kırmızı şarap tadında bir final

2.1K 160 434
                                    

Sabah saat erkenden sevdiği adamın yanından kalkmasının siniri, verdiği ifadeyle katlanmıştı. Tüm gün olay çıkartmak istemediği için öfkesini içinde yaşamak zorunda kalan Osamu, sınırlarını zorladığı her halinden belli oluyordu.

Meslektaşlarının onu sorguya çekmesi gururuna dokunmuştu. Diğerleri tarafından da hoş karşılanmayan bu durum, kanunların isteğiydi.

Yoğun bir günün verdiği yorgunluğu alacak tek bir şey vardı, o da Chuya'ydı. İşten çıktığında arabasına binmeden sevdiği adamı aradı, birkaç arama sonucunda Chuya telefonunu açmayınca hastanede olduğunu anlamıştı.

Arabasına bindiğinde telefonuna gelen bildirimle ekranına baktı, "Hatırlatma: Bugün Döl İsrafı'nın doğum günü." Sesli bir şekilde "Siktir!" dedi.

Bundan önceki doğum günleri yan yana olmadıkları için önemsiz gelirdi ama artık yan yanalardı, "Ne yapmalıyım?" diye düşündü. Anlamı büyük olan bir şey yapmalıydı, düşünmeye devam etti. Aklına ilk gelen fikri işleme koymuştu bile.

Chūya'ya kısa bir mesajla iş çıkışı onu alacağını söylemişti. Planının ikinci aşamasına geçmek için yola çıktı. Bu doğum gününü hediyesiz geçirmemeliydi, hediyenin ne olacağını biliyordu. Ona ömrünün sonuna kadar yanında olduğunu göstermek için yüzük alacaktı.

Yol boyunca birçok mücevher satan dükkan gezmişti ama aradığı kriterlere uyan bir şey bulamamıştı. Daha çok ikisinin de tarzını yansıtan sade bir yüzük arıyordu. Evine yaklaştığında bir dükkana daha rastladı, son şansını denemek için arabadan inip dükkana girdi.

Direkt dikkatini çeken yüzüklere yaklaştı, yakından bakmak istiyordu. Satıcıya "Bu çift yüzüklerine bakabilir miyim?" dedi. Adam yüzükleri satış tezgahından alıp Osamu'nun önüne bıraktı. Geniş çaplı yüzüğü eline alıp parmağında denedi, gülümsemeden duramamıştı. Sade, düz bir yüzük olmasına rağmen en gösterişlisiydi. İkisine de uygun bir yüzük bulduğuna sevindi.

"Bu çifti almak istiyorum, lütfen özel bir kutuya koyun." Osamu'nun sözlerinden sonra satıcı yüzükleri alıp kutuya koymuştu. Ödemeyi yapıp yüzükleri aldı, dükkandan çıktığında arabasına bindi. Kutuyu açıp yüzüklere tekrar baktığında bu sefer gülümsemesine dişleri de eşlik ediyordu. Kutuyu kapatıp cebine koydu, saatini kontrol etti, 15.25. Vaktinin daraldığını görünce arabasını çalıştırıp evine sürdü.

Eve vardığında arabadan indi, içeri girip odasına çıktı. Evi toplamak için üzerine rahat bir şeyler giydi. Odasından başlayarak sırayla tüm evi toplayıp temizlemişti. Bu çabasının tek nedeni Chūya'nın gözünde iyi görünmek olduğu kolayca anlaşılıyordu.

Yemek yapmak için mutfağa girdiğinde telefonuna bildirim gelmişti. Ekrana baktığında mesajın Chūya'dan geldiğini görünce eline aldı, mesajı görüntüledi. "Yarım saat sonra işim bitiyor. Beni almaya geleceğin için çok mutluyum, çünkü çok yorgunum (╥﹏╥)" yazıyordu.

"Asıl yorgun olan benim ama sana değer." Osamu kendi kendine konuştuğunu fark edince güldü. Yemek yapmaya vakti kalmadığı için odasına çıkıp üzerini değişti. Her zamankinden farklı görünmeye çalışsa da başaramamıştı. Kabanını da giyince en küçük farklılık bile artık fark edilmez olmuştu. Anahtarını aldı, evden çıkıp arabasına bindiğinde vakit kaybetmemek için hemen yola çıktı.

Chūya tüm gününü ameliyathanelerin birinden çıkıp diğerine girmekle geçirmişti. Son ameliyatı bitince Osamu'ya mesaj attı, üzerini değişmek için odasına gitti.

Günün sonunda Osamu ile olmak yorgunluğunu biraz olsun azaltıyordu. Yaklaşık bir aydır ikisi de çok yoğun çalışıyorlardı, bir süre isteseler de buluşamamışlardı. Çözüm olarak iş çıkışlarında Osamu onu almaya geliyordu. Bu durum birazda olsa birbirlerini görmelerine, vakit geçirmelerine olanak sağlıyordu.

sapiens!! •soukoku•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin