dancing in the rain

647 68 24
                                    

Burnuna düşen damlayla kıkırdadı. Yağmur çiseliyordu ve ilerleyen zamanlarda artacak gibi gözüküyordu. Hava durumuna bakmışlardı elbette fakat yağmurun yağacak olması bir sorun değildi. En azından onlar için.

Yerde oluşmaya başlayan su birikintilerinden yansıyan binalara baktı yürürken. Sonra kafasını çevirdi. Onunla göz göze geldi. Sevgilisiyle.

Gülümsediler birbirlerine. Yürümeye devam ettiler ama önlerine bakmadılar. Bir yere çarpabilirlerdi fakat bunu önemsemediler.

Hata ettiler.

Çilli genç önündeki direğe çarptığında acı dolu bir inleme bıraktı. Ellerini yüzüne örttü. Gözlerini kapattı. Sevgilisinin kolları arasına girdi. Saçlarına konan öpücükleri hissetti. Acısı yüzünden kulağına fısıldandığını çok sonradan fark etti. Gözleri yaşlarla doldu. Geriye çekti kendini. Hızlanan yağmura karıştı damlaları.

Ellerini çekmesi istendi. Çekti. Yüzü kızarmıştı. Her saniye kulağına "Şşş tamam geçti." cümlesi fısıldanıyor fakat o bu cümleye inanmak istemiyordu. Hâlâ acı içindeydi ve yanağı sızlıyordu.

Bir süre daha yağmur altında ıslandılar. İyice şiddetlenmişti. Kıyafetleri üstlerine yapışmıştı.

Tadashi, biraz sakinleştiğinde ve acısı dindiğinde devam eden hıçkırıklarını susturmaya çalıştı. Kızaran gözlerle onu izleyen sarışına döndü. Islanan saçları ile önüne sunulan görüntü yanaklarını kırmızıya boyadı. Gözlerini kaçırdı utançla.

Kahkahalar attı sarışın. Kısa sürdü bu kahkahaları. Gülümsemeye döndü sonra. Aralarındaki küçük mesafe bir çırpıda kapandığında çilli genç de gözlerini sıkı sıkı yumdu.

Etraftaki insanlar koşarak yanlarından uzaklaştıklarını gelen ayakkabı ve basılan su birikintilerinden anlıyordu.

Sarışının neden hâlâ bir harekette bulunmadığını anlamak için gözlerini açtığı anda dudakları buluşmuştu. Ne yapmaya çalıştığını anlamıştı. Bu anı görmesini istemişti. Gerginliği bir an olsun azalsın diye beklemişti. İşe yaramıştı da.

Acemice karşılık vermeye çalıştı. Uyum sağladığını düşünüyordu. Kısa bir süre sonra ayrıldılar. Yine gülümsediler birbirlerine.

Ellerini birleştirdi sarışın oğlan. Yine ani bir hareketle koşmaya başladı. Koşarken ne kadar mutlu olduğunu haykırdı çilli gence.

Yerdeki su birikintilerine bastılar korkusuzca. Kahkaha attılar, yağmurun seslerini bastırmasına rağmen. Birbirlerini tekrar tekrar öptüler. En azından denediler. Bol bol sarıldılar.

Sarışın, çilli genci havaya kaldırıp etrafında döndürdü. Kahkaha attılar birlikte. Sonra yere indirip alınlarını birleştirdi sarışın genç. Sanki yağmur yeterince duymalarını zorlaştırmıyormuş gibi fısıldayarak konuştu.

"Seni seviyorum."

Kafasını kaldırdı. Yanağına uzandı. Dudaklarını bastırdı. Sonra geri çekildi. Aynı şeyi yüzünün her köşesine uyguladı. Cümleyi tekrarladı.

"Seni seviyorum."

Bağırabilirlerdi. Haykırabilirlerdi bu cümleyi. Fakat onlara özel olsun istediler. Herkes bilse de olurdu bilmese de. Önemli olan onların birbirine karşı besledikleri sevgiydi. Onlar bilse yeterdi.

;

Bok gibi bir final ik. Yine de bu aptal kitabı 2k yaptığınız için teşekkür ederim. Desteklerinizi için minnettarım, cidden.

Size bahsettiğim diğer kitap için, bu bölümü yayımladığım gün kitabı da yayımlarım. Profilimde bulabilirsiniz. Olaylar ikinci bölümde başlıyor. Bu yüzden ilk bölüm biraz sıkıcı olabilir. Ve çok fazla betimleme yapıyorum. Onu düzenlediğimde bu bölüm de elinize ulaşacak.

Yorumlarınızı esirgemediğiniz için de minnettarım. Klişe gelebilir ama cidden bana güç verdiler. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.

Fazla mantık hatası var kabul ediyorum. Hatta yazdığım bazı kısımlar en nefret ettiğim olaylarla dolu. Yani başka bir kitapta görsem hoşuma gitmeyecek şeyleri ben yaptım. Misal, ortada hiçbir şey yokken gereksiz kaos çıkarıp sonra o kaosu toparlayamadığı için saçmalamaya başlamak. Bunun için gerçekten özür dilerim.


smells like teen spirit : tsukkiyamaWhere stories live. Discover now