13. Bölüm

3.1K 261 64
                                    

Bilge

"Biraz konuşabilir miyiz?"

Hmm...

Şuan içinde bulunduğum durumu özet geçmek gerekirse kesinlikle şu örnek üzerinden gidebiliriz.

Hani bilirsiniz bazı eski sevgili tipleri vardır.
Siz ilişki içerisindeyken umursamaz, kalpsiz, duygusuz ve hödük gibi davranır. Canınızdan bezdirir hatta ilişkiye başlayıp başlayacağınıza pişman ederler.

E doğal olarak hemen akabinde ayrılırsınız.
Dersiniz ki tamam bu adam bu kadardı macera bitti.
Finito, ciao bella, addios amigos.

Ve gerçekten biter.

Siz hayatınıza devam etmeye çalışırsınız, ucundan azıcık depresyona girip çıkarsınız, bazen çalan en alakasız şarkıları bile üzerinize alınırsınız, hafiften bir iki küfür edersiniz ama geçer.
Yani artık o ilişkinin ağır kabuğundan sıyrılırsınız. Daha özgür olursunuz.

Ya da olmaya çalışırsınız.

Çünkü kısa bir zaman sonra sizin bilmediğiniz hatta belki onun bile bilmediği bir sebepten dolayı "özledim" başlıklı mesajlar gelmeye başlar.

Hemen ardından içerik, "yok mu bize bir şans daha" konseptine evrilir.

Mesajlar sıklaşır, her saat başı telefonunuza cevapsız arama kaydı düşer, dm kutunuz onun attığı göndermeli postlarla dolar,
zaman geçer, kervan göçer ve daha başınıza nice saçma şeyler gelir.

Ve en sonunda ("kurtar ya rabbi"den "hele şükür" e geçiş yaptığınız bir arada ) her şey gibi bu rahatsız edici durum da son bulur.

Siz dersiniz ki " Artık gerçekten bitti ve sıyrıldım tamamdır yani yeni ufuklara yelken açabiliriz."

Tabiki açabilirsiniz hatta sıfırdan yelken bile dikebilirsiniz.

Yani siz dikersiniz de...

Yeni ilişkinizin şafağına doğru huzurla süzülen yelkenliniz her an o "eski sevgili"sıfatıyla birlikte alabora olabilir.

Çünkü yine bilinmeyen bir sebepten mesajlar ve aramalar geri döner, hatta mesajlar "çok özledim" e evrilir vs.

Hah işte benim geçmişim de tam olarak saplantılı eski sevgilim aslında.

Tam diyorum atlattım, unuttum, o köprüden çok sular aktı, yeni bir hayata başladım, yine kabak gibi dikiliyor karşıma.

Bazen Muzaffer beyin yardakçısı Ulaş abi oluyor, bazen bir eşyaya saklanmış olan anılar ve bazen de benim sahip olamadığım her şeye doğuştan sahip olabilen iki genç çocuk.

Geçmişim benim saplantılı eski sevgilim dostlar. Hatta o kadar saplantılı ki ne zaman mutlu olmaya çalışsam ruhuma dm'den mesaj geliyor "özledim" diye.

"Tabi, tabi konuşabiliriz. Gelin o zaman... Iıı şey içeri geçelim."

Hadi gazamız mübarek olsun bakalım...

**********

3.kişi

Kapı önünde birbirine bakmanın anlamsızlığını keşfeden Bilge, çocuklara yavaşça bahçe kapısını gösterirken bir yandan da Patron'un kulübesine göz atmaya başlamıştı.

Aslında bir miktar oyalanmaya çalışıyordu. Çünkü onlarla ilk defa birebir konuşacağı için biraz heyecanlıydı ve Oğuz'un gergin bakışlarını hissettikçe de huzursuz oluyordu.

Hakikaten bu çocuğun derdi neydi acaba. Halbuki Nisan ne kadar da ılımlı bakıyordu.

"Şöyle geçelim isterseniz salon bu tarafta."

Yüz YüzeWhere stories live. Discover now