Bölüm 8: Sevdanın Zulmü

37 4 0
                                    

İğbirar edasını ihfa etmek için, anlamı derin bakışlarına son verip, kendi nazarında durmuş zamanın işlemesine izin verdi Piraye ve saçlarını savurarak çevirdi bakışlarını başka yöne. Adını işittiği anda unuttuğu adama iyice sokulup, coşkulu müziğe ayak uydurarak davetkar dansına devam etti. Deniz ve Yiğit, onu buradan nasıl çıkaracaklarını kendi aralarında muhakeme ederken, Akel, gerilen kaslarını gevşetmek için ısmarladığı içkiyi kafasına dikti. İçinden tekrar ettiği kelimeler, kendini teskin etmesine yetmiyor, karşısındaki insanlar sanki sinir hücreleri üzerinde tepiniyormuş gibi hissediyordu.

"Bu kadar yeter, gerekirse sürükleyerek çıkaracağım onu." Yiğit, Deniz'i hemen durdurdu ve sertçe yutkunarak biranda kavradığı, avucunda küçücük kalan ele baktı. Sonra yeşillerini, gri gökyüzünde parlayacak bir şimşekle geri püskürtüleceği gözlere dikti. Öyle de oldu. Deniz elini hızla sıyırıp, kalbinde coşmaya meyleden ılık hissi önlemek için sert bir ifade takındı.

"Özür dilerim. Sadece, eğer üzerine gidersen onu, iyiliğini düşündüğün konusunda ikna etmen zor olacak. " Deniz, duygularına zehirli bir sarmaşık gibi dolanan ismi meçhul hisse meydan okurcasına Yiğit'e yaklaştı.

"Sen bana akıl verene kadar önce git, kendi arkadaşınla iletişim kurmaya çalış. Ne biçim psikologsun sen?" Sözlerinin ardından, küçümser bir bakış savurup zoraki duraksattığı adımlarını sürdürdü. Pervasızca dans eden insanların arasında güçlükle ilerleyen ve arkadaşına iyice yaklaşan Deniz, onu kolundan kavradı. Mızmız bir çocuk gibi kolunun üzerindeki kuvvetten kurtulan Piraye, sözleri müziğin melodisine karışmasın diye bağırdı.

"Rahat bırak beni!" Sabır çeken Deniz, zaten her tarafına çarpan ellerden kollardan ötürü oldukça rahatsız bir konumdaydı. Sanırım birkaç saniye önce de kim olduğunu göremediği biri tarafından taciz de edilmişti. Poposuna değen eli gayet net hissetmiş ama suratına tokat patlatacağı şahsı onca insan içinden seçememişti. Piraye, kendine arkasını dönen adamın tekrar dikkatini üzerine çekti ve temaslı dansına devam etti. Adamın elleri, Piraye'nin belinden aşağı kayarken, onu tekrar kolundan yakalamaya meyleden Deniz, ne olduğunu anlayamadan kenara iteklendi. Akel Piraye'yi bir hışımla kolundan tutup kendine çekti ve onun hareketlenmesini beklemeden yürümeye başlayarak onu peşinden sürükledi. Kolları aniden boşta kalan adam, birkaç adımla hemen onlara ulaşıp hesap sormaya yeltenmişti ki Piraye'nin sıkıca kavradığı elini bırakan Akel, adama sert bir yumruk savurdu. Sarhoşluğuyla sersemlemiş dünyası karanlığa gömülen adam yerden kalkamazken yükselen çığlıklar ortalığı karıştırdı. Deniz, şoka girmiş bir vaziyette hararetle söylenen Piraye'yi kalçasından kavrayıp, omzuna atan Akel'in arkasından bakıyordu ki ayaklarının dibine biri daha yığıldı. Dağılan saçlarını sıvazlayan Yiğit, Deniz'i kolundan tutup, çıkışa sürüklerken suretinde yamuk bir tebessüm vardı. Dışarıya çıktıklarında hiç vakit kaybetmeden Yiğit'in arabasına bindiler. Arka koltuğa yerleşen Piraye, ön tarafa, Yiğit'in yanına oturan Akel'e laf yetiştirmeye devam ederken, Deniz ve Yiğit kaçamak bakışlarla birbirlerini süzüyordu. Piraye'nin sakinleşmesi çok uzun sürmedi ama Deniz hâlâ düşünceliydi. Aklından o son kare silinmiyordu. Nihayet günü bitirmiş olmanın sevinciyle eve vardıklarında arabadan ilk Deniz indi. Akel de arabadan inmeye yeltenmişti ki kapıyı kilitleyen Yiğit, sert bir tavırla, "sen arabada kalıyorsun" dedi. Sinirle başını sallayan Akel, hiç huyu olmasa da emre itaat ederek onları içeriden seyretti. Piraye'nin koluna girip ona destek olan Deniz, zihnine kazınan suali es geçerek yüzünü Yiğit'e döndü.

"Her şey için teşekkür ederim." Yiğit sadece başını sallayıp, gülümsemekle yetindi. Onlar binaya girer girmez de arabaya binip, uzaklaştı. Eve giriş yaptıklarında zar zor ayakta duran Piraye, hâlâ söyleniyordu.

"Hayır sen kim oluyorsun ki, sen kimsin yani? Sana ne ya benim hayatımdan, sana ne! Bunların hepsi senin suçun biliyorsun değil mi, sen getirdin onu oraya?" Kırgınlığını ortaya seren tavrını takınarak, Piraye'yi kendi odasına götüren Deniz, onu yatağa oturtup yavaşça geri çekildi.

TEMMUZ KIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin