a match into water

613 101 37
                                    

Atacağı mesajı son kez kontrol edip sağ taraftaki oka basarak yazının iletilmesini izledi. Sonrasında telefonunu kapatarak eşyalarını hazırladı ve çantasının tek kolunu sırtına astı.

Aşağı kata indiğinde merdivenleri nasıl aştığını hatırlamıyordu bile. Çantasını kapının kenarına bıraktıktan sonra eline aldığı kulaklığını cebine sokmuştu.

Elindeki telefondan saati kontrol edip mutfağa girmişti. Annesi mutfakta yoktu. Salondan gelen sesler yeni yeni kulağına ulaşırken nerede olduğunu anlamıştı.

Shoyo ile dün akşam uyku düzeni hakkında küçük bir kavga ettiklerinden erken yatmıştı fakat yine de yatağında dönüp durmaktan başka bir şey yapmamıştı. Haliyle zor uyanmıştı.

Uyumayı denemişti fakat gözünü her kapattığında, kafasında kurduğu senaryo Kei'nin onu dışlaması ve görmezden gelmesiyle son bulduğu için gözlerini kapatmaktan korkuyordu. Bu yüzden de gecenin bir saati kulaklığını alarak kendisi için bir ilki gerçekleştirmiş ve kafası dağılana kadar rahatlatıcı şarkılar dinlemişti.

Sabah kalktığında ise uykusuzluğun getirdiği yorgunlukla adeta bedenini taşıyamaz olmuştu. Yüzüne defalarca çarptığı soğuk sular onu kendine getirmek yerine gözlerinde kalan kurumamış damlalar uykusunu katlıyordu.

Şimdi ise Shoyo'yu bekliyordu. Her ne kadar evleri uzak olsa da Shoyo ısrar etmiş ve Tadashi ile beraber okula gitmek istediğini söylemişti. Son günlerde onunla ilgilenen tek kişi Shoyo idi. Ailesi işleri olduğunu söyleyerek onunla ilgilenmeyi ikinci plana bırakıyordu.

Tadashi bundan şikayetçi değildi elbette. Sonuçta ebeveynlerini işlerinden alıkoymak istemezdi.

Telefonuna gelen mesaj aşağı inmesini söylerken hızlı davranmaya özen gösterek boğazlı ayakkabılarının bağcıklarını bağladı. Annesine kısaca veda ettikten sonra onun cevap vermesini beklemeden zor kapanan kapıyı iki kez çarparak kapatmıştı.

Apartmanın merdivenlerini kısa sürede indikten sonra ona gülümseyen arkadaşı ile karşılaşmıştı. Birbirlerine selam verdikten sonra Shoyo çantasını önüne alarak fermuarını açmıştı.

"Yine kahvaltı etmedin, öyle değil mi?"

Gelen soruyla kafasını hafifçe sallayıp onu onaylamıştı. Son birkaç gündür geç kaldığını bahane ederek tek bir lokma yemeden evden çıkıyordu. Bu sağlıklı değildi, biliyordu ama iştahı yoktu.

Turuncu saçlı genç çantasından çıkardığı küçük kutuyu arkadaşına uzattı. Gelmeden önce hazırladığı tostundan ısırık alırken dolu ağzı ile arkadaşını dürttü. "Yesene."

Tadashi kaşarlı tosttan bir ısırık aldığında uzun süredir almadığı tat ile mest olmuştu. Gözlerini memnuniyetle kapatırken yüzünde oluşan gülümseme arkadaşının gözünden kaçmamıştı. Tostun güzelliği ile inleyip tostu övmeye başlamadan önce Shoyo kıkırdamıştı.

İkisi birlikte gülerek okula yürürken Tadashi mutluydu. Okula girdiğinde yine eski haline bürüneceğini bilse de anın tadını çıkarmayı tercih etti.

Yaşadığı mutluluğun okula girdiği anda biteceğini biliyordu. Fakat daha okula girmeden bitmesi beklediği bir şey değildi.

Siyah saçlı bir kızın, Kei'nin yanağını öptüğünü görmeseydi bu mutluluğu uzun sürer miydi? Sanmıyordu.

smells like teen spirit : tsukkiyamaWhere stories live. Discover now