7) ALACALI ➿

131 61 212
                                    

- KEYİFLİ OKUMALAR -

Savaş, bir kazananı olduğu zaman mı biterdi? Yoksa hiçbir kazananı olmadığı zaman mı? Peki, savaşın sonunu kim görebilirdi? Kaybeden mutsuz mu olurdu gerçekten? Ya kazanan? Kazanan taraf gerçekten savaştan galip çıkınca sevinç nidaları atar mıydı?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Savaş, bir kazananı olduğu zaman mı biterdi? Yoksa hiçbir kazananı olmadığı zaman mı? Peki, savaşın sonunu kim görebilirdi? Kaybeden mutsuz mu olurdu gerçekten? Ya kazanan? Kazanan taraf gerçekten savaştan galip çıkınca sevinç nidaları atar mıydı?

Derin bir nefes aldı genç adam. Dudağının sol kenarından akan kanı, elinin tersiyle sildi. Karşısında duran kişiye baktı. Gözlerinin kırmızılığında boğulacağını hissetti. Yumruk yaptığı sağ elini, hedefi olan kişinin yüzünde patlattı.

"Ah, genç adam! Lütfen, bana bu kadar duyguyla vurma! Canım acımıyor çünkü sen öyle vurunca!"

"Seni şerefsiz!" diye hırsla bağırdı ve bir yumruk daha salladı. Ancak yumruğu havaya karışmıştı. Atik bir hareketle çekilmişti çünkü karşısında bulunan kişi.

Ona bir insan diyebilir miydi? Ya da onunla bir savaşa girmiş olsaydı, kazanacağından emin olabilir miydi?

Necati bağırdı, bu ıssızlığını haykıran ormanın içerisinde çaresizce, "Abi-i! Dikkat et!" Lakin ne kadar bağırmış olursa olsun geç kalmıştı. Efken, olduğu yere yığılmıştı. Tıpkı bir hayinin yapacağını yapmıştı çünkü O. Arka tarafına geçmiş, sanki etrafında dönüyormuş gibi yapmış ve sırtına dirseğini geçirmişti. Bu darbe, Efken'e ağır gelmişti.

Necati, elinde bulunan silahı doğrulttu ona. Nişan aldı. Bir el ateş etti. Sarsıldığını gördü. Bir el daha ateş etti. Ve onun tekrar sarsıldığını gördü. Durmadı Necati. Tekrar ve tekrar bastı tetiğe. Ancak onun yıkılmadığını, yere düşüp ölmediğini gördü. Sadece, aniden vücuduna hapsolan kurşunların vermiş olduğu etkiyle sarsılıyordu. O kadar!

Ormanın her yerinden gelen bir ses, kulaklara hüküm sürdü. Ama ne sesti! "Adsız!" Genç bir kadının tiz sesiydi bu. Toprağı ezen ayaklarının sesinin eşliğinde gelen, umudun ışığı olduğunu belli eden, o ses!

Güldü. Beklediği gelmişti. Her şey oyununa göre işliyordu. Onu şimdi, burada öldürebilir ve artık rahatça Dünya üzerinde dolaşabilirdi. Dudaklarını yaladı. Ellerini iki yana açtı. Başını kapatan şapkayı çıkardı ve yere attı. Sol elinde Massive Kilij belirdi.

Necati, olanları şoke olmuş bir şekilde izliyordu. Karşısında bulunan kişi, resmen gözlerinin önünde değişmişti. Hadi bunu pas geçecek olsaydı bile, o kılıç nasıl bir anda çıkmıştı ortaya? Midesinin bulandığını hissetti. Bu gece, hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı!

Genç kızı görmesiyle birlikte şaşkınlığı iki katına çıkmıştı. Bu o kızdı. Çok konuşan, beyaz saçlı kız. Acaba onunda bir yerlerden kılıç fışkıracak mıydı? Necati, düşündüğü şeye bile şoke olmuştu.

"Necati, Efken'i al ortadan!" Bunu bekliyordu. Cesareti, kesinlikle kurşunlarının bitmesi ve Efken'in boylu boyunca yere serilmesiyle birlikte bir toz bulutu misali uçup gitmişti. Bir adım attı. Karşısında bulunan iki kişiye baktı. Oldukları yerde dimdik durduklarını görünce koşarak Efken'in yanına gitti. Sağ elini omzuna sardı ve yine koşar adımlarla daha önce durduğu iki çınar ağacı arasına geldi. Omzundan elini çekti ve onun yere oturmasını sağladı. Kendiside yere, onun yanına oturdu. Başka ne yapabileceğini bilmiyordu çünkü. Ya da şu an korkuyorum, demek gururuna zor geliyor da olabilirdi.

TARDUWhere stories live. Discover now