9: Uyandığımda yoktun

1K 99 16
                                    

Merhabalar.

Umarım herkes iyidir.

Keyifli okumalar.

Keyifli bir yürüyüşten sonra nihayet o tanıdık eve gelmiştik. Yoongi kapıyı çaldıktan sonra kapı annesi tarafından açılmıştı ve onu görür görmez yüzünde korkmuş bir ifade oluşmuştu. Gözündeki kızarıklığı ve kaşındaki kanı fark etmiş olmalıydı.

"Tatlım ne oldu yüzüne böyle? Ah canın yanıyor mu? Kim ya-" "İyiyim anne iyiyim. Maçtan sonra karşı takımdaki o çocuk yine delirdi. Büyütülecek bir şey değil." derken içeriye girmiş ve biz de arkasından girmiştik. Annesi Jungkook'u görür görmez hemen ona sarılmıştı. "Çok özledim seni. Nerelerdesin sen kaç zamandır uğramıyorsun. Arayı açma bu kadar bak." Demişti kaşlarını sevimli bir şekilde çatarken. Annesi çok sıcakkanlıydı hemen içim ısınmıştı ona. Bizimle de tek tek tanıştıktan sonra "Ben sizi yalnız bırakayım. Kafanıza göre takılın. Bir şeye ihtiyacınız olursa seslenmeniz yeterli." demiş ve yanımızdan ayrılmıştı.

Salona geçtiğimizde hepimiz kendimizi bir koltuğa atmıştık. Çok yorgun hissediyordum. Ama bugün olanlara kesinlikle değmişti. O an yaşanan kavgadan dolayı sağlıklı düşünmemiştim belki ama sahada yaşanan olayı unutmam mümkün değildi. Yaptığı son atışın benim için olduğunu söylemişti ve bunu benim gözlerimin içine bakarak söylemişti. Yaşananların her bir saniyesini aklıma kazımıştım ve silinmesini asla istemiyordum.

Ben bunları düşünürken bizimkiler çoktan oyun açmışlar ve oynamaya başlamışlardı. Yanındaki koltukta oturan Yoongi'nin de çok yorgun olduğu gözlerinden anlaşılıyordu. Başımı arkaya doğru yaslanmış bir şekilde "Gözün acıyor mu?" diye sormuştum.

"Biraz ama önemli değil birkaç güne geçer."

"Pansuman yapılması gerekiyor bence. Hem kaşın da patladı. Mikrop kapmamalı. Şey..istersen ben yapabilirim."

"Tamam olur. İlk yardım çantası banyoda ve banyo da yukarı çıktığında soldaki kapı." Demişti gözleri kapalı bir şekilde uzanırken.

Oturduğum yerden kalkmış ve dediği gibi yukarı çıkmıştım. Banyo olduğunu düşündüğüm kapıyı açmış ve dolapta olduğunu tahmin ettiğim çantayı almak için dolabı açmıştım. Tahmin ettiğim gibi oradaydı. Çantayı aldıktan sonra kenara koymuş ve kendime gelebilmek için yüzüme su çarpmıştım. Saçlarımı şöyle bir düzelttikten sonra aşağı inmiştim.

Salona girdiğimde Taehyung ve Jungkook'un orada olmadığını görmüştüm.

"Nereye gitti bizimkiler?"

"Ah içecek bir şeyler ve atıştırmalık almaya gittiler. Gelirler birazdan. Sen başla pansumanına istersen." Demişti gülerken.

Gülerken yanına oturmuş ve çantadan çıkarttığım bir parça pamuğa tentürdiyot damlatmıştım. Pamuğu canını yakmamaya çalışarak kaşına yavaşça dokundurmuştum. Ben bunu yaparken gözleri bir an olsun üzerimden çekilmemişti. Sürekli göz gözeydik ve bu benim ellerimin titremesine sebep oluyordu. Pamukla işim bittiğinde çantadan yara bandını çıkartmış ve ellerim hafif hafif titrerken ambalajını açıp yarasının olduğu yere yavaşça yapıştırmıştım. "İşte bu kadar." dedikten sonra çantayı toplamış ve aldığım yere geri götürmek üzere ayağa kalkmıştım. Elimden tutarak yorgun bir şekilde "Teşekkür ederim." demiş ve hafifçe gülümsemişti. Elini yavaşça sıkmış ve bırakırken "Rica ederim." demiş ve banyoya çıkıp çantayı geri bırakmıştım. Aynadan nasıl göründüğüne baktığımda yanaklarımın kızardığını görmüştüm. Bununla nasıl baş edeceğimi bilmiyordum ama onunla ne zaman bu denli yakın olsam yanaklarım kızarıyor ve ellerim istemsizce titremeye başlıyordu.

Aşağı tekrar indiğimde koltukta uyuyakaldığını görmüştüm. Kenarda duran battaniyeyi alıp üzerine yavaşça örttüğümde kedi gibi kıvrılmış ve bir şeyler mırıldanmıştı ama anlamamıştım. Yorgunluğuna daha fazla direnememiş ve uyumuştu. Burada durup da dinlenmesini engellemek istemiyordum. Jungkook ve Taehyung gelmeden evden ayrılmalıydım.

Çıkmadan önce mutfakta bir şeyler yapan annesinin yanına gitmiştim. Yaptığı işe o kadar dalmıştı ki beni duymamıştı bile. Boğazımı temizler gibi yaptıktan sonra "Oh Jimin, korkuttun beni tatlım. Noldu?" demişti gözlerini bana dikerken. "Şey efendim, Yoongi uyudu ben de dinlenmesi için gitmeye karar verdim. Hem çocuklar da gelir birazdan. Onlar gelmeden çıkayım demiştim." Başını onaylarcasına sallamış ve "Çok düşüncelisin tatlım, teşekkür ederim. Yine gelin olur mu. Arayı fazla açmayın bak." derken gülümsemiş ve beni kapıya kadar geçirmişti. Evden çıktığımda yolun karşısından gelen Taehyung ve Jungkook'u görmüştüm. Ne olduğunu anlamamışcasına bana bakıyorlardı.

"Yoongi uyuyakaldı. Biraz dinlensin istedim. Başka zaman yaparız kutlamayı." Demiştim.

Taehyung "O zaman bizim eve gidelim orda takılırız olmaz mı?" demişti. Ama ben de çok yorgun hissediyordum ve eve gitmek istiyordum. "Bugünlük beni de affedin. Eve gidip dinlenmek istiyorum. Siz gidin." Çok yorgundum ve tek ihtiyacım olan eve gidip dinlenmekti.

"Tamam o zaman Jungkook gelir bize. Değil mi Jungkook?" derken sadece benim anlayabileceğim bir bakış atmıştı ve Jungkook başıyla onaylandıktan sonra vedalaşarak yanımdan ayrılmışlardı ve ben de eve gitmek için yürümeye başlamıştım.

***

Eve geldiğimde doğruca odama çıkmış ve üzerimdekileri çıkartıp duşa girmiştim. Hızlıca duş almış ve pijamalarımı giyip kendimi yatağa atmıştım. Çok yorgundum ve gözlerim kapanıyordu.

Telefonuma gelen mesaj sesiyle birlikte gözlerimi açmış ve telefonu elime almıştım. Gözüm telefonun ışığından yarım yamalak açılmıştı ve gelen mesaja bakmıştım.

Min Yoongi
Uyandığımda yoktun.


Bölümün sonu.

little darling | yoonmin Where stories live. Discover now