Papaoutai

2.3K 235 122
                                    


Bazı şeyleri kabullenmem zor olurdu. Aptala yatardım o zamanlar kabul etmek istemezdim elimden geldiği kadar reddederdim. Kabullendiğimde ise o düşünceden vaz geçmem çok zor olurdu. Nitekim Taehyung'tan hoşlandığımı kabul etmem de böyle olmuştu. Önce reddetmiştim ve şimdi sürekli beynimde Taehyung'tan hoşlandığım yankılanıyordu. Sürekli aklımda o vardı ve hareketlerim oldukça sakarlaşmıştı. oldukça komik gözüküyordum muhtemelen ve abim bununla alakalı benimle dalga geçmekten asla çekinmiyordu.  

Busan'a geleli iki gün olmuştu ve ben Jeongguk'un yatağındaydım ve kucağımdaki bilgisayardan bloga bakıyordum. Neredeyse Taehyung'la konuşmaya başladığımdan beri bloga girmiyordum ve açıkçası bu biraz garibime gitmişti. Jeongguk bilgisayarında oyun oynuyordu ve arkada kısık sesli müzik hakimdi. Blogda gezinirken gözüme bir soru takılmıştı. Kullanıcı adına baktığımda Taehyung'la tanışmamıza sebep olan kullanıcının sorduğunu görmüştüm. 

--

@girlgotagun: Sonsuz sevgi var mıdır? Sonsuz sevginin sırrı nedir? 

-@tellmesmth:  hayır tabi ki de bunu diyen aptal bir alışkanlığa sahiptir 

-@streamrevelacion: bence var yoksa nasıl bir ilişki, bir evlilik devam eder ki?

-@thebestonedynamite: kesinlikle var örnek verecek olursam eğer büyükbabamla büyükannem diyeblirim

-@Parkie: bence var fakay sonsuz sevginin temelinde sadece aşk yok. sevgi, sadakat, saygı, güven, samimiyet sonsuz sevgiyi oluşturur. 

--

Soruyu cevapladıktan sonra Jeongguk'a döndüm. Hala oyun oynuyordu. 

''Hey, Gguk?''

''Efendim?'' gözlerini oyundan çekmeden cevaplamıştı beni. 

''Sence sonsuz sevgi var mı?'' ilgisini çekmiştim belli ki oyununu bırakıp sandalyesiyle bana döndü.

''Hımm, bence var. Yani şöyle ki ben bence Namjoon'a sonsuz sevgi besliyorum ama bunu sadece aşkımdan dolayı yapmıyorum.'' gülümsedim. Kafa yapılarımız aynıydı. 

''Neden sordun?'' sandalyesinden kalkıp yanıma geldi benim gibi sırtını yatağın başlığına yasladı. 

''Bilmem, blogda birisi sormuştu sana da sormak istedim.''

''Peki sence var mı?'' ona blogda yazdıklarımı söyledim. 

''Şimdi bomba soruyu soruyorum, Taehyung için sonsuz aşkı hissediyor musun?'' duraklattı bu soru beni. Bir süre ne diyeceğimi bilemedim. 

''Sanırım hayır, henüz. Yani ondan çok hoşlanıyorum ama bu duygu daha yeni benim için. İlerde olabilir belki ve bunun olmasını çok isterim.'' sesinin çıkmamasından bana onay verdiğini anladım. Daha sonra gülerek omuzlarımızı çarpıştırdı.

''Ne zamandır ikimiz takılmıyorduk, özlemişim bu zamanları.'' cidden de öyleydi. Genellikle zamanının çoğunu Namjoon hyungla geçiriyordu.

''Ben de ona şaşırdım zaten nasıl ayrıldınız birbirinizden.'' dil çıkardı bana. 

''Şartlar işte.''

''Şartlar da eski  sınıf arkadaşlarıyla içmeye gitmesi normalde giderdin sen de ne oldu da aklına geldim?'' yüzü düştü bir anda. Onun bu yüz ifadesini görmek beni panikletmişti. 

''Jimin, ben seni çok mu yalnız bıraktım? Bu yüzden mi hep sanaldan arkadaş edindin?'' sesi titremişti ve gözleri dolmuştu.

''Ne? Saçmalama Gguk, y-yok öyle bir şey. Biliyorsun ben her zaman öyleydim.''

Montana / VminWhere stories live. Discover now