𝘷𝘪𝘪. 𝘪𝘵'𝘴 𝘣𝘦𝘵𝘵𝘵𝘦𝘳 𝘵𝘰 𝘧𝘦𝘦𝘭 𝘵𝘩𝘦 𝘱𝘢𝘪𝘯 𝘰𝘧 𝘮𝘪𝘴𝘴𝘪𝘯𝘨 𝘺𝘰𝘶

306 42 93
                                    

bölüm çoookk gecikti çünkü sınavlardan ve ödevlerden zaman ayıramadım hiç ;( ama şimdi buradayım ve JISUNG ILE AMORTENTIA?????

amortentia kokulu bir gün diliyorum 😌 keyifli okumalar!!

Ertesi günler Jisung açısından ne kadar zor ve yorucuysa, Chenle açısından da bir o kadar tuhaftı.

Jisung'ın yaşadıklarından bihaber olduğu ve uzun zaman sonraki tek etkileşimleri maçtaki olay olduğu için endişeliydi. Arkadaşlarının ağzını arasa bile bilmediklerini söylüyorlardı, Jaemin hariç. Maçta muhtemelen birinin ona şaşırtma ya da vücut kilitleme büyüsü yaptığı hakkındaki fikirlerini öne sürmekten çekinmiyordu, asıl nedeni bildiğini saklayarak. Diğerleri ona göz deviriyor ve umursamıyor olsalar bile başka sebeplerden uzaklaşsınlar diye bu ihtimalin üzerinde o kadar çok durmuştu ki, istemsizce düşünmeye başlamışlardı. Kurbanlarından biri de elbette Chenle'ydu.

Bu mesele zihnini kurcalamaya devam ediyordu ve muazzam kavgalarından sonra aralarında tek kelime bile edilmemiş olsa da tüm gururunu bir kenara bırakıp ona nasıl olduğunu sormak için yanıp tutuşuyordu. Tek bir sorun vardı ki Jisung, ondan hiç olmadığı kadar kaçıyordu.

Onu gördüğünde görmezden gelip yanından geçmek ve hatta belki de kötücül bakışlar atmak yerine yönünü değiştiriyor, fark edilmemek için türlü çabalara giriyordu. Daha da ilginci bakışlarındaki düşmanlık silinip gitmişti sanki. Maksimum bir saniyelik bakışmalar yaşansa bile Chenle bunu rahatça söyleyebilirdi ve o an yanında olan Sungchan da şüphesiz, onu tasdik ederdi.

Çekinse bile ona da, Noel tatilinde neler yaşandığını Jaemin'e anlattığı gibi anlatmıştı. Kavgayı, ona büyü atmasını ve Kelid Aynası'nı. Sungchan da içten içe Jaemin gibi düşünse bile arkadaşına bu konuda bir şey söylememiş ve sadece destek olmakla yetinmişti. Eninde sonunda kendisinin bulacağını biliyordu.

Bunun yanı sıra S.B.D'leri yaklaştığı için ödevleri hiç olmadığı kadar fazla ve ağır oluyordu. Hayatında kütüphanede veya Büyük Salon'da o kadar fazla vakit geçirdiğini anımsayamayacağı kadar fazlaca ders çalışıyordu. Odasına döner dönmez yatıp uyuyordu, bunların yanı sıra yaptığı tek şey düello kulübüne katılmaktı. Yoğunluk ve yorgunluktan kendisine zaman ayıramıyorken Sungchan'ın durumu daha fenaydı çünkü Quidditch antrenmanları aynı hızda devam ediyordu. Altıncı sınıfların da cisimlenme dersleri başladığı için onlarla görüşebileceği vakit de kısıtlanmıştı. Yalnız kaldığı esnalarda oflaya oflaya ödevlerini yapmak ve ders çalışmak için tek başına kütüphaneye gidiyordu ve bazenleri Jisung'a da denk geliyordu. Çekindiğinden dolayı onunla konuşmak, nasıl olduğunu sormak için yanıp tutuşan yanını görmezden gelmeye çalıştıkça Jisung daha da fazla önüne çıkıyor, ardından telaşla kaçarak endişesine endişe katıyordu. 

Kendisine yeri geldiğinde laf atmaktan ve aşağılamaktan çekinmeyen eski dostunun bu hâli kafasını karıştırıyordu ve özellikle maçtaki olaydan sonra, bunun son kavgalarıyla bir alakası olmadığına dair güçlü hisler besliyordu. Mantığı bu meseleyi düşünmesini bırakmasını ona sürekli hatırlatsa bile onu dinlemeyi es geçiyor ve tek başına kütüphaneye gittiği zamanlar ona rast geldikçe düşüncelerinin beynini istila etmesine ve odaklanmasına engel olmasına izin veriyordu. En çok o zamanlarda düşünüyordu çünkü aynı odada iki yabancı gibi olmalarına rağmen tek başına gezindiği anlarda gerçek hâlini yakalayabiliyordu ve çökmüş görüntüsünü görebiliyordu. Chenle'yu gördüğünde hemen ondan oldukça uzakta bir masaya otursa bile onun radarına girmiş oluyordu bir kere.

Chenle'nun kendisi de beşinci sınıf rutininin ve eski en yakın arkadaşıyla böylesine ters düşmelerinin getirisiyle doğru düzgün uyuyamaya ve yemeğe vakit bulamadığı için Jisung'dan bir farkı olmasa bile kendisini düşünmek yerine diğer gençteki değişikliklerle ilgileniyordu. Etrafındaki herkes bunun farkındaydı sanki, ama dile getirmeye çekiniyor gibiydiler. Gerçi, hoş, söyleseler bile dinlemiyor ve "İyiyim ben." diyerek geçiştiriyordu hepsini. İşin aslı gerçekten iyi miydi, değil miydi hiçbir fikri yoktu. Yalnızca bu yaşananların hepsi bünyesine fazla geliyordu ve böyle durumlarda kendisini şaşırtarak öğretmenlerine bu kadar fazla ödev verdikleri için teşekkür ediyordu.

if i was next to you // chen.sungWhere stories live. Discover now