+ nezarethane

1.4K 120 101
                                    

|Dazai|

|Chuya| 

Dazai aranıyor...

"Efendim?"

"Dazai! Ben Chūya. Acil buraya gelmen gerekiyor. Senin çalıştığın karakoldayım."

"Karakol mu? Ne işin var orada?"

"İki hasta arasında kavga çıktı. Üstüne üstlük benden şikayetçi olmuşlar! Ben onları ayırıyordum!"

"Durduk yere mi şikayetçi oldular? Nedense inanasım gelmedi."

"Ayırıyordum diyorum! Her neyse gel al beni buradan. Senin tanıdığın olduğumu söylüyorum ama umursamıyorlar."

"Devlet memurundan seni kayırmasını mı istedin? Tanrım sen delirmişsin. Bu bile seni nezarethaneye atmak için sebeptir."

"Gelir misin? Lütfen! Sana ihtiyacım var burada."

"Yetişkin biri olduğunu düşünüyorum. Kendin halledebilirsin. Benim bugün izin günüm, kimse beni oraya getiremez."

Arama sonlandırıldı

...

Tek telefon hakkını onu kurtaracağını sandığı kişide kullanmış ve işe yaramamıştı. Telefonu kapattığında içinden "şimdi ben ne yapacağım" diye geçirdi. Polisin "Hadi kalk!" sözlerinin ardından oturduğu koltuktan kalkıp nezarethaneye doğru yürüyordu.

"Biz de hayatımızı bunun gibi doktorlara emanet ediyoruz. Hayat kurtarmaları gerekirken serserilik yapıyorlar." Chūya duyduğu sözlere kulak asmadan devam etmek istese de hasta yakını söylenmeye devam edince yapamamıştı.

"Sözlerinize dikkat etmenizi öneririm. Sanırım kim haklı kim haksız bunu kavrayamayacak zekaya sahipsiniz, sabrımı zorlamayın. Sizden de şikayetçi olurum." Üzerine yürüdüğü hasta ona yaklaşıp saldıracağı sırada polisler aralarına girmiş ve Chūya'yı hızla nezarethaneye götürmüştü.

"Buraya girmesi gereken ben değilim! Kamera kayıtlarına bakmak hanginizin aklına gelecek? İşinizi doğru yapın ve hemen çıkarın beni buradan!" Ne kadar sinirli olduğunu tutunduğu demirlere vurarak gösterdi. Kimsenin onu dinlememesi kendi işine bakması sinirinin katlanmasına yetmişti.

"Dedektif Dazai'nin eski sevgilisi olduğunu biliyor muydunuz?"
"Ayrılmalarından sonra hala yüzsüz gibi ondan yardım mı istiyor?"
"Bir doktor ve dedektifin aşkı ne kadar sürmesini bekliyordunuz ki?"
"Doktor diyorsunuz ama çok genç ve yakışıklı. Hemşire olmasın?"

Polisler kendi aralarında konuştukları sırada Osamu'nun gelmesiyle hepsi susmuştu. "Beyler şu an zevzeklik yapmanızın sebebi sanırım ülkedeki herkes iyi olmaya karar verdi ve size de iş kalmadı." Osamu'nun sözlerinin ardından hepsi selam verip işlerinin başına dönmüşlerdi.

Chūya'nın tutulduğu nezarethaneye doğru yürüdüğünde bağırışlarını duyabiliyordu. İçeriye girmeden kimlerin neden şikayetçi olduklarını öğrendi. Kamera kayıtlarının incelenmesi ardından serbest bırakılacaktı. Gereken incelemenin ardından suçsuz olduğu anlaşılmıştı.

Polisler onu çıkarmadan önce Osamu yanına gitmişti. "Herkes dışarı çıksın. Beş dakika sonra gelebilirsiniz."

Chūya duyduğu tanıdık sesle oturduğu yerden kalktı, karşısındaki adama bakarak "Geç kaldın. Hadi çıkar beni hastaneye dönmeliyim. Nöbet günüm." dedi. Osamu sanki onu duymamış gibi etrafa bakındı.

"Sesin koridoru inletiyordu. Bu kadar bağıracak ne var? Her yaptığın şeyin bir sonucu olduğunu bilmen gerekir. Suçunu kabul etmek neden sana zor geliyor?" Osamu'nun sakin konuşmasının aksine Chūya sakinliğini koruyamamıştı.

"Suçlu olsaydım susardım! İşini iyi yapamayan insanlarla çalışmak zor olmalı. Kaç hasta beni bekliyor biliyor musun sen? Çabuk çıkarın beni!"

"Yokluğumda nezarethaneye bile düştün. Doktorluk monoton mu geldi? Heyecan mı arıyorsun?" Osamu konuşurken yüzüne yerleştirdiği gülümseme fazlasıyla aşağılayıcıydı.

"Ben değil de sanırım iş arkadaşların heyecan arıyorlarmış. Benim gelmem onları heyecanlandırmışa benziyordu." Chūya'nın sözleri Osamu'yu sinirlendirmişti, cevap vermeden oradan uzaklaştı. Onun ardından gelen polis Chūya'yı serbest bırakmıştı.

Karakoldan çıktığında Osamu'yu arabasına binerken görünce koşar adım yanına gidip arabasına binmişti. Neler olduğunu bile anlamasına fırsat vermeden "Beni hastaneye götür. Bir sürü acil çağrı almışım." dedi. Osamu derin bir nefes alıp verdi, arabayı çalıştırdı. "Bunu o insanlar için yapıyorum, asla senin için değil."

"Açıklama yapmanı anlamadım. Gerek yoktu." Chūya elindeki telefona bakarken konuşmuştu.

"Kafana yanlış düşünceler sokmaman için bu açıklamayı yaptım. Konu sen olunca önlemi önden almak gerekiyor, tecrübe diyelim."

Hastaneye vardıklarında Chūya teşekkür edip arabadan indi. Koşarak binaya girdiğinde Osamu arkasından bakmakla yetinmişti.

"Bana bir izin günü borçlusun Chūya." 

sapiens!! •soukoku•Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon