³⁸

3.5K 446 73
                                    

"Sanırım beni burada tek isteyen büyükannen." dedi Minho ve yatağıma oturdu. Soo Ah, aşağıda büyükannemin bizim yanımıza gelmesini engelliyordu. Kuzenlerim de ona yardım ediyordu ve o kadar kişi anca durduruyordu.

Sadece bakışlarımı ondan tarafa çevirip, bir süre izledim. Hala inanamıyordum ama buraya gelmişti. Üstelik ne sevgilim, ne de arkadaşımdı. Danbi'nin saçma sözlerine taş çıkartacak bir şekilde karşımdaydı. Benimle alay etmek için şehir değiştirecek bir işsiz olduğunu hiç düşünmüyordum.

"Gelmeni beklemiyorduk sadece. Seni istemediğimizden değil. başını salladı ve tamamen bana döndü. Ayaklarını kendine çekip dudaklarını ıslattı. Yüzüne ciddi bir ifade takındıktan sonra elimi tuttu. "Şimdi neden benden uzaklaştığını söyleyecek misin?"

İçeriye birinin girme ihtimaline karşın kendi elimi çektim. Bunu ona belirtmek adına ise kapıyı gösterdim. Hala ona trip attığımı falan sanmasını istemiyordum çünkü.

"Saçma sapan bir şey işte. Boşver." dedim unutmasını umarak. Ama öyle olmamıştı. Arkadaşımın telefonda dediklerini hatırlamış ve tekrar gün yüzüne çıkarma gereği duymuştu. "Danbi ne alaka?" derin bir nefes verdim. İşleri daha zor hale getirdiği doğruydu ama şu an aşağı da yardım eden de o idi.

"Minho bu konu hakkında konuşmak istemiyorum." duymamazlıktan gelip sorusuna cevap vermemi beklemeye devam etti. Pes ettim. Söyleyip kurtulmak en iyisiydi belki de.

"Kötü çocuk olduğunu biliyorum ama neden olduğunu bilmiyorum Minho. Bu yüzden Danbi bana birilerini kandırdığını söylediğinde istemeden de olsa şüphelendim." kaşlarını çattı. Sessiz kalıp anlattıklarımı anlamak için çabaladı. Bir süre sonra gerçekten sinirli bir ifadeyle bana geri baktı.

"Danbi seni kandırdığımı mı söyledi?" kafamı aşağı yukarı oynattım. Daha sonra her şeyi biraz daha detaylandırdım ve kanıt olarak da konuşmalarımızı sundum. Gözlerine inanamıyor gibiydi. En yakın arkadaşının bunu yapmış olması onu sarsmıştı.

Şayet Soo Ah benim arkamdan böyle bir iş çevirse aynı şekilde benim de kalbim kırılır ve ona olan güvenimden geriye zerre kalmazdı.

Gergince ellerimi tuttu az önceki hareketimi tamamen hiçe sayarak. "Seni kandırmıyorum. Yemin ederim. Yemin ederim seni seviyorum Han. Danbi neden öyle dedi bilmiyorum ama asla öyle bir amacım yok." bu kadar korkması bile bütün yaşanılanların gerçek olduğunun tespitiydi. Gülümsedim. Ona inandığımı söyledim.

Rahatlamıştı. Gözlerini kısa bir süre için kapatıp nefesini düzene soktu. Tekrar bana baktığında eş zamanlı olarak devam etti kaldığı yerden.

"Bana güvenmen için ne yapabilirim? İstersen okuldan saklarız... Ya da... Ne bileyim sen nasıl istersin?" henüz sevgili olmadığımız göz önünde bulundururlursa bir şey tercih etmiyordum. Ortamı biraz yumuşatmak adına göz devirdim.

"Biz sevgili değiliz Minho." dedim eski konuşmalarımızı hatırlatarak. Dediğime sırıtmış ve tekrar biz olduğumuz için tebessüm etmişti.

"Ne yani sana burada mı çıkma teklifi etmeliyim?" gözlerim irileşti. Büyükannem var ise bir boklar kopardı. Haliyle buna izin veremezdim. Ayrıca teklifi o edecek diye bir kural da yoktu. İstediğim zaman ben de teklif edebilirdim.

"Emin misin?" dedikten sonra uyumlu olarak sorumun sebebi olan yaşlı kadının sesi kulaklarımıza dolduğunda ikimiz de gülmüştük. Aramızdaki saçma soğukluğu giderdiğimize seviniyordum. Her zaman ona karşı güvenim tamdı ama Danbi'nin neden böyle bir şey yaptığına aklım ermemişti. O yüzden doğruları ondan dinlemek iyi olmuştu.

arcane ✧ minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin