YARIŞMA

28 10 2
                                    


MULTİ: CENK

ŞARKI: SEAN PAUL - SHE DOESN'T MİND

***********

Dün kendimi kötü hisettiğim için okula gitmemiştim, buğlemin arama yada mesajlarına da pek cevap vermemiştim, bir tek annemle kısaca konuşmuştum,
ama ona olanlardan bahsetmemiştim zaten gerek yoktu hem çok telaş yapardı,

hem de beni oraya getirtmek için elinden geleni yapardı. Antalyada olmam bunun için çok iyi olmuştu, hastaneye yatmamak için bende elimden geleni yapıyordum.

Bu gün okula gidiyordum çünkü bu gün dersimiz yüzme havuzunda olacaktı, suya gireceğim için bugün okula gitmek istiyorum. Yüz metrelik bir havuzdu, zaten yüzmeyecektik suyun içinde spor yapacaktık,

öyle ortamlar bana en son neredeyse sakatlanacağım anları gözümün önüne getiriyordu ama artık sorun olmuyordu, zamanla alışmıştım o yüzden sorun yoktu.

Neredeyse, hatta belkide herkezin bikiniyle geleceğine emindim ama benim şortlu yüzme mayom vardı, bikini ile de oluyordu ama bununla daha çok rahat ediyordum, hem belimdeki morluk daha geçmemişti, ani hareket ettiğimde yada bir yere çarptığımda sızlıyordu.

Siyah renk üzerinde sağ tarafında belden göğüse kadar beyaz küçük küçük yıldızlar vardı, onu alıp spor siyah çantama koydum birkaç sakinleştirici iğneyi yanıma aldım, bunuları bu gün zafir'e vericektim bir şey olursa iğneyi bana onun yapması gerekecekti.

Hızlıca bir duş alıp durulandım şaçlarımı tarayıp dolabın önüne geçtim, siyah iç çamaşırlarını üzerime geçirip, siyah dar paça kot pantalon, siyah bir bluz bir de sadece rimel sürüp evden çantamı telefonumu diğer gerekenleri de alıp çıktım.

Her zamanki gibi kulaklığımı taktım ve yolda yürümeye devam ettim ama bu sefer şarkılarım sakindi, durgundu, değişikti, sanki dünya önümde yansa seyirci olup izleyecektim hatta yanında bir sigara da ben yakacaktım.



















Sigarayı çok çok aralarda içerdim, tamda bugünlerde nikotin isteğim artmıştı, ciğerlerim sigara dumanını arzuluyordu, bir manzaranın karşısına geçip bir paketi bitiresim vardı, kullandığımı kimse bilmiyordu zaten benimki ayda yılda bir olurdu.

Okula geldiğimde direk sırama geçtim ve hiç kimseyle konuşmadım, zaten zafir durumu biliyordu, buğlem de anlayışla karşılayıp beni yanlız bıraktığı için ona minnettardım.

İlk dersimiz kimya, ikinci dersimiz fizikti, fark ettimde iki dersi hep üst üste veriyorlardı. Şimdiden defterlerimin yarısı dolmuştu böyle giderse dönemin sonunda evimde dağ gibi defter olacaktı,

ders bitiminde herkez koşarak sınıftan çıkıyordu. Zafirde tam kalkacakken "biraz durur musun?" dedim her zamanki gibi kaşlarını çatıp soru soran ifadesiyle bana baktı.

Bunu çok düşünmüştüm, çantama uzanıp içini karıştırmaya başladım aradığımı bulduğumda etrafıma baktım, bir kaç kişi hala sınıftaydı ona çantanın içinden ince kahve rengi içinde sakinleştirici olan şırıngayı gösterdim.

Soru sorar gibi tam gözlerinin içine baktım "bunu senden istiyemem biliyorum ama, her hangi bir sorun olduğunda bunu bana yapar mısın?" dedim kararsız ifademle, tek bilen oydu o yüzden bunu başka kimseden istiyemezdim, eğer istemiyorsa yapmak zorunda değildi.

Kasılan çenesinden dişlerini sıktığını anladım, sertçe bunu başını sadece bir kere indirerek tamam anlamında onayladı

"yapmasını biliyormusun?" işaret ve orta parmağımla boynuma dukundum "tam boyundan" sert bakışlarıyla işaret ettiğim boynuma baktı "yapman gerekiyor." gözleriyle baktığı yere dokunuyordu sanki,

SAFİR & ZAFİRWhere stories live. Discover now