heaven help us

803 109 111
                                    

Tadashi, Kei ile bir sonraki gün parkta buluşmak için anlaşmıştı. Tsukishima ona abisinin voleybol oynadığını ve abisinden topunu alabileceğini söylemişti.

Tadashi'nin sporla pek alakası yoktu. Aslında hiç bir alakası yoktu. İnsanların onu ezmesinden,onunla dalga geçmesinden,yaptığı en ufak bir hatada onu kötülemelerinden ve onu dışlamalarından korkuyordu.

Kırılgan bir çocuktu Tadashi. Genelde birisi onunla dalga geçse hemen ağlardı.

Kei, Tadashi'ye voleybolu öğretebileceğini söylemişti. Aslında Kei de çok voleybol oynamazdı. Abisinin ona öğrettiği bir kaç teknik hareket dışında bir şey bilmiyordu. Zaten o hareketleri de doğru yaptığı söylenemezdi.

Tadashi dün oturduğu banka tekrar oturmuştu. Bu sefer ayısını getirmemişti. "Dün olanlardan sonra onu korumaya almak en iyisi."diye düşünmüştü.

Dün eve geldiğinde ailesine yeni bir arkadaş edindiğini söylemişti. Ayısını almak istediklerinden bahsetmemişti. Dışarı çıkmasına bir daha izin vermezler diye düşünmüştü. O zaman Kei ile de görüşemezdi.

Biraz korumacı bir ailesi vardı. Anaokulunda bir arkadaşı yanlışlıkla onu itip yere düşmesine sebep olduğu için okula gelip müdür ile konuşmuşlardı. Tabi kolu kanadığı için de biraz endişelenmişlerdi.

Tadashi, Kei'nin elinde bir topla geldiğini gördüğünde ayağa kalktı. Ona gülümseyerek bakıyordu.

Kei, Tadashi'nin yanına ulaştığında ona "Merhaba Tadashi."dedi. Tadashi de ona "Merhaba."dedikten sonra Kei ona voleybol topunu gösterip "Hadi oynayalım."dedi.

Tadashi tedirgindi. Ya yanlış bir hareket yaparsa. O zaman Kei ona kızar mıydı?

Kei, Tadashi'ye topa nasıl vuracağını gösteriyordu. Pas atarken ya da topu karşılarken durması gereken pozisyonları anlatıyordu.

Tadashi az da olsa anlamıştı. Kei, Tadashi'ye dönüp "Hazır mısın Yamaguchi-kun? Sana top atacağım, karşılamaya çalış."dedi.

Tadashi tedirgin bir şekilde Kei'nin ona söylediği pozisyonu aldı. Kei istemeden hızlı ve biraz aşağıdan Tadashi'ye bir top attı.

Sakin olmaya çalışıyordu ama elinde değildi. Eli istemsizce terlemeye başlamıştı. Stres olmuştu. Neden bu kadar endişeleniyordu ki?

Top ona doğru gelirken Tadashi ne yapacağını bilemez bir halde topa bakıyordu. Kendini toparlamaya çalıştı.

Topa tekrar baktı ve duruşunu dikleştirdi. Top yavaş yavaş aşağıya doğru düşerken Tadashi topa vurmayı başarmıştı ama top hızlı bir şekilde Kei'nin suratına gelmişti.

Kei suratını tutarken Tadashi eliyle ağzını kapatıyordu. Tadashi korkmuştu. Ya ona zarar verdiyse. Ya Kei onunla bir daha konuşmak istemezse.

Tadashi, telaşla Kei'nin yanına geldi ve "Sen iyi misin Tsukishima-kun? Ben gerçekten özür dilerim. Öyle yapmak istememiştim. Burnun kanıyor mu? İyi misin diye sor-"derken Kei onun sözünü kesti "Yamaguchi-kun rica etsem susar mısın? Sen konuşunca başım daha da fazla ağrıyor.". Tadashi mahcup bir şekilde "Özür dilerim Tsukishima-kun."dedi.

Tadashi tekrar konuşup konuşmamakta kararsızdı. İyi olup olmadığını merak ediyordu ama onu rahatsız etmek de istemiyordu. Çekinerek "Tsukishima-kun, istersen şuradaki banklardan birine oturabiliriz."dedi. Lafını kısa tutmaya çalışıyordu.

Kei'nin başı hala ağrıyordu. Burnundan gelen sıvıyı fark etmişti ama bunu Tadashi'ye söylemeyi düşünmüyordu. Gereksiz yere onu endişelendirmek istemiyordu.

Kei en sonunda konuştu. "Yamaguchi-kun, beni evime götürebilir misin?".

Tadashi yaptığı şeyden sonra Kei'ye yardım etmek istiyordu. Böyle yaparsa en azından kötü hissetmezdi.

Tadashi ona "Tabii ki seni evine götürürüm. Ama bir sorunumuz var. Evinin yerini bilmiyorum."dedi.

Kei ona bunun sorun olmadığını sadece evine giderken kötü bir şey olursa diye yanında birisinin olmasını istediğini söyledi. Ne kadar Kei göremese de Tadashi kafasını salladı.

Tam yola koyuluyorlardı ki Tadashi, Kei'ye beklemesini söyledi. Tadashi yerdeki topu eline alıp Kei'nim yanına geldi.

"Az kalsın topu unutuyorduk."dedi. Kei ona teşekkür etti ve bir an önce eve gitmek istediğini söyledi.

Tadashi onu daha fazla bekletmeyip yürümeye başladı.

Yol boyunca ikisi de konuşmadı. Kei başı ağrıdığı için gözlerini kapatmıştı. Arada yola bakmak için gözlerini açıyordu. Tadashi sadece onun yanında duruyordu.

En sonunda Kei'nin evine vardıklarında Kei, Tadashi'ye teşekkür edip evine doğru yürümeye başladı. Tam kapıyı çalacakken Tadashi bağırarak "Tsukishima-kun ben eve nasıl gideceğimi bilmiyorum!"dedi.

Kei'nin ağrıyan başı şimdi 2 kat ağrıyordu. Sinirle arkasını döndü. "Geldiğimiz yönden geri dönebilirsin Tadashi. Şimdi beni rahat bırak."diyerek eve doğru döndü. Kapıyı çaldı ve annesi kapıyı açtığında bir hışımla içeri girdi.

Annesi Tsukishima'nın bu tavrına bir anlam veremeyerek arkasından bakakaldı. Tam kapıyı kapatacaktı ki kapının biraz ilerisinde bir çocuğun yere çömelmiş bir şekilde ağladığını gördü.

Kapının önündeki terliklerden birini giyip çocuğun yanına doğru gitmeye başladı Kei'nin annesi.

Onun yanına vardığında "Sen iyi misin?"diye sordu. Tadashi bu soruyu kimin sorduğuna bakmak için sulu gözleriyle kafasını kaldırdı.

Karşısında daha önce hiç tanışmadığı bir kadını görünce ne yapacağını bilemedi. Ona zarar mı verecekti? Ama eğer böyle bir niyeti olsaydı ona iyi olup olmadığını sormazdı değil mi?

Tadashi bu düşünceleri kafasından atıp kadına "Şey... Aslında pek de iyi sayılmam. Bir arkadaşımı evine kadar getirdim ama şimdi evime nasıl gideceğimi bilmiyorum. Ondan yardım istedim ama o bana bağırdı. Lütfen bana yardım edin."dedi hıçkırıkları arasından.

Kei'nin annesi "Pekala. Sana yardım edeceğim ama önce ağlamanı durdurman gerek ki seni daha iyi bir şekilde anlayayım. Bu şekilde seni evine götürebilirim. Şimdi sakinleş bakalım ve tane tane anlat."dedi.

Yamaguchi sakinleşince anlatmaya başladı. Evinin parkın yakınlarında olduğundan bahsetti. Parka giderlerse evine rahatlıkla gidebileceğini söyledi.

Kei'nin annesi ona "Hadi bakalım. Seni evine götürelim ufaklık."dedi.

Tadashi bir an önce eve gidip ayıcığına bugün olanları anlatmak istiyordu. İçini döküp rahatlamak istiyordu.

Tadashi Kei'nin annesiyle beraber parka doğru yürümeye başladı. Parka ulaştıklarında Tadashi "Beni buraya kadar getirdiğiniz için çok teşekkürler."dedi.

Kei'nin annesi ona gülümsedi ve "Hadi evine git,annenler seni merak etmiş olmalı."dedi.

Tadashi kadına iyi günler dileyip karşıya geçti. Apartmanın kapısını açıp merdivenlerden çıkmaya başladı. Kapıyı çalmadan önce yanaklarını ve gözünü eliyle sildi ve yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.

Kapıyı çaldı ve kapıyı açmalarını bekledi. En son annesi kapıyı açtığında Tadashi annesine "Merhaba anne."dedi.

Annesi Tadashi'ye "Hoşgeldin. Hadi ayakkabılarını çıkar. Odana gitmeden önce ellerini yıka. Unutma tamam mı?"dediğinde Tadashi annesini onaylayan bir ses çıkardı.

Ellerini yıkadıktan sonra odasına gidip yatağına uzandı. Ayıcığını eline alıp ona sarıldı. "Sana anlatacağım çok şey var bay ayıcık."diyerek bugün olanları anlatmaya başladı. En sonunda konuşmaktan yorulup uykuya daldı.

smells like teen spirit : tsukkiyamaWhere stories live. Discover now