⁵²

2.6K 352 196
                                    

Nikah memuru neler olacağını hiç bilmeden sandalyesinde otururken, derin bir nefes aldım ve planı uygulamadan önce Minho'ya döndüm. O da en az benim kadar gergindi çünkü bir şey anlatmaya zamanım yoktu.

Hyunjin, Minyoung'un sahte tebessümü ile birlikte gerekli konuşmaları dinliyordu. Biz de şahitler olarak tam yanlarına oturmuş, imza atma sırasının gelmesini bekliyorduk. Göğsüm nefes aldığımı belirterek inip kalkıyordu ama o kadar telaşlıydım ki bana hiç nefes almıyormuşum gibi geliyordu.

Artık bir yerden başlamam gerektiğini düşünüp erkek arkadaşımın kulağına doğru fısıldadım. "Bana güveniyor musun?" önce hayır demek istercesine bir ifade takındı ama daha sonra başını salladı. "Peki beni seviyor musun?" yine başını olumlu anlamda sallayıp gülümsedi. Ne olursa olsun bana ayak uydurması gerektiğini ekledikten sonra artık sadede gelen nikah memuruna baktım.

"Gelin, Kim Minyoung... Hwang Hyunjin'i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" sanki doğruları bilmiyormuşuz gibi sahte neşesiyle, "Evet!" diye bağırmıştı. Salondan alkış koparken Hyunjin bana bakış attı. Sakince evet demesini işaret ettim. Nefes verip sözlerin söylenmesini bekledi.

"Damat Hwang Hyunjin, Kim Minyoung'u eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" kısa bir sessizlik olunca, herkes tereddüt etmişti. Yavaşça kuzenimin ayağına basarak devam etmesini söyledim. "Evet." dedi heyecanla ama bir o kadar da istemeyerek. Yine büyük bir alkış koltuğunda Minho planımı ne zaman uygulayacağımı soran gözleriyle bana döndü.

"Şahitlerimiz buna tanıklık ediyor mu?" hayır diyesim vardı ama engelledim kendimi. Her şey istediğim gibi giderken şu an bozmamam lazımdı. "Evet." ben evet deyince, Minho da benim gibi karşılık vermişti. Ardından imzalaması için geline evlilik cüzdanı uzatılmıştı. İşte şimdi benim sıramdı.

"Durun, durun bir dakika!" herkes dikkatini bana verirken sırıttım. Ama ciddi olduğumu da bir yandan ortaya koymuştum. "Gelenekleri görmezden gelemeyiz." doğrusu bir yerde annem ve Hwang Teyze'min karşı çıkacağını düşünüyordum. Ve içten içe bu yüzden dua ediyordum.

"Bize göre, gelinle damattan önce şahitler imza atar." Minyoung böyle bir saçmalığın olmadığını bildiğinden kaşlarını çattı. İtiraz etmeye kalkacağı sırada diğer şahit de onaylayınca susmaktan başka çare bulamamıştı.

"Geleneklerime çok önem veririm." diye belirtti sonra Hyunjin. Biraz inatlaşmanın ardından Nikah Memuru da gideceği başka düğünler olduğunu söyleyip izin vermişti. Zaferle gülümsedim. Ne kadar herkes benim laf dalaşına girmiş olmama gülüyor olsa da, kuzenimi kurtarmak üzereydim.

Bir yandan adamla konuşuyp dikkatini dağıtırken cüzdanı imzaladım. "Siz bayadır bu mecradasınız herhalde... Çok işinin ehli duruyorsunuz." Tanrı'dan sabır dileyerek az ve öz kelimelerle sohbetin devamını getirdi.

Başımı hiç çevirmeden, sadece muhatabıma bakarak Minho'ya imzalaması gereken yeri gösterdim. Birazdan ortalık karışabilirdi. Ama böylece hem büyükannem, hem ben, hem de Hyunjin mutlu olacaktı.

Nihayet ikimiz de şahitlik ettiğimizde, seve seve damada uzattım cüzdanı. Ne yapması gerektiğini anladığında baya şaşırmıştı ama çaktırmadan planı sürdürdü. "Zor oluyor mu peki?" diye sordum bir yandan. Adam kalkıp bana bir yumruk atmamak için kendini zor tutuyordu. Bunu biliyordum.

"Değil." dedi katı bir tonda ve hepimiz cüzdanın geline geçişini izledik. Pek dikkatsiz bir şekilde kuzenimin imzasının hemen yanına o da imza attıktan sonra keyifle gülümsedim. İşte planım tıkırında ilerlemiş ve bitmişti. Kollarımı zaferle iki yana açmak istesem de saniyelerin ardından annemin dayaklarından kaçmaya sakladım enerjimi.

arcane ✧ minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin