three

5.2K 591 253
                                    

üç



Minho

Hafif bir sarsılmayla gözlerimi açtığımda ne olduğunu anlamak için birkaç kez gözlerimi kırpıştırdım. Kucağımdaki laptop düştü düşecekti. Onu alıp kenara koyduğumda karşımdaki çocuğun bana baktığını fark ettim. Sanırım beni de o uyandırmıştı.

Kolundaki saate bakıp "Saat geç oluyor. Acıkmışsındır diye uyandırdım. Bir şeyler ye istersen." dedi. Bunu samimi bir şekilde söylediği anlaşılıyordu.

Elimle saçlarımı geriye atıp "Teşekkürler." dedim ve gülümsedim. Yeni uyandığım için sesim düşündüğümde kısık çıkmıştı bu yüzden beni duyabilmiş miydi emin değildim ama umurumda da sayılmazdı zaten.

Birkaç dakika daha öyle boş boş oturduktan sonra ayağa kalktım. Her uyuyup uyandığımda beynim on dakikalığına işlevini yitiriyordu.

Camdan dışarısına baktığımda hava oldukça karanlık olduğu için nerede olduğumuzu anlayamamıştım. Elime telefonumu alıp kapıyı açtım ve uzun koridora çıktım.

Büfeden bir şeyler alıp atıştırdıktan sonra elimde birkaç abur cuburla vagona geri döndüğümde çocuk elinde gitarla bir şeyler yapıyordu. Büyük ihtimalle akorlarını ayarlıyordu.

Koltuğuma oturup ayaklarımı yere doğru uzattım. Daha çok yolumuz olduğuna emindim ve şimdiden sıkılmıştım. Karşımdaki de hiç konuşmuyordu.

Boş boş etrafıma bakmayı bırakıp elimdeki cips paketini ona uzattım. "Al ye biraz. Kokmuştur, gözün kalmasın."

Çocuk kafasını kaldırıp bir bana bir de elimdeki cips paketine baktı bir süre. Rahatsız mı olmuştu? Tek kaşımı kaldırıp ne oldu dercesine baktım bende.

"Yağlı şeyler tüketmiyorum." deyip gitarına geri döndü.

Kocaman bir cipsi ağzıma geri atarken "Triplere bak." diye mırıldandım. Şu hayatı yemek yemek yerine sadece böyle gereksiz yiyecekler geçirebilecek olan bana geçmiş tüketmiyorum diyordu.

Aklımdan geçenleri söyleyemediğim için, "Sen bilirsin." deyip kendim yemeye devam ettim.

Ne kadar yavaş yesem de çok bir zaman geçmeden cips de bitmişti. Ben de ne yapsam diye düşünüyordum. Kitap okusam, yanıma almamıştım. Film izlesem, daha yeni izlemiştim.

Oturduğum yere iyice yayılırken en iyisinin muhabbet etmek olduğuna karar verdim ve, "Müzisyen misin?" diye ortaya bir soru attım.

"Öyleyim diyebiliriz."

"Ya öylesindir ya da değilsindir." deyip sorarcasına ona baktım.

"Kendi çapımda yapıyorum bir şeyler. Ciddi bir şey değil. Asıl mesleğim müzisyenlik değil en azından."

Kafamı anlarcasına salladım.

"Sen?"

"Ben boş beleş takılıyorum öyle."

Yalan değildi. Okulum biteli uzun zaman oluyordu fakat benim hala düzenli bir işim yoktu. Part time bir yerlerde çalışmaya da alışmıştım doğrusu.

"Baba parası yiyorum diyorsun yani?" Yüzünde hafif bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Yakışıklı çocuktu vesselam.

"Olsa yiyebilirdim."

Bu cevabı beklemiyor olmalıydı ki, "Pardon ya. Düşünemedim." deyip kucağındaki gitarı eski yerine, yere koydu. Yüzünde pişman bir ifade vardı.

"Yok sıkıntı değil, nereden bilebilirdin ki." deyip başımı cama doğru çevirdim. Gülmemek için dudaklarımı sıkıyordum ve onun görmesini istemiyordum.

"Doğru." Sesi çok kısık çıkmıştı ama duymuştum. O da arkasına yaslanıp cama doğru bakmıştı. Yüzündeki ifade hala gitmemişti. Gülmeme daha fazla engel olamazken kahkaha attım.

Bunu beklemiyor olacaktı ki bir anda dönüp bana baktı. "Üzüntüden delirdin mi? Noldu?"

Gülmemi durdurup "Şaka yapmıştım." dedim ve devam ettim. "Boş beleş derken düzenli bir işim yok demek istemiştim. Ailem sağ yani, sıkıntı yok."

Bana boş gözlerle bakmaya başlayınca gözüme komik geldiği için tekrardan gülmeye başlamıştım. Bu onu kendine getirmiş olacaktı ki, "Çok komikti, teşekkürler. İki dakika hayatım boyunca çekmediğim kadar vicdan azabı çektim şurada. Sende geçmiş karşımda kahkaha atıyorsun."

"Tamam tamam, özür dilerim." Elime başka bir paket daha cips alıp bu sefer bağdaş kurarak oturdum.

"Yolculuk boyunca cips mi yiyeceksin?"

"Evet?"

Çocuk gözlerini devirip kollarını bağdaş yaparak "Hayır leş gibi de kokuyor. Nasıl miden alıyor?" deyince göz devirdim.

"Alıyor işte kardeşim daha sorgulamaya devam edecek misin?" Ona neydi benim cipsimden?

"Hayırdır sen bi açıldın? İlk bindiğimde sus pus oturuyordun." Tek kaşı yukarıda sırıtarak bana bakıyordu.

Omuz silkip "Rahatsız olduysan susarım yine sıkıntı yok. İnsanlık yapıp iki üç muhabbet edelim dedik beğendiremiyoruz." dedim ve ayağa kalktım. Az önce geldiğim yolu geri yürüyerek büfenin önündeki koltuklardan birine oturdum. Saate baktığımda gece yarısını geçmiş, 3'e geliyordu. Zaman düşündüğümden daha hızlı geçmişti.

Yaklaşık 1 saat kadar öyle oturduktan sonra bir hareketlilik olsun diye çöp atmaya kalktım. Tren koskocaman olabilirdi fakat ne yapabilecek ne de gidebilecek hiçbir yerim yoktu. Keşke biraz daha erken izin alıp bizimkilerle gitseydim diye pişman olup duruyordum sadece. Hem o zaman böyle tanımadığım biriyle yolculuk yapmak zorunda da kalmaz, sıkıntıdan patlayacak duruma da gelmezdim.

Ben düşüncelerimde çöpümü attıktan sonra eski yerime gitmek için geri döndüğümde oturduğum yerde başka birisinin oturduğunu gördüm. Kim olduğunu tahmin etmek ise hiç de zor değildi.

-

birkac bolum boyle trende gecicek kiiii zaten ficin konusu bu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

birkac bolum boyle trende gecicek kiiii zaten ficin konusu bu.. ay bi de bir ya da iki bolum sonra smut yazicam ama nasil yazicam hic bilmiyorum :(

together | minsungWhere stories live. Discover now