HAZIRLIK

34 10 2
                                    

MULTİ; SAFİRİN EVİNİN BULUNDUĞU YER
ŞARKI: PERA BEN YAĞMURU BİLİRİM

***

Telefonun sinir bozucu yüksek melodisi ile uyandım ama hala o kadar çok uykum vardı ki hiç uyanmak istemiyordum, ısrarla çalmaya devam eden telefonumun susmayacağını anlayınca onu gözlerim kalpalı bulmaya çalıştım, bulamayınca üzerimdeki battaniye ile birlikte yere düştüm "allah kahretmesin ya oof! beş dakika uyutmadınız!" lanet telefonu sonunda bulduğumda yabancı bir numara arıyordu sinirle tereddütsüz açtım,

bir bayan üniversiteye gelip kayıt yapmam için aramıştı ben beş dakika uyuyamadım diye yakınıyordum ama ertesi günün sabahıydı nasıl bu kadar uyuyabilmiştim anlamıyordum? Yol yorgunluğu böyle bir şeymiydi? belki kan verdiğim için bu kadar yorgun düşmüştüm.

aslında bu iyi bir şeydi, çünkü bir daha böyle uyuyamıyacağımı sanmıyordum.

Yerden esneyerek kalktım telefonun şarjı az kalmıştı sırt çantamı bulup içinden şarj cihazını aldım telefonu şarja takıp duşa girdim bu sefer on beş dakikaya alarm kurdum ve olabildiğince duştan hızlı çıkmaya çalıştım,

iyice kurulanıp dolaba yerleştirdiğim kıyafetlerden siyah kot pantolon, üzerine beyaz bir tişört aldım ıslak saçlarımı havluyla kurulayıp taradım saç kurutma makinesini hiç sevmiyordum hem kabartıyordu hemde saçlarımı kırıyordu, hem zaten hava çok sıcaktı.

Hala biraz ıslak olan saçlarımı tekrar taradım hem zaten hava çok sıcaktı belime kadar olan uzun saçlarımı topuz yaptım, hem üzerim ıslanmazdı hemde böyle daha iyiydi arkaya atmak için uğraşmak zorunda kalmıyordum.

Küçük valizimi daha kaldırmamıştım onun içinde altınlarım vardı içinden altınların bulunduğu kutuyu çıkarıp nereye saklayacağımı düşünmeye başladım,

Ben bir hırsız olsaydım yastığın altına, halının altına, yatağın altına bakardım, kesinlikle yatak odası sıkıntıydı!

Yatak odasından çıkıp geniş olan banyoya girdim etrafıma baktığımda gözüme çamaşır makinesi çarptı, altına olmasada arkası çok mantıklı gelmişti

çamaşır makinesini bulunduğu bölmeden çıkardım bir bant buldum altınları bilezikleri kutudan çıkardım üzerine üç poşet geçirdim ve çamaşır makinasının arkasına bantladım.

Çamaşır makinasını geri olduğu bölmeye soktum "tamamdır" dedim kendi kendime,

daha sonra valizin içindeki iki tomar parayı alıp bir tanesinin içinden iki bin lira alıp ikiye böldüm pantolonumun ön ceplerine koydum orası dar olduğu için çalması zor oluyordu. Çantam çalına bilirdi ama en azından paramı garantiye alıyordum.

Bir keresinde çantam çalınmıştı ama içinde para yoktu ve çanta bana geri gelmişti, o günden beri paramı çantama koymuyordum neyseki o zamanlar zaten param yoktu.

Şimdi siz 'bu kız o kadar parayı nerden buldu? yada bu kadar parayı nasıl biriktirdi?' diyebilirsiniz haklısınız da,

okula giderken çalışmak çok zor oluyordu bende o yüzden parayla ödev satıyordum. Hem okula gidip, hem çalışmak, hemde exstra ödev yapmak, gerçekten çok yorucu oluyordu ama şimdi buna değmişti.

Bir tane küçük eski kol çantası buldum paraları onun içine koyup kullanmadığım bir iki kıyafeti üzerine geçirdim dolapta dürülü olan kıyafetlerimin en alt arka köşesine sakladım,

bu işlem tamamdı, valizde bir tek makyaj malzemeleri kalmıştı onları masa aldıktan sonra üzerine yerleştirmeyi düşünüyordum.

Boşalmış olan bütün valizleri yatağın altındaki bazanın içine koydum, aynanın karşısına geçip rimel göz kalemi birde biraz açık vişne rengindeki ruju hafifçe dudaklarıma sürüp parmağımla yaydırdım,

SAFİR & ZAFİRWhere stories live. Discover now