Kara Orman

135 25 109
                                    

"Yani gerçekten gidiyorsunuz ?" Dedi Lisa. Kafa salladım. "Gitmemiz lazım tabi. Bu büyük bir sorun"

"Ama ya bir şey olursa size ? Hep bielikte bile olmayacaksınız. Tek başına..ya geri dönemezsen" dedi üzülerek. Saraya ait olan ibadet alanında duruyorduk. Ailemiz bizi ilk getirdiğin de bu odaya gelmiştik. Azizler dördümüzü de arka arkaya sıralı, geniş oturakların en öne oturtmuş ve ciddi bir konuşmaya yapmışlardı. Azizler gittiğinde ise arada buraya gelir ve azizlere küfür ederdim.

"Gerk geleceğim, hepimiz geleceğiz"

"Ama sen Kara Orman'a gidiyorsun sunbae." Dediğinde gülümsedim. Evet Kara Orman. Söylenenlere göre kötü güçlerin hakim olduğu, yaratıklarla dolu orman. İnsanlar ticaret şehri Rastar'a gitmek için bile geçemez, etrafından dolaşırdı. Orman'a girmeye cesaret eden bir kaç kişinin delirdiği, bazılarının ise hiç dışarı çıkarmadığını biliyorduk.

"Geleceğim Lisa. Siz sadece o zamana kadar halkı korumalı ve huzuru sağlamalısınız. Ufak sorunlar olacaktır sadece yine de dikkatli ol. Sen benim elçimsin Li. Seni dinlemelerini sağla" dediğimde Lisa çekingen gözlerini gözlerime sabitledi.

"Bu kolay değil..sadece ateş" dedi. Evet bende böyle düşünürdüm küçükken. Sadece ateş derdim. Güçlendikçe anladım.

"Dünyayı ateş yarattı küçüğüm" dediğimde Lisa kafasını iki yana salladı.

"Bu önemli değil. İnsanlar bununla ilgilenmiyor. Ateş her şeyi yakıyor, yıkım getiriyor.İnsanlar ateşten korkuyor" dedi Lisa hüsranla. Lisa'nın elinin üzerindeki elimi kaldırdım. Ateşler içindeki bir kadın figürü belirdi. Lisa elimdeki minik kadına baktı.

"Toprak insanı yarattı, su insanı hayatta tuttu, hava ise insana yaşam verdi. Peki ya ateş ?" dedim. Lisa soruma verecek bir cevap bulamadığı için sustu.

"Ateş insanı öldürür. Acılar içinde, çığlık çığlığa can verirler. Geriye onlardan bir beden bile kalmaz. Sadece yanık et ve is kokusu" elimi yumruk yaptığımda elimin üzerindeki minik kadın kayboldu.

"A-ama-"

"Ama yok Lisa. İnsanlar neden Kara Orman'dan korkuyor biliyor musun ? Çünkü karanlık. Hiç ışık yok. Bu yüzden girmeye cesaret bile edemiyorlar. Evet belki ateş onlar için hayati bir önem taşımıyormuş gibi gözüküyor. Dimi ?" Dediğimde hızla kafa salladı.

"Ama öyle değil. İnsan bir kere korktuğunda ne suyu düşünür, ne de yemeği. Bir kere karanlıkta kalınca dua eder. Keşke biraz ışık olsa diye" dedim avucumun içinde ateşler içindeki kadın tekrar belirdi. Korkuyor, sessiz çığlıklar atıyordu, yere çöktü ve dizlerini kendine çekip kafasını gömdü.

"İnsanlar korkuyla yaşamak istemez ama yeterince fazlaysa korkuları karşı da gelemezler. Sana demiştim. İnsanlar en çok korktuklarında tehlikelidir Lisa. Onlara zarar verme ama senden korkmalarını sağla, korku peşinde saygıyı getirir" dediğimde avucumdaki minik alev Lisa'nın eline atladı ve koluna doğru yürümeye başladı. Lisa kıkırdadı, ayağa kalkıp buğulu pencereden içeri giren güneş ışığına baktım.

"Gitmeliyim" dedim. Sarayın dışına çıkarken diğerlerini gördüm. Sarılıp vedalaşıyordu. Lisa sadece bir kaç adım arkamdaydı, minik kadın figürü kaybolmuştu.

"Güçler neden kadınlara verildi biliyor musunuz ?" Dedi Bom. Kızlar merakla ona odaklandılar. Bom kolunu kendi ögrencisine, Rose'a doladı. "Çünkü erkekler onları yönetemeyecek kadar aptal"

SKYDRAGONWhere stories live. Discover now