11) İM ➿

105 49 99
                                    

- KEYİFLİ OKUMALAR -

İm:
Belli bir insan topluluğunun uzlaşarak kendisine belli bir anlam yüklediği somut nesne ya da simge, işaret.

İm:Belli bir insan topluluğunun uzlaşarak kendisine belli bir anlam yüklediği somut nesne ya da simge, işaret

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.

Kehribarlarını, masumluğu her çizgisinde bulunduran kadına değdirmiş ve bir türlü ondan çekemiyordu. Gerçi çekmek isteyip istemediği de bir muammaydı ya! Ruhu kendisinde saklı kalan genç kadının artık bedeni de kendisinde saklıydı. Eğildi ve beyaz saçlarına değdirdi burnunu. Derin derin soludu onun, huzura ev sahipliği yapan kokusunu. Yüzünde beliren tebessüm, onun ömrüne yıl katmış gibi geldi.

O, kendini genç kadının kokusuna esir ederken kolunu ona sarmaladığında kalakaldı. Gözleri şaşkınlıkla olabildiğine açıldı ve ne yapabileceğini bilemez oldu. Gerçi niye böyle olduğuna dair de bir fikri yoktu ya! Dün gece daha fazlası olmuştu, şimdi bu neyin şaşkınlığıydı? Başını tekrar yastığına koyduktan sonra sağ kolunu alnına yerleştirdi. Aldığı nefesle göğsü inip kalktı ve genç kadın, sanki bunu işaret olarak algılamış gibi onun göğsüne yasladı başını ve daha çok sıkı sarıldı ona.

Efken, gülümsemekten geri koyamadı kendisini. Sol kolunu onun çıplak bedenine sardı ve kendisine daha çok yaklaştırdı. Böylece onun huzuru kucaklayan kokusunu daha iyi alabiliyordu artık. Gözlerini kapattı ve kendisini tekrar uykunun huzurlu kollarına bırakmayı arzuladı. Ama sadece arzuladı.

İmre, önce yerinde kıpırdandı, daha sonra ise gözlerini açtı ve esnedi. Olduğu konum, bulunduğu hâl ve dün gece gözlerinin önüne geldiğinde yüzü al al oldu ve bulunduğu yere sinerek çıtını çıkarmadı. Çünkü onun uyandığını düzensiz alıp verdiği nefeslerinde anlayabiliyordu.

Efken, şen dolu bir kahkaha attı. "Sen utanma duygusunu biliyor muydun Alacalı," dedi alay kokan ses tonuyla.

İmre başına daha çok çekti çarşafı ve görünmez olmayı denedi.

"Hayır, Alacalı. Şu an seni çok net görebiliyorum," dedi ve tekrar kahkaha attı. Daha sonra ciddi bir ses tonuyla, "Alacalı, çok acıktım ve gerçekten tuvalet ihtiyacımı gidermem gerekiyor. Acaba beni bir salabilir misin? Aksi halde çok iğrenç şeyler olacakmış gibi hissediyorum," dedi.

İmre, anında çekildi ve kendi alanına doğru gitti. Efken, onu daha fazla utandırmak ya da yüreğine pişmanlık duygusunu ekmek istemediğini fark etti. Yan gözle ona baktı ve onun, ona doğru bakmadığını görünce çarşafı kaldırdı ve eşofmanını üzerine geçirdi. Yatağa tekrar oturdu. Sol bacağı yataktan sarkarken sol ayağını yatağa koydu. Çarşafı, sadece başı gözükecek şekilde yavaşça çekti ve saçlarının arasına bir buse kondurdu.

"Ben pişman değilim. Sen de olma. Ruhum ruhuna; bedenim bedenine hapsolsun. Ben şikâyetçi değilim. Sen de olma, lütfen. Sadece özgürlüğünü hisset Alacalı," dedi. Daha sonra yataktan kalktı.

TARDUحيث تعيش القصص. اكتشف الآن