KRİZ

32 10 6
                                    


ŞARKI ADI : ONE REPUBLİC - START AGAİN

BEĞENİ VE YORUMLARINIZI LÜTFEN EKSİK ETMEYİN SİZİ SEVİYORUM

*************İki gün sonra************

O gün sabah uyandığımda cenk çoktan gitmişti, buğlem'i uyandırdığımda kahvaltı yapıp annesiyle konuşmuş kısa bir teşekkürden sonra oda gitmişti. O gün okula gitmemiş dinlenmeye karar vermiştim ve ayakkabı giyebilecek durumda da değildim.

Hamza hediyesini almış olacak ki. Durmadan beni arayıp bana özür ve teşekkür mesajları yazıp duruyordu, onunla konuşmuyordum şu an. Paçayı o kadar kolay yırtamazdı, benim için bedeli biraz ağır olmuştu artık çalışmak zorundaydım.

Dünde kendimi iyi hissetmiyordum o yüzden dünde okula gitmemiştim ve yeterince dinlenmiştim.

Düşünmeye çok fazla vaktim olmuştu ama bu bana iyi gelmemişti kafam allak bullak olmuştu, o gece olanlar sürekli aklıma geliyordu, zafir'in anlattıkları, sürekli kafamda dönüp duruyordu.

Annesine olanlar, kardeşi, yaşadıkları tüm acılar, sürekli kendimi onun yerine koyarken buluyordum,
ve bir de şey vardı tabi...

Olanları düşünürken çok dalıyordum, daldığım yerden çıktığımda kendimi elimi dudaklarımda gezdirirken buluyordum, düşünmemeye çalıştıkça sanki kendimi daha çok düşünürken buluyordum.

Tabii bir de şu ilaç problemi vardı kendimi çok kötü hissediyordum bütün gece ara ara dalmış ama yinede bir türlü uyuyamamıştım hatta bir ara kalkıp temizlik bile yapmıştım yarım kalan kitaplarımın bir kısmını bitirmiştim, ödevleri buğlemden alıp tamamlamıştım.

Şimdi lanet okul günü gelip çatmıştı! sanki başım çatlıycakmış gibi hissediyordum, ayağım artık biraz daha iyiydi bazen arada sırada sızı giriyordu onun dışında iyiydi,

duygu durumum değişikti, müzik dinlerken hiç bir sıkıntı yoktu ama onun dışında her ses bana batıyordu. Etrafdaki her hareketlilik dikkatimi çekiyor, sinirlerimi bozuyordu, o yüzden yere bakarak yürüyor çoğunlukla taktığım kulaklığı artık her saniye takıyordum.

Okula vardığımda direkt sınıfa ilerledim, kulaklığım takılıydı, masanın üzerine bakıyordum, sürekli aynı şarkıyı dinleyip duruyordum tempolu bir ritimde bacağımı sallıyordum

biri kolumu dürttüğünde soluma baktım beni dürten kişi yine oydu. Zafir, kaşlarımı çatmış ona bakıyordum, aynı şekilde o da kaşlarını çatmış bana bakıyordu, gözlerimdeki ifade de ne görmüştü bilmiyorum kaşları daha da çatılmıştı.

'Ne oldu?' der gibi ona baktığımda bana tahtayı işaret ediyordu, dersin başladığını bile fark etmemiştim, çaktırmadan kulaklığımı çıkarıp tahtanın önünde ki matematikçiye baktım

"beni duymuyormusun kızım? ödevin diyorum ödevini yaptıysan getir!" senin ödevini deeee! senideee!!! çantamdan defterimi çıkarıp ilerlerken ödevi yaptığım kısmı açıyordum, 6 sayfa ödev vermişti şerefsiz.

Defterimi sertçe oturduğu masasına tam önüne bıraktım, ne olduğunu anlamaz şekilde bana baktı sonra sabır dilenir gibi tavana baktı, ben ise kollarımı bağlamış onu izliyordum, defterin sayfalarını kontrol ediyordu! bok var kontrol ediyor sanki, yapmasam önüne kadar getirmem heralde deme, tövbe tövbe...

"bunları sen mi yaptın gerçekten?" diye sorup bana döndü ne kadar 'yok dedem' demek ne kadar çok istesemde kafamı sallamakla yetindim "konuşsana kızım dilini mi yuttun?" dedi, bana, hemde sert bir sesle,

SAFİR & ZAFİRWhere stories live. Discover now