Die For You

1.6K 179 147
                                    




Seul'e adapte olamamıştım. Daha doğrusu Taehyung'suz olmaya adapte olamamıştım. Geleli neredeyse 5 gün olmuştu ve hala eksik hissediyordum. Birlikte geçirdiğimiz rüya gibi günlerden sonra gerçekliğe fena çakılmıştım. Taehyung yoktu. Aramızda saatler, kilometreler hatta kıtalar vardı ve Taehyung yoktu. Kendimi bir ay sonrasına odakladığım için neredeyse dünyayla bağımı kesmiştim. Bir nevi eski Jimin olmuştum diyebilirim. Saatlerce bilgisayarla uğraşıyor, Taehyung'tan mesaj gelmesini dört gözle bekler olmuştum. Yorganın altında, bilgisayar kucağımdaydı ve ben yaklaşan diğer hafta olacak finaller için ders çalışıyordum. Bir anda açılan kapı ile irkilmiş, yerimden sıçramıştım.

''10 dakika içinde bu odadan çıkmazsan seni dövüyormuşum,'' dedi Namjoon hyung. İstemsizce gülmüştüm bu duruma.

''Ders çalışıyorum hyung.'' harika bir savunma cümlesi değil de neydi?

''Geldiğinden beri aynı cümleyi kuruyorsun yemiyorum artık. Hadi çık şu kokuşmuş odadan.'' yenilgiyle ayağa kalktım ve söylenmeye başladım.

''Odam kokuşmuş değil, Namu!''

''Hıı. Gel sen onu benim kırılan burun direğime anlat.'' yine güldüm ona. Komik gelmişti bana bu durum istemsizce. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkamış ardından dişlerimi fırçalamıştım. Altımdaki eşofmanı hiç çıkarmadan üzerime Taehyung'un sweatini giydim ve Taehyung'un parfümünü sıktım. Eski kullandığım parfüm ondaydı ve böylece durumları eşitlemiş olmuştuk. Saçımı düzeltip montumu aldım ve birlikte çıktık odadan.

''Ee, çıktık ne oldu şimdi?''

''Senin dayağın mı gelmiş yoksa bana mı öyle geldi?'' gülerek omuz silktim ve koluna girdim.

''Aşk olsun Namu. Kırıldım şu an.''

''Biz de sen olmayınca kırılıyoruz, Jimin-ah.'' elbette ciddi olmadığını biliyordum ama yine de bir miktar üzülmüştüm.

''Üzgünüm, hyung. Sadece bu durumla başa çıkmaya çalışıyorum.'' gamzelerini göstererek harika bir gülümseme verdi bana.

''Elbette biliyorum, Jimin. Sadece sana takılıyorum.'' başımla onayladım onu ve birlikte çıktık yurttan.

''Jungkook nerede?''

''Onun kulüp toplantısı var. Biz gidelim o da gelir.'' onayladım onu ve birlikte her zaman gittiğimiz yere gittik.Birlikte içmeyeli uzun zaman olmuştu. Genelde oturduğumuz masaya geçince Taehyung'a mesaj attım.

--

Jimin:

Bebeğim

Namjoon ve Jeonggukla birlikte her zaman gittiğimiz yere geldik

Biraz et yiyip içmeyi planlıyoruz

Sen ne yapacaksın?

--

Mesajı attıktan sonra hyunga döndüm. Beni izliyordu. Yüzünde güzel bir gülümseme vardı.

''Taehyung'a mesaj attın değil mi?''

''Evet? Nereden anladın?'' güldü bu oldukça manidar bir gülüştü.

''Yüzündeki gülümsemeden, gözlerinin parlamasından. Bunları anca aşık bir adam anlar Jimin. Sana bakarken Jeongguk'la konuşurkenki halimi görüyorum sanki.'' ikisinin ilişkisine her zaman imrenirdim. Harika bir ilişkileri vardı kavgaları bile maksimum 3 saat sürerdi. Namjoon hyungtan bunları duymak beni mutlu etmişti bu yüzden.

Montana / VminWhere stories live. Discover now