Başlangıç

125 21 46
                                    


(Merhaba lütfen bu kısma başladığınız tarihi ve saati yazarmısınız.)


*****

Nefes... Nefes alamıyordum.. Zifiri karanlıkta sonu gelmeyen bir yerde çıplak ayaklarımın altında buz gibi soğuk toprağı ve ayaklarıma batan taşları hissediyorum canım acıyor ama duramam, gücüm tükeniyordu ama durmamalıydım, koşmaya devam etmeliyim, biraz daha dayanmalıyım, arkamdan gelen korkunç sesi duyuyorum ama o kadar karanlık ki hiç bir şey göremiyorum,

Yalpalayarak koşmaya devam ediyordum esen soğuk rüzgarı tenimde hissediyordum, çok soğuk,

uzun siyah saçlarım rüzgarla birlikte savruluyordu, arkamdan sesler geliyordu, sesler bana yaklaşıyordu ama arkama baktığımda hiç bi şey göremiyordum, kuru çalılar ve uzun ağaç dalları ellerimde ve çıplak kollarımda ince kesiklere yol açıyor üzeri...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

uzun siyah saçlarım rüzgarla birlikte savruluyordu, arkamdan sesler geliyordu, sesler bana yaklaşıyordu ama arkama baktığımda hiç bi şey göremiyordum, kuru çalılar ve uzun ağaç dalları ellerimde ve çıplak kollarımda ince kesiklere yol açıyor üzerimdeki ince ve kısa elbisenin açık bıraktığı bacaklarım bazen sert dallara çarpıyor canımı yakıyordu .

Artık dayanacak takatim kalmamıştı nefes almakta zorlanıyordum, içime çekmeye çalıştığım oksijen ciğerlerimi yakıyordu, bir elimle yanan boğazımı tuttum ve koşmaya devam ettim ama daha çok yalpalıyordum.

Ayak ucuma aniden gelen boşlukla sağımdaki ağaca tutunarak durmaya çalıştım ağızım dan büyük bir çığlık firar etti, neredeyse bir uçurumdan aşağıya düşüyordum elim ayağım titriyordu, burası çok yüksekti.

Kafamı kaldırdığımda dolunay ve yıldızlar bu zifiri karanlıkda eşsiz güzelliğiyle karşımda duruyordu dolunayın ve yıldızların ışıltısı denize yansımıştı,

uçurumun eşiğinde duruyordum, esen sert rüzgar ağaçların dallarını birbirine çarptırıyor yapraklar hışırtılı sesler çıkartıyordu,

çıplak ayaklarımın altındaki bir kaç küçük taş kayıp yüksek uçurum kenarından aşağıya düştü tutunduğum ağaçtan destek alıp bir adım geriledim, ancak karşımdaki manzaranın eşsiz güzelliğine donup kalmıştım,

kesik kesik nefesler alıyordum koşarken o kadar hızlı nefesler almıştım ki boğazım yanıyordu, dudaklarım susuzlukdan kurumuştu,

arkamdan gelen ses beni sıçratmıştı, yutkunmaya çalıştım ama boğazım o kadar kuruydu ki yutkunamadım hışırtı sesleri bana yaklaştıkça geriliyordum, soğuktan ve korkudan bedenim titriyordu

yavaşca kafamı sesin geldiği ormanlık alana doğru çevirdim, etraf çok sessizdi, sırtımı tutunduğum ağacın gövdesine yasladım,

bakıyordum ama ağaç dallarının yapraklarından ve çalılardan başka hiç birşey göremiyordum karşımdaki uzun ağaçların dibindeki çalılıklardan bir hışırtı geldi. Çalılıklar hareket ediyordu, adım sesleri bana doğru yaklaşıyordu, yine bir hırlama sesi geldi sanırım kocaman bir kurt yada kocaman bi ayıydı.

SAFİR & ZAFİRWhere stories live. Discover now