Sevgilim //18

1.3K 159 149
                                    

"Mallar hazır mı?" Diye sordu Ed Alex'e. Alex sinsi bir gülüş attı. "Soruyor musun?" Ed bunun üzerine güldü. "Haklısın. Garantiye almadan iş yapmazsın sen" Alex başını salladı. "Artık iş bile yapmıyorum. Kimse istemiyor." Ed saçını kaşıdı. "Normal değil mi? İnsanlar ölüyor" Alex umursamaz bir tavırla "Kafa bulmak gibisi var mı?" Diye sordu. "Ne kadar tehlikeli bir iş olduğundan haberin var mı?" Ed sitemle konuştu. "Polis bir bok yapamaz" dedi Alex umursamazca. Ed cevap vermedi. Alex biraz sonra olacaklardan habersiz bir şekilde Ed ile konuşuyordu. Okulda yaptıkları plan tam tıkırında işliyordu. Ed, arkadaşı için Alex'den mal alacaktı ve o sırada Liam ve Zayn'de fotoğrafını çekecekti.

Alex kalın paltosunun iç cebinden siyah ambalajla kaplı malı çıkarttı ve Ed'e uzattı. Liam'da o sırada yukarıdaki kaldırımın arkasından fotoğraf ve video çekiyordu. "Çektin mi?" Diye sordu Zayn Liam'ın daha arakasında dururken. "Çektim" diye yanıtladı Liam. Kaldirimin arkasından görünmeden yürümeye başladılar. Temha yerden uzaklaştıklarında arabaya koştular ve hızla uzaklaştılar.

Koltuğun arka kısmında endişeyle bekleyen Harry ve Louis, Zayn ve Liam'ı görünce onlara dikkat kesildi. "Çektik! Hem video hem fotoğtaf" dedi Lima nefes nefese ve telefondan fotoğrafları göstermeye başladı. Harry'nin yüzünde oluşan sinsi sırıtış olayın hallolduğunu gösteriyordu.

Ed'in buraya yaklaştıklarını görünce kaşlarını çattılar. Niall neredeydi? Ed arabaya bindiğinde Zayn konuştu. "Niall nerede?" Ed emliyet kemerini takarken konuştu. "Pizza almaya gitti ya o. Kutlayacakmışız"

---

Altı çocuk, evde pizza yiyip şakalaşıyordu. Kapının sesini duyduklarında oraya dikkat kesildiler. Alex'in geldiğini gördüklerinde hepsi bir anda gülmeye başladı. Alex onlara şaşkınca bakarken Ed'i görmesiyle gözlerini kocaman açtı. "Ed? Senin burada ne işin var?" Diye sordu tedirginlikle.

Ed pizzasını tabağa bıraktı. "Arkadaşlarımla kutlama yapıyorum" diye yanıt verdi. "N-ne kutlaması?" Harry ayağa kalktı. "Görmek ister misin? Çok beğeneceğine eminim" dedi ve cevabını beklemeden fotoğrafları göstermeye başladı. Alex'in kaşları iyice çatılmıştı. "Bunu kanıtlayamazsınız, orada ne tuttuğum gözükmüyor bile!" Diye kendini savundu Alex.

Harry histerik bir kahkaha attı. "Haklısın. Em... o zaman ben sana başka bir şey göstereyim" dedi ve ses kaydını dinlemeye başladı.

"Mallar hazır mı?"

"Soruyor musun?"

"Haklısın. Garantiye almadığın işi yapmazsın sen"

"Artık iş bile yapmıyorum. Kimse istemiyor"

"Normal değil mi? İnsanlar ölüyor"

"Kafa bulmak gibisi var mı?"

"Ne kadar tehlikeli bir iş olduğundan haberin var mı?"

"Polis bir bok yapmaz"

Harry elindeki ses kaydını durdurup kollarını birbirine doladı. Tek kaşı havada, sert bakışlarıyla Alex'e bakıyordu. Alex avuçlarını sıkmış, burnundan soluyordu. Louis en sonunda ayağa kalktı ve Alex'in yanına gitti. "Şimdi... ya gidersin ve sesini çıkartmazsın. Ya da hapse girersin. Hangisi?"

Alex hiçbir şey demeden odaya gitti. Altı çocuk da ne yapacağını merakla bekliyordu. Gittip söyleyecek hali yoktu değil mi? On dakikalık bekleyişin ardından Alex odadan bavulu ile çıktı. Altı çocuğun yüzündeki sırıtış daha da genişlerken Louis konuştu.

I Wanna Be Yours || L.SWhere stories live. Discover now