all i wanted

556 81 34
                                    

Yine aynı yerdeydi. Ayağının altındaki kaykayını sağa sola hareket ettirirken iç çekti. Şortunun açıkta bıraktığı bacağına doğru hafif bir rüzgar akıntısı vurdu.

Yorulmuştu. Hem fiziksel hem de mental açıdan. Kendini başkaları ile kıyaslamaktan çok yorulmuştu.

Kafası doluydu. Güzel bir görünümü yoktu. Muhtemelen Kei de onu bu yüzden sevmiyordu. Kişiliğinde bir sorunu yoktu çünkü. Gayet nazik ve iyimser birisiydi. Sadece güzel gözükmüyordu işte...

Sınıfındaki ve okuldaki diğer insanlarla kıyaslayınca kötünün iyisi denilebilecek grupta yer alıyordu. Neden bütün popüler insanlar güzel olmak zorundaydı?

İletişim kuramıyordu. Sohbet edemiyordu. Belki Kei'nin bir diğer sebebi de buydu. Onunla konuşmak istemiyordu.

Gerçi ona da hak veriyordu. Bir şeyin daha iyisi varken neden kötüsünü seçersin ki?

Göz kapakları ağırlaşmaya başladığında ve görüşü bulanıklaştığında kaykayını alarak ayağa kalktı. Hırkasını kapşonunu kafasına geçirdi. Başını öne eğerek yürümeye başladı.

Elleri terledi. Neden gerilmişti? İyi hissetmiyordu. Ağlamak istiyordu. O hâlde neden tek damla gözyaşı akıtamıyordu?

Eve vardığında başını kaldırdı. Kulağına dolan kahkaha kafasını sola çevirmesine sebep olmuştu.

Onu gördü. Sarı saçları karışmıştı. Gözlüğü yoktu. Gülüyordu, karşısındaki kumral çocuğa. Yere çökmüştü, boylarını eşitlemek için. Küçük çocuk onun gözlüğünü takmış garip surat ifadeleri yapıyordu.

Gülümsedi. İleride iyi bir baba olacağını düşündü. Yüzü düştü. Onunla birlikte olamayacağı geldi aklına. Yine de içindeki umutları söndürmek gelmedi içinden. Olur ya, gerçekleşirdi belki dilekleri.

Kafasını önüne çevirdi. Fark edilmek istemedi. Her zaman yaptığı gibi ortamı germek istemedi. Adımlarını hızlandırdı ve apartmandan içeri girdi. Kapşonunu indirdi. Ağır ağır merdivenleri çıktı.

Anahtarını çıkarırken kapının önüne bırakılmış küçük ayıcığı fark etmişti. Eline aldı. Üzerindeki küçük kağıt parçası bir ip ile ayıcığın eline bağlanmıştı.Yazılan notu okumak için kağıdı eline aldı.

"Doğum günün kutlu olsun, güzel çocuk. Seni seviyorum.
-Kei"

Kaşlarını çattı. Kafası o kadar doluydu ki bugünün doğum günü olduğunu unutmuştu. Son iki kelime ile hareket edemedi. Nefesi kesilir gibi oldu. Elleri titredi. Anahtarını düşürdü. Eğilip aldı fakat şu an ne yaptığının farkında bile değildi. Bir an önce eve girse iyi olacaktı. Düşünmesi gereken yeni bir şey vardı.

Uzun bir süre oldu, biliyorum. Fakat kafam o kadar doluydu ki, yazamadım. Kötü bir bölüm de yayımlamak istemedim -gerçi şu anki bölümün iyiliği de tartışılır ama. Bu yüzden bekledim. 1 ay kadar. Bu bölüm de dreamin all killi ve full albüm şerefine😌💖

smells like teen spirit : tsukkiyamaWhere stories live. Discover now