I Wanna Be Yours || L.S

Sadece sarhoştum//3

"Bir gün vereceksin Harry. Kendi isteğin ile vereceksin."

Bunu demesi ile olduğum yerde kaldım. O beni ne sanıyordu? Kendinde bunları söyleyecek cesareti nereden buluyordu? Yüzümü ona cevirdim ve ona doğru yaklaştım. Yakasından tutup duvara ittim,

Sen beni ne sanıryorsun?! Seninle cidden bir ilişkiye gireceğimi mi düşünüyorsun? Yazık sana. Cidden iğrençsin Louis. Karşındaki insanları bu kadar basit görmen mide bulandırıcı."

Cidden o kadar sinirlenmiştim ki kıpkırmızı olmuştum. Kimsenin bana böyle bir muammele yapmasına izin veremezdim. Kimse bana böyle davranamazdı.

Cevap vermeyince devam ettim, "Herkese orospu muamelesi mi yapıyorsun? Herkes senin gibi değil Louis! Herkes eğlenip kenara atan biri değil! İnsanları kendinle karıştırma.

"Seni öyle sanmıyorum! Ben sadece... bilmiyorum, dün seni o masada gördüm ve seni istedim."
Sinirden güldüm ve "Sen herkesi istiyorsun Louis. Herkesle eğleniyorsun ve sonra adlarını bile hatırlamıyorsun. Ama ben öyle olmayacağım Louis! Sen benim adımı unutamayacaksın." dedim ve evden çıktım.

'Siktiğimin Louis Tomlinson'ı, nereden geldin hayatıma ve beni bir günde deli ettin?' diye söylendim kendi kendime. Araba bindim ve Liam'ı aradım. "Li, bara gidicem gelecek misin?"

"Bara mı? Canını sıkan bir şey mi oldu?"

"Soru sorma, gelecek misin gelmeyecek misin?"

"Şuan bar modumda değilim ama canım sıkılırsa gelirim, barın ismi ne?"

"Oriole"

"Tamamdır, belki sonra gelirim." dedi ve kapattı.

Bara geldiğimde arabayı park ettim ve içeri girdim.
Sevdiğim bir bardı ve tanıdık bir arkadaşımındı
Gözden uzak bir masaya oturdum ve kendime bir viski sipariş ettim. Biraz kafa dağıtıp aklımı başka şeyler ile dağıtmam gerekiyordu.

Bir saat boyunca sadece içtim ve kafamı uyuşturdum. Artık başım dönmeye başlamıştı ve istemsizce gülmeye başlamıştım. Louis'i düşünmemeye çalışıyordum ama elimde değildi.

Çok sinir olduğunuz bir insanı hep düşünür müsünüz? Çok sinir olsam bile hep düşünüyordum ve hep aklımdaydı. Sikiyim neyin etkisiydi bu?

Koltuğa biraz daha yayıldım ve ne bok yiyebilirim diye düşünmeye başladım. Karşı masamda oturan adamın bana baktığını fark edince yayıldığım koltuktan kalktım ve dik konuma geldim. Gözüme çok yakışıklı gelmişti. Sarı saçlı ve yeşil gözlüydü.

Tamam, şimdi bu adamla bir şeyler yaşasam Louis'e dediğim şeylerin hepsi boşa mı giderdi? Evet o kadar sarhoştum ki az önce ne düşündüğümü bile unutmuştum. Hiçbir şeyi umursamadım ve akışına bıraktım. Birkaç kez daha göz göze geldiğimizde
bana göz kırptı.

Gülümsedim ve dudağımı yaladım. Bu yanıma gelmesini daha da kolaylaştıracaktı masadan kalkıp yanıma geldi. İşte şimdi başlıyoruz...

"Selam!"

"Selam!" dedim neşeli bir şekilde

"Lucas ben." dedi ve elini uzattı.

Uzattıgı eli sıkıp "Harry bende" dedim ve tekrar güldüm. Neden güldüğüm konusunda en ufak bir fikrim yoktu, sadece çok gülesim geliyordu, sanırım salkolün etkisi üzerimdeydi.

"Çok güzel gülüyorsun Harry."

"Teşekkür ederim." dedim ve gülümsedim.

"Seninde gözlerim çok güzel."