High For This

2.3K 203 199
                                    


**Bu bölüm cinsel içeriklidir!

--

Henüz uyumamıştım. Neredeyse saat gece yarısı 2 olmak üzereydi ve ben Taehyung'la mesajlaşmak için uykumdan feragat ediyordum. Yixing yoktu. Gelmeyecekti bugün ve onun da rahatlığı üzerimdeydi. Taehyung'la aramız yaptığımız tartışmadan sonra daha iyiydi. Bana zaman ayırıyordu öyle ki uyumadığı zamanlar haricinde neredeyse saat başı yazıyordu - ben o an yazmasam bile-. Bu ilgisi aşırı hoşuma gidiyordu ve elimden geldiği kadar ben de karşılığını vermeye çalışıyordum. Attığı son mesaja cevap verecekken beni aramasıyla keyfim yerine gelmişti. 

''Keşke Yixing'in olmadığını önceden söyleseydin.'' 

''Neden ki?'' saf ayağına yatmayı seviyordum. O da biliyordu bilerek yaptığımı güldü bu yüzden. 

''Biliyorsun, sesini duymayı seviyorum.'' bu sefer gülen ben olmuştum. 

''Sen çok fenasın, Victor Kim.'' 

''Ya! Ne oldu da yine Victor Kim oldum?'' bu sefer gülüşüm daha da uzun sürdü. 

''İlla bir şey olmasına gerek yok. Adın Victor değil mi? Hm?'' 

''Öyle ama, senin için Taehyung olmak daha çok hoşuma gidiyor.'' sesi mırıltı gibiydi. Muhtemelen utanmıştı bu cümleyi kurarken.  

''Bayılıyorum benimle flörtöz konuşmana.'' 

''Sevgilim için her zaman, biliyorsun.'' gülerek yatakta yuvarlandım. 

''Söylemeyi unuttum ama fotoğrafların aşırı güzel. Hayran kaldım.'' hayal kırıklığıyla bağırdı. 

''Ne? Ne? Ne? Bunu söylemeyi nasıl unutursun Park Jimin!?'' kahkaha attım. Aşırı seviyordum onu. 

''Demek ki kafamda başka düşünceler geziniyormuş.'' 

''Bu kabul edilebilir bir sebep değil. Cezayı hak ettiniz monsieur  Park.'' 

''Lütfen monsieur Kim, cezalandırmayın beni. Affedin bu cahil, toy çocuğu.'' güldü. Etkileyici bir gülüştü bu ve heyecanlanmıştım istemsizce. 

''Maalesef monsieur Park. Cezanız 3000 kez beni sevdiğinizi söylemek ve bana fotoğraflar atmak.''

''Bu ceza değil, ödül olur benim için monsieur.'' güldük yine. Bir süre sessizce birbirimizin nefes alış verişlerini dinledik. 

''Kelebek,'' diye fısıldadı.  ''Sana bir şey demem gerekiyor.,'' diye devam etti. 

''Dinliyorum, canım?'' boğazını temizledi ve bir süre daha sustu. 

''Ben seni rüyamda gördüm.'' kıkırdadım. Boşuna telaşlanmıştı. 

''Bu muydu iki saat söyleyemediğin şey. Ne güzel işte.'' 

''Öyle değil. Islak bir rüyaydı Jimin.'' duyduğum şeyle şoka girmiştim. Yanaklarım anında kızarırken sesli bir şekilde yutkundum. Bu cümle beni utandırmaktan ziyade heyecanlandırmıştı. 

''Kelebek? Kızdın mı?'' sesindeki telaşı anlamıştım anında. 

''H-Hayır. Sadece he-heyecanlandım.'' aferin aptal Jimin. Kekelemek de ne?

''He-heyecanlandın mı?'' o da heyecanlanmıştı. Kekelemişti ve sesine de yansımıştı. 

''Evet,'' diye fısıldadım. 

Montana / VminWhere stories live. Discover now