25 BÖLÜM

1.4K 224 181
                                    

UZUN ZAMANDIR İTHAF YAPMAMIŞTIM.BU BÖLÜM İÇTEN YORUMLARIYLA DAİMA YANIMDA OLAN SEVGİLİ @nurussss  A GELSİN. ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. ÇOK SEVİLİYORSUN CANIM.

BUNDAN BÖYLE UNUTMAZSAM HER BÖLÜM BİR İTHAF GÖNDERMEK İSTİYORUM :)

İnsanlar çaresizliği en çok kalbin evet, aklın hayır dediği yerde hisseder.

JASON

"Sinyali kaybettik."

"Nasıl kaybettik? Bu ne demek şimdi Lucky?"

"Bilmiyorum, Eğer şarjı bitip kapanmadıysa, Lucy telefonunu kapatmış görünüyor."

"Ne yani, Lucy gitti mi şimdi? Nasıl? Hem böyle bir şeyi neden yapsın ki? Jason?"


Affet beni Jason. Lütfen affet!

Lucy'nin sesi beynimin içinde çınlayıp dururken diğer tüm sesler önemini yitirmiş gibiydi.

"Sakin ol lütfen. Eminim geçerli bir nedeni vardır."  

Kocası Carol'ı mı, yoksa beni mi ikna etmeye çalışıyordu anlamış değildim. Zaten o sırada başka bir ses zihnimin karanlık köşelerine sinsice sızmaya başladığı için bir önemi yoktu: İkna edilmeye ihtiyacın var mı Jason? Her şey ortada değil mi?

"Evet evet elbette, mutlaka mantıklı bir nedeni olmalı. Öyle değil mi? Yani tanıdığımız Lucy güçlüdür, o sorun her neyse mücadele etmeden böylece kaçıp gitmez."

Benim tanıdığım Lucy de, geçmişin kanlı pençelerinin arasında sıkışıp kalmış olsa bile asla beni terk etmezdi. Tabi eğer...

"Of bilmiyorum çocuklar, yani bu yaptığı bana hiç mantıklı gelmiyor. Burada hiç bir şey yapmadan elimiz kolumuz bağlı oturup dönmesini mi bekleyeceğiz yani? Onu geri getirmek için bir şeyler yapmayacak mıyız?"

Elbette yapacaktık. Şüphelerim doğruysa eğer, kaybedecek tek bir saniyemiz bile yoktu üstelik.

"Görüşmeyi kaydettim. Tekrar dinlemek ister misin Jason?"

Sorulan hiç bir soruya yanıt vermiyordum. Başımı yasladığım soğuk duvarın dibinde oturduğum süre boyunca tüm enerjimi nefesimi düzene sokmak ve uyuşmuş bedenimin kontrolünü geri kazanmak için harcıyordum. Öfkeliydim. Öyle öfkeliydim ki, kıyafetlerimi yakıp kavuracak kadar yakıcı bir ateş tüm bedenimi ele geçirmişti. Eğer hemen sakinleşmezsem göğsümdeki ejderha dövmesi canlanıp çevremdeki her şeyi yakıp kül etmeden kendime gelemeyecekmişim gibi hissediyordum.

"Daha iyi misin?"

Yanımda oturan adamın sesi beni o ana geri getirdi. Kızıla boyanmış vahşi bakışlarımı bana korkmuş gibi bakan gözlere diktim. Güzel. Benden korkmanız gerekiyor. Şu anda tüm dünyanın benden korkması gerekiyordu.

"Jason?"

Paul'un sesinde tehlikeli bir hayvanı sakinleştirmeye çalışan birinin çaresizliği vardı. Haksız sayılmazdı. Şu anda bu odadaki en tehlikeli şeydim ben.

Başımı evet anlamında yavaşça  salladım ve hemen ardından irkilmesini sağlayacak ani bir hareketle yerimden fırladım. Doğrudan Lucky'nin oturduğu bilgisayar masasına yürümüştüm. Hareketlerim mekanikti. Carol elini kocasının omzuna koymuş, korku dolu gözlerle beni izliyordu.

CEHENNEMDEN DÖNÜŞ (Araf Serisi-2)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ