklarımı büzerek. "Ama çok şişko oldum."
"Hamilesin güzelim bu gayet normal. Her halinle güzelsin. Ben seni çok seviyorum her halinle." Dedi yüzüme şefkatle bakarak.
"Bende seni seviyorum." Dedim gözlerinin içine çekingence bakarak. "Beni sevmeyi hiç bırakma olur mu? Çünkü ben seni sevmeyi hiç bırakmayacağım."
"Seni sevmeyi bırakmam demek ölmem demektir. Sen benim varoluş sebebimsin." Dedi gözlerimin içine bakarak. Kollarımı ona doğru uzatıp boynuna sarıldım. Asaf kollarını bedenime dolarken fısıldadı. "Sana olan aşkım sonsuz."
Dudaklarımı, dudaklarına bastırıp tutku dolu bir öpücük çaldım dudaklarından. Ondan uzaklaşıp dudaklarımı emdim. Ağzımın içinde çilek kokusu yayıldı. Burnumda çilek kokusu geldi. "Sen çilek mı yedin?" Dedim boğuk sesimle. Çünkü canım çok fena çekmeye başladı.
"Hayır yemedim. Sevmediğimi biliyorsun." Dedi gözlerini kısarak.
"Dudaklarında çilek tadı vardı." Dedim. Gözlerimin önünde canlanan bir sürü çikolataya bandırılmış çilek ve meyvelerle dudaklarımı dişledim. "Asaf canım çilek çekiyor." Dedim.
"Mutfakta var. Aşağıya inelim." Dedi yataktan kalkarken. Üzerinde sadece bir şort vardı. Koltukta duran tişörtünü üzerine geçirdi. Benimde üzerimde bir şort ve tişört vardı. Yataktan Asaf'ın yardımıyla inip terliklerimi giydim. Elimi tutup odadan çıkıp asansöre ilerledik. Dudaklarımı aralayıp konuştum. "Çilekleri çikolataya batıralım tamam mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKREP (YERALTI KRALI) TAMAMLANDI
General FictionGözlerimden akan yaşları elimin tersiyle sildim. Beni bu gece kendine ait kılacaktı. Benim karşı çıkacak gücüm yoktu, zaten karşı da çıkamazdım ki. Sırf kardeşimi o lanet olasıca yetimhaneden çıkarabilmek için kendi hayatımı, bedenimi, ruhumu acımas...