Bir Savaş

60 13 126
                                    


Minzy


"Artık anlatacak mısın ?" dedim sinirle. Zurgar'a az kalmıştı ve bana her  şeyi anlatacağını söz verdiği için şuan ikimizde atın tepesindeydik ama ağzını bile açmamıştı. Artık gerçekten sinirlerim bozulmuştu. 

"Ne merak ediyorsun " dedi. Sanırım benimle alay ediyor. Ne merak ediyorsun değil neleri merak ediyorsun! Bana saatler öncesinden dönüp kendi krallığını bıraktığını söylemişti, azizler hakkında zırvalamıştı ve bana şimdi dönüp neyi merak ediyorsun diyor. 

"Krallıktan başlayabilirsin mesela!"

"Asgar'ın eski kralıyım. Bu kadar"

"Asgar'ın mı bir de ? O zaman taşla ne işin var ? Ya da nasıl ölümsüzsün ? Neden buradasın ? Nereye gidiyorsun ? Ne yapmaya çalışıyorsun ? " dedim aklımdaki sorunların sadece bir kısmını sormuştum. 

"Sakin ol bir. Öncelikle evet Asgar'ın Kralı'ydım"

"Peki ben bu saçmalığa neden inanayım ?" dedim sinirle. Yine beni kandırmaya çalıştığını biliyordum.

"Neden inanmayasın ki ?"

"Çünkü tarih bilgim var. Asgar'ın son kralı öldü. Üstelik Asgar bir asker şehri artık. Ayrıca ölümsüzsen ki öyle olduğunu iddia ediyorsun o zaman mantıken ölmemen gerek. Lakin bütün tarih kitapları net. Kral öldü, kraldan sonra ülkeyi yönetmeye çalışan bir kaç kişi oldu. bunlardan en bilineni amcan ama kendisi para düşkünü olduğu için bu pek iyi gitmedi ve sonunda Asgar o zamanın askerleri tarafından ele geçirildi ve halkı vergiye bağlayıp huzur içinde yaşamaya başladılar." dedim. Beni dinlerken sadece kafasını sallıyor ve dinlediğini belli ediyordu. Kafamı boş yola çevirdim.

"Tarih kitapları tamamen saçmalıktan ibaret. Tek doğru amcam sanırım. Kendisi biraz para gözlüdür ama sorun değil. Her zaman öyleydi ve bunu saklamazdı" dediğinde kaşlarımı çatıp ona baktım. 

"Gerçekten amcanla ilgilenmiyorum ama tarih kitapları saçmalık değil" dedim çünkü tarihi severdim. Tüm ülkelerin tarihi hakkında bir bilgim vardı. St Alon hep tarihin tekrardan ibaret olduğunu söyler. 

"Hayır. Bildiğin roman yazmışlar. Ayrıca belli ki görmüyorsun ama hayattayım. Buradan bile yalan olduğunu anlaman gerek"

"Hala senin o olduğuna inanmıyorum."

"Tamam inanma. Sana gerçeği söyleyeyim. Ölmedim"

"Ah o iddianı anladım zaten" dedim alayla. Gülerek kafasını iki yana salladı. 

"Öyle değil. Öldüklerimi düşündükleri zaman diliminde ülkede bile değildim. Bir anda öldüğüm haberleri yayıldı tabi. Sonra ülkenin başına büyük amcam geçti ki o paragöz olan değil ama şansa bak ki amcam bir kaç hafta sonra öldü. Sonra küçük amcam geçti doğru. O paragöz olan işte. O da ülkeyi sattı ve ortadan kayboldu. Askerler kısmı tamamen uydurma. Ne ? Cidden insanlar ülkeyi askerlerin ele geçirdiğine inanıyorlar mı ? Askerler her zaman bir yere bağlıdır Minzy. Hem de her zaman. Sadece vergilerle mi geçiniyorlar sanıyorsun cidden ? O kadar asker"

"Ne diyorsun ? Sende öyle dedin"

"Bunu söylediğimde ne benim kral olduğumu, nede ölümsüz olduğumu biliyordun"

"Yani beni bunda da kandırdın. Harika! Gerçekten her geçen dakika sana olan güvenim artıyor" dedim sinirle. Önüme döndüğümde rüzgar yüzüme çarptı. Saçlarım o kadar uçuyordu ki gözlerime girdi. Hızla kısa saçlarımı arkaya ittim. "Askerler parayı nereden alıyor ?"

SKYDRAGONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin