¹⁵

4.1K 532 157
                                    

danbi;
Jisung??

jisung;
Danbi?

danbi;
Ah Minho telefon numaranı yanlış vermiş olabilir diye öyle yazdım

Doğruymuş

O zaman

Selam!

jisung;
Selam

danbi;
Biz kızlarla düşündük de

Bizim odaya gelsenize

Birlikte takılırız

jisung;
Oh

Pekala diğerlerine bir söyleyeyim

Sen neden Minho'ya yazmadın?

danbi;
Aslında ona yazmayı düşündüm

Ama numaranın doğru olup olmadığını da kontrol etmek istiyordum

Bir taşta iki kuş vurdum;)

jisung;
Anladım

Seni iki saniye bekleteyim ben

Diğerlerine sorayım

danbi;
Tamamdır!

<•>

Kaşlarım çatık bir şekilde ekran başımı kaldırdım. Derin bir nefes alıp hemen karşımdaki koltuktan oturan Yong'a odaklandım. Normalde selam bile vermeyeceğim biriydi ama proje sağolsun birlikte iyi geçinmek zorunda kalmıştık.

"Kızlar bizi çağırıyor." sıkıldığını gerçekten belli edercesine nefes verdi ve başını hızlıca sallamaya başladı. "Tamam, tamam hadi gidelim." büyük ihtimal pijamalarından kurtulmak adına içeri doğru koştu. Göz devirdim.

Böylesine biri nasıl zorba olabilirdi anlamıyordum.

Geriye kalan son kişi mutfakta olmalıydı. Ayağa kalkıp birkaç saniye derin nefesler aldım. Minho ile baş başa kalıp konuşmak beni her zaman geriyordu. Yine o anlardan bir tanesini yaşayacaktım.

Otomatik olarak elim saçlarıma ve tişörtüme gitmişti. Düzgün olup olmadıklarını kontrol ettikten sonra tebessüm ettim.

İyi şanslar Jisung!

Mutfağa bakışların yerde girmiştim. Başımı kaldırdığımda gördüğüm manzara ne kadar hoşuma gitse de, refleks olarak gözlerim irileşmişti.

Kuru kuru öksürüp orada olduğumu belli ettim ama o bunu zaten fark etmişti. Kaşları çatık bir şekilde bana baktı. Elindeki su bardağını tezgaha bırakıp kollarını göğsünde birleştirdi.

"Sorun ne?"

Sorun ne mi? Sorun tişörtünün olmaması Lee Minho!

Ağzım aralandı ama konuşamadım. Demek istediğim şeylere resmen dilim dönmüyordu. Onda olan şey bende de olabilirdi ama insan yine de garip hissediyordu.

"Doğrusu seni yarı çıplak görmeyi beklemiyordum. Üstelik mutfakta." sırıttı. Ne sanıyordum ki? O tam anlamıyla her hareketiyle kötü çocuktu. Bu da yakışır bir tanesiydi.

"Duş almıştım, seni şaşırttığım için özür dilerim." dedi alaycı gülümsemesiyle. Bardağı çalkalayıp yerine koydu. Saçlarını geriye attı.

"Söyleyecek bir şeyin yoksa saçımı kurutmaya gideceğim." mutfaktan çıkmak için yanıma geldiğinde geriledim. Salak gibi gözüktüğüme yemin edebilirdim.

Sakin ol. Sakin ol. Sadece sağdan sağdan geçecek.

"Aslında var. Danbi onlara gitmemizi teklifi etti. Yong'a söyledim. Sanırım şu an hazırlanıyor."

Neşe saçan yüzü anında düşerken, biraz da sinirli bir tavır almıştı. Neden olduğunu anlamamıştım ama öfkelenmişti.

Dudaklarını yaladı. Tek kaşı havadayken sordu. "Danbi ile mi konuşuyorsun?" iki yana salladım kafamı. Neticede aslında konuşmuyorduk. Bugün ilk defa mesajlaşmıştık.

"Hayır. Ona numaramı sen vermişsin."

Odasına doğru yürüdü. Arkasında kalan bana bakmadı bile. Normal ses tonundan biraz daha yüksek şekilde konuşmuştu.

"Söyle Danbi'ye geliyoruz!"

Yüzümü buruşturdum. Ne diye şu an bana atarlanmıştı ki? Göz devirdim. Sağ gösterip sol vurmasını çok iyi biliyordu ve bu sinirimi bozmiyor değildi.

Telefonumu açıp tekrar Danbi ile olan konuşmama girdim.

<•>

jisung;
Özür dilerim biraz fazla beklettim

Büyük ihtimalle yarım saate kadar sizdeyiz

danbi;
Tamamdır!

Bekliyoruz o halde

jisung;
Anlaştık

arcane ✧ minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin