Benden gitme//13

1.7K 199 476
                                    

"Ah hadi ama Louis, bu eğlenceli olacak" diye konuştum Louis'i ikna etmeye çalışarak. Şuan saat gecenin bilmem kaçıydı, sarhoştuk, sahildeydik ve ateş yakmıştık. En sevdiklerimizle. Bizim çocuklarla ve Louis'nin kardeşleriyle. Onlar geleli yaklaşık iki hafta olmuştu ve her şey mükemmel gidiyordu.

"Evet Louis hadi ama mızmızlık yapma!" Diye çıkıştı Zayn. 'Doğruluk mu yoksa cesaret mi?' Oynamak istiyorduk ve salak-afedersin lou- Louis istemiyordu.

"Off peki peki oynayacağım. Şişe ver bana sebastian! Ah pardon Harrehhhh" Neden bu kadar içtiğini bilmiyordum ama şuan o kadar tatlı gözüküyordu ki içime sokasım vardı.

"Tamam, şişeyi ben çevireceğim ağlamayın" dedi Niall. Ona göz devirdim, "Çevir o zaman Neil"
Niall şişeyi kumun üzerindeki ufak beyaz masada çevirdiğinde herkes şişeye odaklanmıştı. Şişe birkaç tur döndükten sonra uç kısmı Zayn'de, arka kısmı bende durmuştu. Yani Zayn bana soracaktı.

"Söyle bakalım Harry, Doğrululuk mu yoksa cesaret mi?"

"Doğruluk"

"Louis ile ilk tanıştığında onun hakkında ne düşündün?" Bunu sormasıyla Louis bana dönmüştü.

"Ukala, terbiyesiz, vurdum duymaz, yavşak biri olarak düşünmüştüm. Üzgünüm sevgilim." Dedim ve biramı ona kaldırdım. Uzun bakışmamızın ardından alt dudağının titrediğini gördüğümde kaşlarımı çattım. Birkaç saniye sonra gözünden akan yaşla ayağa kalkıp yanıma gittim.

"B-beni sevmiyor mu-musun?" Diye kekeledi hıçkırıklarının arasında. Alkol yüzünden duygu yoğunluğu yaşıyordu ve sarhoştu. Hepimiz gülmeye başladığımızda Louis'e sımsıkı sarıldım ve saçlarına bir öpücük kondurdum.

"Dünyaya bir daha gelsem, yine sana aşık olurum Louis" dedim kısık çıkan sesimle. Dolan gözlerini bana çevirmiş masum bir şekilde bana bakıyordu. Doğru bir seçim yaptın Styles diye geçirdim içimden. Çok doğru.

Göz yaşlarını silip kollarını boynuma sarınca onu iyice kendime çektim ve kucağıma oturttum. Kokusu baş döndürücü şekilde güzeldi. Bir insan nasıl bu kadar güzel kokabilirdi ki?

"Yaaa şu bücürlere bakınn! Ahh Larry kalbim bunu kaldıramıyor!" Diye konuştu Niall ve göz yaşlarını siliyormuş gibi yaptı. Bu çocuk beni delirtecekti. Hepimiz gülmeye başladığımızda Zayn, Liam'ın dudağına bir öpücük bıraktı. Liam'ı hiç bu kadar huzurlu gördüğümü hatırlamıyordum. Zayn'i gerçekten seviyordu.

"Biz sap gibi kaldık.." diye konuştu Fizzy. Louis bunu duymasıyla bana sardığı kolları gevşetti ve Fizzy'e döndü. "Şu güzellikle nasıl sap kalabiliyorsunuz cidden anlamış değilim"

Fizzy, Daisy ve Lottie "awww" diye ses çıkarıp abilerine öpücük verdiler. "Eee hadi şişeyi çevirin bakalım" diye konuştu Liam.Şişeyi alıp çevirdim ve birkaç tur döndükten sonra şişenin uç kısmı Liam'da, arka kısmı Niall'da durmuştu.

"Söyle bakalım sarışın, doğruluk mu yoksa cesaret mi?"

"Ben sizin gibi korkak değilim, cesaret!" Diye yükseldi ve bir anda telefon çaldı. Çalan telefon Liam'ındı.

"Alo? Ah evet... çok afedersin tamamen aklımdan çıkmış. Lütfen yanımıza gel. Tamam, konum atıyorum. Görüşürüz." telefonu kapattı.

"O kimdi?" Diye sordum.

"Shawn. Bugün bizde kalacaktı ve benim tamamen aklımdan çıkmış. Çocuk kapıda kalmış ama şimdi buraya çağırdım, hem onunlada tanışmış olursunuz."

Hepimiz onayladıktan sonra Niall konuştu,"Eee cesaret dedim görev versene"

"Shawn'da gelsin öyle vereceğim Ni."
Yaklaşık on dakika sonra Shawn yanımıza geldi ve hepimizle tanıştı. Yarım saat sohbetin ardından oyuna geri döndük.

I Wanna Be Yours || L.SWhere stories live. Discover now