Yol...

58 18 6
                                    

Multi; Safir
Cem Adrian & Sena Şener- Yinemi Yol
***

Yola çıktığımızdan beri her şey çok güzeldi espiler havada uçuştu, şarkılar söylendi trafikde ki bazı abaza olan mallara sövmüştük nasıl oluyordu da böyle insan müsveddelerine ehliyet verilebiliyorlardı anlayamıyordum? Neyse ki sağ sağlim havalimanına varmıştık varmasına ama herkez sus pus olmuştu, aracı uygun bir yere park edip araçtan indim eşyalarımı almak için bagaja yöneldim.

Yavaş yavaş diğerleride araçtan inip yardım etmek için yanıma geldiler, valizleri çıkarıp havalimanının kapısına yöneldik

"iyi yine yetiştik 20 dakika var hadi acele edelim" içeriye girdiğimizde çok kalabalık vardı bizimkilere dönüp "aslında gerisini ben halledebilirim bu kargaşa'nın içine girmeseniz mi?" dedim.

Annem hemen itiraz ederek "hayır olmaz öyle şey yürü hadi daha kayıt yapacağız" dedi ona dönüp gülümseyerek imalı bi şekilde baktım "bakıyorum çok heveslisin beni göndermeye"dedim o da bana somurtkan bir şekide bakıp "yaaa sorma ne hevesliyim ne hevesliyim bilemezsin" dedi.

"ben hevesliyim kocaman uçak görücem anne" kollarını iki yana açıp vuuuu diye ses çıkarıp etrafımızda dönen umutun bu heyecanına hepimiz güldük

"bende hevesliyim ve mutluyum valla sonun da yeni bir odam olucak hah hahahaha" hamzaya kaşlarımı çatarak cevap verdim "hayır orası benim odam hem kapısını çoktan kilitledim anahtarınıda sakladım hah hahahah" bu da, öyle olmaz böyle olur deme şekliydi ama mutluluğum çokda uzun sürmedi.

hamza "sanki kıramam ben o kapıyı hem çilingir mi kalmadı koca şehirde hatta ona gerek bile yok ya kendim halledebilirim" yumruğunu sıkıp olmayan pazısını göstermeye çalıştı, tabi o pazı benim için yok, munzur bir şekilde bana dönüp baktı.

"hayır o benim odam dedim sana! anne ya bişey söyleee!!"

"ikinize de yeter artık kaç yaşına geldiniz çocuk gibi hareket ediyorsunuz, umut bile sizden daha uslu duruyor" bunu duyan umut hemen durup uslu uslu annemin yanına geçti "anne ben çocuk değilim! görmüyor musun onlar çocuk" diyip kıkırdamaya başladı çocuk değil sinsilik abidesi mübarek hamzayla birlikte kaşlarımızı çatıp umuta döndük annem derin bir nefes alıp "doğru söylüyorsun annecim onlar çocuk" biz hamzayla neye uğradığımıza şaşırıp kalmıştık.

Sırada benim uçağımın kalkmasına son 15 dakika kaldığı anons edildi koşarak görevlinin oraya gelip işlemleri tamamladık valizlerimi bir görevliye yerleştirmesi için teslim ettim sonra bizimkilerin yanına döndüm sonunda ne kadar sussakda birbirimizden kaçsakda veda vakti çatıp gelmişti

dedemin yanına yaklaştım elini öpüp başıma koydum sonra ona sıkı sıkı sarıldım "sağlıcakla kal evladım, sağ sağlim git gel allaha emanet ol emi güzel gızım dikkat et oralarda gendine" diyip bana sıcacık gülümsemesini sundu "ederim dedecim sende allaha emanet ol bak ben yokum diye ilaçlarını düzenli almayı unutma beslenmene de dikkat et fazla yiyince şekerin fırlıyor sonra"

"merak etme sen kızım, sen git de burdan çıkınca yandaki pastaneden sütlaç birde özel baklava alcam çok güzel göründülee gözüme daha yeni goydulaa taptaze " çocuklar ve ben aynı anda "dedeeeeee!!!" diye bağırdık "şaka yav şaka evladım hahaha şaka"

çocuklara dönüp "siz yinede dikkat edin" dedim onlarda hemen başlarıyla onayladılar,dedemin ne yapacağı belli olmazdı.

Hamzayla sarıldık gözleri doluyordu ama kendini ağlamamak için tuttu saçlarını kurcaladım "ya abla yaaa " dedi ama sonra güldü normalde sinir olurdu bu hareketime ama şu an pekde önemli değildi sanırım

SAFİR & ZAFİRWhere stories live. Discover now