10. Bölüm: Tekrar Bir Arada

115 11 0
                                    

(Üstteki şarkıyı açıp okuyalım lütfen ^^)

Yatakta yatıyorum şimdi... Her şeyin bittiğini düşünürken...

Ama hayır! Pes edemem. Özellikle kendim için...

Yatağımdan kalktım ve Ateş'le konuşmak için bana verdiği numarayı aradım.

"Alo?"

"Alo? Luna?"

"Ateş görüşmemiz lazım. Sana vereceğim adrese gel lütfen."

"Tamam hemen hazırlanıp geliyorum." Ateş'e ne diyecektim? Onu niye şimdi yanıma çağırmıştım bilmiyorum ama birisiyle konuşmam lazımdı. Kim olursa olsun.

Ateş'e evimin konumunu atıp giyinmeye başladım. Pijamayla duramazdım. Dolabımı açtım, içinden beyaz kazağımı ve gri ekoseli eteğimi giydim. Aşağı inip kahve yaptım ve en önemlisi, annemin ve babamın cesetlerinin olduğu odayı kapattım. Şimdi diyecekseniz cesetler kokmaz mı? ama hayır. Onun için bir sistem geliştirdim. Neyse şimdi konumuz bu değil. Hiçbir element bu odayı görmemeli. Yoksa artık her şey biter.

Yaklaşık yarım saat sonra Ateş evimin kapısını çaldı. Gittim açtım. Ateş'in üstünde Gri sweatshirt ve gri eşofman vardı. İçeriye çağırdım ve salona oturduk.

"Evet? Neden beni çağırdın?"

"Bak. Biliyorum çok garip. Biliyorum bana kızgınsınız ama beni dinlemeniz gerekiyor."

"Tamam anlat hadi."

"İlk olarak-"

"Dur dur dur. İlk olarak şunu anlatmanı istiyorum, siz elementsiniz derken ne demek istedin? Yani isimsel olarak mı yoksa gerçek anlamda mı?"

"Gerçek anlamda. Ateş dur anlatacağ-"

"Peki bizi nerden buldun?"

"Ateş du-"

"Neden biz? Neden!"

"Ateş..." O an herkes gergindi. Ben hatalıydım. Onlara böyle söylememeliydim. Her şey planıma göre gittiğini sanarken aslında çok yanlış gidiyordu ama ben daha önce hiçbir insanla arkadaşlık ilişkilerine girmemiştim. Nasıl olur? Ne yapabilirim? Hiçbir şey bilmiyordum.

"Ben... ben üzgünüm..."

"Ne için?"

"Size böyle söylememeliydim. Ben hatalıyım. Ben kendini mükemmel sanan, yaptığı her şeyi düzgün sanan bir zavallıyım..." Ağlamaya başladım. Tam o sırada Ateş önüme eğilip gözyaşlarımı sildi.

"Luna bak. Tabii ki hataların var. Herkesin olur. Ama sadece bana doğruyu anlat. Anlat da yardım edebileyim. Ben sana güveniyorum."

Bu sözleri içimi ısıtırken anlatmaya başladım.

"Sizler... Sizler elementlersiniz. Yani her biriniz. Mesela sen ateş, Hava, hava, Su, su ve Toprak, toprak... Aslında her birinizin özel güçleri var. Yani isterseniz elementlerinizin simgelediği özellikleri kullanabilirsiniz."

"Peki ya senin?"

"Benim ne?"

"Senin elementin ne Luna?"

"Benim... benim elementim yok. Sadece size bilgi vermek için buradayım."

"Emin misin?"

"Evet evet. Hem zaten beşinci element diye bir şey yok."

"Ben ondan şüpheliyim. Sen de baya bir gariplik var."

Beraber gülüşmeye başladığımız sırada aklımdan geçiriyordum. Acaba söylemeli miydim? Emin değildim ama en iyisi buydu sanırsam. Eğer söyleseydim bana yardım etmezlerdi.

"Eee? Şimdi ne yapıcaksın?"

"Bilmiyorum... Öbür elementler benimle konuşmak istemezler."

"Ama benimle konuşmak isterler."

"O nasıl olacak?"

"Ben hallederim merak etme. Ama bana sen de lazım olacaksın."

"Nasıl? Ya da boş ver tamam."

Konuşmamızdan sonra Ateş evden çıktı. Ona güveniyordum. Diğer elementlerle konuşup olayı halledecekti. Emindim.

(Bir hafta sonra...)

"Alo?"

"Alo Luna. On dakikaya senin evindeyiz."

"Evindeyiz derken? Başka kimler var?"

"Diğer elementler." Yüzümde oluşan hafif gülümsemeyle Ateş'e cevap verdim.

"Tamam bekliyorum."

Olmuş muydu? Yani, yapabilmiş miydi? Aklımda bir sürü soru vardı. En önemlisi, artık kurtulabilecektim...

Kapı çaldı ve koşarak açtım.

"Hoş geldiniz!" Hepsi bana somurtarak bakıyordu. Ateş hariç

Su: "Neyse ne. Hadi anlat bakalım." Su, içeri girerken konuşuyordu. Arkasından da diğer elementler girdi.

Toprak: "Ateş olayları anlatmasaydı hiç gelmezdim."

Hava: "Ben de."

"Tamam anlatacağım. Önemli olan şu an burada birlikte olmamız. Olması gerektiği gibi."

Ben onlara olacak olayları anlatırken. Daha doğrusu kısmen anlatırken aklımdan şu geçiyordu: Biz tekrar bir aradaydık...

ELEMENTSWhere stories live. Discover now