son pişmanlık fayda etmez

2.4K 197 174
                                    

Chūya, koliyle taşıdığı kitapları depoya koydu. Osamu ile buluşmadan önce vakit geçirecek şeylere yönelmiş, okul yıllarından kalan kitapları kolilere doldurmuştu. Tüm gece uyuyamadığı halde gram uykusuzluk çekmiyor, tersine enerjik hissediyordu.

Devamlı bir şeylerle ilgilenmesi yine de kafasında ki düşüncelerin dağılmasına yetmiyordu. Belki de Osamu'yu son görüşü olacaktı bugün. Sonrasında hayatının geri kalanının bir önemi kalmayacaktı. Bunları şimdi düşünse de birkaç yıl önce verdiği kararların yanlışlığı onları bu raddeye getirmişti.

Chūya, telefonuna gelen mesajla oturduğu koltuktan kalktı. Mesaj Osamu'dan gelmişti, buluşacakları yerin konumunu atmıştı.

"Sadece konum mu? Görüşürüz yada dikkatli gel gibi bir şeyler beklerdim doğrusu." Beklentisinin ne kadar imkansız olduğunu düşünmeyi de ihmal etmemişti.

Hızlıca üzerini değiştikten sonra evden çıktı, otobüs durağına hızlı adımlarla yürüdü. Durağa geldiğinde ilk gelen otobüse bindi. Osamu'nun attığı konuma göre adrese gidiyordu.

Yaklaştığında otobüsten indi, etrafına bakındı. Osamu, yolun karşısındaki karakolun kapısında dikilmiş onu bekliyordu. Göz göze geldiklerinde Chūya gülümsedi ama Osamu'nun yüzünde bir hareketlenme bile olmamıştı.

Chūya daha fazla beklemeden yolun karşısına geçti, karakolun önüne geldiğinde durdu. Neden orada öylece dikildiğini anlaması uzun sürmemişti.

"Buluşma yeri olarak iş yerini mi seçtin? Bir kafe, lokanta..." Osamu arkasını dönüp içeri girince Chūya sözünü kesip peşinden içeri girdi.

Telsiz sesleri ofislerden çıkıyor, koridorda duran Chūya'nın kulağına ulaşıyordu. Gürültünün yoğunluğu yüzünü buruşturmasına yetmişti. Osamu'nun "Dur burada. İki dakikaya geliyorum." lafı üzerine tam yirmi dakikadır onu bekliyordu.

Osamu, ofisden çıktığında birlikte odasına geçmişlerdi. Bu sırada Chūya uzun süredir beklediğinden yakınıyordu. Osamu derin bir nefes aldı, Chūya'nın omuzlarından tutarak onu koltuğa oturttu. Konuşması yine yarıda kesilmesine rağmen devam etmedi, susup etrafa bakınmaya başladı. Osamu, aldığı nefesi misliyle geri verdi ve koltuğuna geçip oturdu.

"Evet. Buluşalım diye tutturuyordun. Seni dinliyorum." Osamu'nun sesindeki ciddiyet Chūya'nın daha da gergin olmasını sağlamıştı. Biraz önce susmayan çocuk şimdi iki kelime laf edemiyordu. Osamu konuşmasına devam etti.

"Ciddi konulara gelince nasıl da susuyorsun. Mesajlaşmak olsa süslü cümlelerini sıralardın şimdi." Koltuğuna yaslandı, karşılık beklemiyor gibiydi. Chūya daha fazla susmadı. Buluşmak istemesinin amacını susarak sağlayamazdı.

"Haklısın. Gözlerinin içine bakmadan konuşmak daha kolaydı. Şu an ortamında biraz etkisi var tabii ki. Gerildim biraz." Chūya cümlesini sonlandırdığında Osamu, koltuğuna yaslandı, "Oysa ben şu an çok rahatım." dedi. Tavır ve davranışları bunu destekliyordu, konuşmasına devam etti. "İnsan çoğu vaktini nerede geçirirse orda rahat olurmuş, ondan olmalı. Peki sen benim hep kalbimdeydin, neden gittin? Rahat değil miydi?" dedi. Chuya imalı bu soruyu görmezden gelip asıl gelme amacındaki konuya giriş yaptı.

"Yaşanılan kötü tecrübeleri tekrar gün yüzüne çıkarıp canını sıkmak istemiyorum ama bunların konuşulması gerekiyor. Binlerce kez özür dilerim. Bencillik yapıp hayatımda biri yokmuş gibi kararlar aldım ve bunları hayata geçirdim. O zamanlar kaçırılmaz bir fırsat gibi büyüklerim önüme sunmuştu, düşünmeden kabul ettim. Çok sevinirsin hatta belki benimle gelirsin sanmıştım. Senden olumsuz tepki alsam bile gittim, bir iki güne beni affedersin sandım. Yaptığım hatanın büyüklüğüne bakmadan. Orada günler hızlı ve güzel geçiyordu, o kadar yoğun bir programım vardı ki senden ne kadar uzaklaştığımı bile fark edemedim. Sana duyduğum özlem altında ezilip kaldım. Döndüğümde hiçbir şey eskisi gibi değildi ve bunun olmasına ben izin vermiştim. Bu yüzden beni istediğin kadar suçlayabilirsin çünkü suçlu benim. Senden..." Chūya daha fazla devam edemedi. Sesi titremeye, gözleri dolmaya başlamıştı.

Osamu, yaslandığı yerden doğruldu. "Sana gitmemen için yalvardım. Sen ise beni ileride iyi yerlere gelebileceğine inandıran insanların istekleri için bırakıp gittin. Ne oldu sonra? Nerde şimdi o insanlar? Ben neredeyim? Sen neredesin? Hala bizim tekrar bir araya gelebileceğimize inanıyor musun? Bunca olandan sonra?" Sesinin şiddeti her cümlesinde biraz daha azaldı.

"Senden son bir şans istemek için geldim." dedi Chūya ama Osamu tek kelime etmedi. Umutsuz vaka olduğunu hissetmesi kısa sürmüştü.

"Gitsem iyi olacak. Kendine iyi bak." Oturduğu koltuktan kalkarken konuştu Chūya. Kapıya doğru ilerlediği sırada Osamu ayağa kalktı.

"En iyi yaptığın şeyi yap ve git." dedi.

Chūya, dolu gözlerle Osamu'ya baktı. "Özür dilerim." Konuşurken akan göz yaşlarını elinin tersiyle silerek odadan çıktı. Artık geri dönülmez bir çıkmaza girdiğinin farkındaydı.

_____

Hep aynı şeyler ama yapacak bir şey yok 

iki bölüme barışırlar ne kadar istemesem de

iki bölüme barışırlar ne kadar istemesem de

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
sapiens!! •soukoku•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin