xest 'vk• [TAMAMLANDI LAN]

•21• (m)

••••

Jungkook kolları arasında kedi gibi çıplak göğsüne sürtünen Taehyung'a baktı.

Dağılmış saçları ile kollarına ne de güzel yakışmıştı. Yeni uyanmak üzere olduğu için mırıltılar çıkarıyor kaşlarını çatıyordu. Jungkook onun bu sevimli surat ifadesini izlerken dayanamamış kollarının arasında tuttuğu güzelinin dudaklarını sert bir şekilde kavramıştı. Kendi kolunu kullanarak Taehyung'un kafasını kendisine yaklaştırırken iki dudağı kavrayıp ıslak bir şekilde emmişti. Geri çekilip gözleri şokla açılan yeni uyanmış sevgilisine baktı.

"Bakma öyle çok sevimli hareketler yapıyordun, mecbur kaldım." Jungkook geriye yaslanıp kafasını tekrar yastıkla buluştururken uykulu bir şekilde ona bakan Taehyung'a döndü. Surat ifadesine bakılırsa Jungkook'un ne söylediğini anlamamıştı. Çocuğun yasemin kokan saçlarına burnunu daldırdı ve gözlerini huzurla kapattı. Kokusu baş döndürücüydü. Her sabah yaptığı gibi bugünde erkenden kalkmış ve dakikalarmış gibi geçen saatler boyunca güzelini izleyerek düşünmüştü. Hayatını gözden geçirirken Taehyung'tan öncesinin yok gibi olduğunun farkına vardı. Hayatı Taehyung ile başlamış ve her bir hücresine yaşama hevesi aşılayan gülümsemesi ile hayatına hayat katmıştı. Zira Taehyung bir din olsaydı, en itaatkar kul Jungkook olurdu.

"Günaydın Jungkook~..." Kare bir şekilde gülümseyerek Jungkook'un göğüsüne çenesini koymuş ve alttan alttan Jungkook'a bakmıştı. Jungkook onun gülümsemesini izlerken güldüğünün farkında değildi. Damarlı elleri Taehyung'un saçlarını okşarken çocuğu ısırmak istiyordu. Yanaklarını öpüp sertçe ısıracak sonra tekrar öpecekti. Fakat Taehyung'un hassas cildi yüzünden kanatmaktan korkuyordu. Önceden çok sıkı ısırmamasına rağmen üç gün diş izleri geçmemişti. Şimdiki heyecanlı haliyle ısırmaya kalksa kanatacağından emindi.

Bu yüzden vücudundaki adrenalini atmak için çocuğun saçında olan elini çekmiş ve kenarda olan yastığı alıp sertçe sıkarken ısırmıştı. Taehyung şaşkın bir ifadeyle kendisine bakarken Jungkook'un ne yaptığını anlamaya çalışıyordu.

"Yiyeceğim seni Taehyung. Bir gün sana zarar vereceğim diye çok korkuyorum. Sen böyle şirin şirin kucağımda gülerken dayanamam çok zorlaşıyor..." Yastığı yataktan attıktan sonra hala şaşkın bir şekilde kendisine bakan güzeline kollarını sardı. Sıkı bir şekilde Taehyung'u kaslı kolları ile sarmış ve yatakta dönerek Taehyung'un üzerine çıkmıştı. Taehyung'un boğulur gibi sesler çıkardığını fark edip hemen kollarını gevşetti. Endişe ile suratına bakmaya başladı.

"Jungkook beni boğmaya mı çalışıyorsun? Az kalsın ölüyordum. Bu bana zarar vereceksin diye korktuğun halinse diğer halini hiç görmeyeyim ben. Canım tatlı benim. Ölmek için daha çok gencim.." Taehyung'un tatlı tatlı sızlanmalarını suratına çok yakın bir mesafeden izliyorken elleri iç güdüsel bir şekilde Taehyung'un bileğini buldu. Sıkıca sardığı bilekleri sekreterinin kafasının iki yanına bastırınca aklı Taehyung'un bu pozisyonu yüzünden geçmiş anılarını gün yüzüne çıkardı. Yine böyle Taehyung'un üzerindeydi ve o zarif bilekleri Jungkook'un kemeri ile bağlanmıştı. Şirketteki odasında olan siyah deri koltuktalardı ve Taehyung'un inleyen surat ifadesi ile penisinin seğirdiğini hatırlıyordu. Aklına gelen görüntüler ile yutkundu. Olur olmadık yerde sürekli olarak aklına o günkü hali geliyor ve onu zor durumda bırakıyordu.