9.BÖLÜM

46K 1.8K 405
                                    

Efsun ile eve geldiğimizde kendimi çok yorgun ve hâlsiz hissediyordum. Yarın staj günü olduğunu hatırlayınca, daha da yorgun düştüm. Hiç sevmemiştim ben orayı. Özellikle de o Özgür'den nefret etmiştim.

Efsunların misafir odasına kalacaktım. Bu yüzden direkt misafir odasına girdim. Acaba annem ve babam pişman olmuşlar mıdır, diye düşünürken kendi kendime güldüm.

Bu imkânsızdı. Elimde olsa oraya dönmezdim. Ama yapacak birşey yoktu. Kesin olarak birkaç hafta kalmayı planlıyordum burada. Efsun odaya girdiğinde, elinde bir sürü kıyafet vardı.

"Onlar ne? Dünya gezisine mi çıkıyorsun," dedim gülerek.

Kıyafetleri yatağın üstüne bıraktıktan sonra, "Bunlar senin."

Teşekkür ettim ve yanıma oturdu. Sanki bir şey söylemek ister gibi bir hali vardı.

"Hadi çıkar ağzındaki baklayı."

"Bende seninle yarın staja gelebilir miyim?" dedi masumca bakarak.

Aslında gerçekten iyi olurdu. Hem tek başıma olmamışda olurdum. Fakat buna izin verirler miydi, bilmiyorum.

"İzin verirler mi ki?"

"Şansımızı deneriz."

Kendimi o kadar yorgun hissediyordum ki. Bir an önce uyumak istiyordum. Elim dünden daha çok ağrıyor ve kaşınıyordu. Yarın dersimiz sabah başlıyordu. Bunun için erken yatmamız gerekiyordu.

Efsun, "Hadi gel mutfağa gidip yemek yapalım."

"Tamam," diyerek onayladım.

Mutfağa gidip elimi yıkadım. Efsun fazla yemek çeşidi bilmiyordu. Bu yüzden bende onun en sevdiği yemeği, yani balık yapacaktım. Efsun'a dönerek, "Balık yapalım mı?" dediğimde gözleri parladı. "Olur!"

"Tamam, o zaman balık almaya sen mi gidersin yoksa ben mi?"

"Ben giderim," deyip hemen eline cüzdanını aldı. Koşarak evden çıktı. Bu kız tam bir balık müptelasıydı.

Elime baktığımda, yaram çok fazla acıyordu. Az önce elimi yıkadığım için daha da yanmaya başlamıştı.

Mutfak biraz dağınıktı. Ben mutfağı toparlarken, telefonum çaldı arayan Serhat'tı. Nedensizce benim bu çocuğa çok kanım kaynamıştı.

Telefonu açıp, "Alo?"

"Ne haber Erva?" dediğinde, "İyi, senden ne haber?"

Konuşmamı devam ettirerek, "Serhat, eğer Efsun'u soruyorsan, o dışarıya çıktı."

"Yok ya ben öylesine aramıştım."

"Tabii tabii."

"Elin nasıl oldu?" diye sorunca, refleskle avcuma baktım.

"Açıkçası, gerçekten çok acıyor. Yani yara daha taze ama çok da kaşınıyor. Hem de kullandığım el olduğu için iş yapmak benim için zor oluyor."

"Çok geçmiş olsun tekrardan, kendine dikkat et."

"Tamam sağol ederim," dedikten sonra, "Ha Erva, bu arada yarın bende staja başlıyorum. Hemde seninle aynı cezaevinde. Odanı benimle paylaşırsın değil mi?"

Eyvah! Efsun da yarın gelmek istiyordu. Serhat'ı bir dakika bile görmeye tahammülü yoktu. Yarın çok büyük şeylerin olacağını hissediyordum.

İÇİMDEKİ TUTSAK (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin