solistice²

1.6K 161 611
                                    

(tw/ tecavüz suçlaması var, ama jikook ilişkisiyle bağlantılı değil)

Jeongguk'un kapısı çaldı.

Zilin iğrenç çınlaması kulağını tırmalamıştı, çarşaflar üzerinde uzanmaya devam ederken araladı gözlerini. Jimin ise hala rüyalar alemindeydi, altında sadece iç çamaşırı varken kıvrılmıştı yanına. Küçük adamın nefesini kontrol etmek için burnu altına tuttu boyalı parmağını, her zaman yaptığı gibi düzenli olduğundan emin oldu.

Ve aynı zil tekrar yankılandı.

Beyaz çarşafları arasından dışarı sürükledi kendini Jeongguk, kollarını havaya kaldırıp gerindikten sonra pencereye adımladı. Odayı karartan koyu renk perdeleri iki yana çekerek akşamın renkli gökyüzünü çekti içine. Kırmızının onlarca tonu üstünde asılıydı ay ve birkaç yıldız parlıyordu çevresinde, trafikteki arabalar bir karınca edasıyla yolun üstünde sürünüyordu. Eğer doğru hatırlıyorsa sabaha doğru dalmışlardı uykuya. Jimin'in uyanmasına daha birkaç saat vardı.

Adımlarını ön kapıya çevirdi Jeongguk, güvenlik kamerasındaki simaları görünce istemsizce kısmıştı gözlerini.

Namjoon, Yoongi ve Taehyung. Yüzlerinde rahat bir ifade olmasına rağmen Namjoon'un alnında oluşan stres kırışıklıklarını, Yoongi'nin kasılan çenesini ve Taehyung'un uzun parmaklarıyla bacağına ritim tuttuğunu fark edebilmişti. Avuçları arasında paketlenmiş yemek ve içki şişeleri vardı, dışarıdaki soğuktan korunmak için kalın paltolarla sarmışlardı vücutlarını.

Jeongguk kapıyı açtı.

"Gguk! Selam," dedi Namjoon.

"Selam," diye cevap verdi, kapı pervasına elini yerleştirerek yollarını kesti karşısındaki üçlünün. Eski otların ve nikotinin ekşi tadı yer edinmişti dili ucunda. Bir anda aklına geldi buzdolabının boş olduğu, yakın zamanda malzeme stoklamak için alışverişe çıkmalıydı.

"En son birlikte takılalı uzun zaman oldu, hm?" Derken ufak bir tebessüm yayıldı Namjoon'un dudaklarına.

"Oldu."

"Taehyung bir hafta sonra gidiyor," dedi Yoongi. Gözlerini Taehyung'a çevirdi Jeongguk, arkadaşından karşılık olarak samimi bir gülümseme aldı.

"Öyle mi?" Diye sordu.

"Evet, Gguk. Erkenden gidip kalacağım yere ve kampüse göz gezdiririm diye düşündüm, alışmak için," dedi Taehyung.

"Bizi içeri alacak mısın?" Huzursuzca konuşarak araya girdi Yoongi.

Yollarından çekilmeden önce birkaç saniyeliğine karşısındaki üçlünün üstünde mekik dokudu Jeongguk'un gözleri, ardından içeri girmelerine izin verdi. Karanlıktı, ışıklar kapalıydı, daireye hakim olan hava sabit ve soğuktu. Diğerleri kapının ağzında çıkarttılar ayakkabılarını, içeri adımladıklarında parkenin üstünde boğuktu ayak sesleri.

Yoongi oturma odasına geçerken ışıkları açtı ve yanında getirdiği yemek paketlerini yerleştirdi kahve masasının üstüne, Namjoon da yumuşak koltuğun üstüne bıraktı kendini. Taehyung ayakta bekledi, elleri pantolonunun ceplerindeydi, ezbere bildiği dairenin içinde gezdirdi gözlerini.

"Jimin nerede?" Diye sordu. Kararsızca söylemişti ağzından çıkan cümleyi, Jeongguk'un hayatında nerede olduğunu bilmiyordu bu yüzden belirsiz bir ifade hakimdi yüzüne. Eski hallerine dönmek istediğinin farkındaydı Jeongguk, her şeye rağmen en yakın arkadaş kalmaktı amacı. Durmaksızın mesaj atıyordu, buluşmak istediğini söylüyor ve gün boyunca ne yaptığını anlatıyordu.

"Uyuyor," diyerek kısa kesti Jeongguk.

"Saat daha sekiz," dedi Yoongi, gözlerini kısarak.

"Yorgun, zor bir gün geçirdi," diye cevapladı Jeongguk. Taehyung ifadesiz yüzünü korudu fakat gözlerindeki hayal kırıklığı okunabiliyordu, istemsizce dudaklarını yalıyor ve gözlerini kaçırıyordu, Jimin'in minik horultularla uyuduğu yatak odasına kayıyordu bakışları.

kamikazeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin