together | minsung

twelve

on iki

Felix

Jisung eve geleli birkaç saat olmuştu. Geldikten sonra biraz daha ağlamış ve geçen anlattığı olayları baştan anlatmıştı. Ben ise bir şey demeden sadece dinlemiştim. Şimdi ise başı kucağımda uyuyordu.

Hava aydınlanmaya başlamışken çalan telefonla başımı koltuktan kaldırdım ve etrafa bakındım. Kimin telefonu ve nerede bilmiyordum. Ayakta uyuyor gibiydim bir nevi. Sesi dikkatlice dinlediğimde Jisung'un telefonu olduğunu anladım ve koltuğun ucunda düşecekmiş gibi duran telefon almaya çalıştım. Kafası kucağımdayken almam ne kadar zor olsa da başarmıştım.

Ekrana baktığımda 'Baby Changbin' yazısını gördüm. Jisung'un yakın arkadaşlarından birisiydi. Birkaç kez sosyal medyada görmüştüm.

"Sonunda açtın be kardeşim. Çok merak ettim."

Duyduğum hiddetli sesle Jisung uyanmasın diye onu koltuğa bırakıp yavaşça ayağa kalktım ve mutfağa geçtim.

"Niye konuşmuyorsun? Ne oldu?"

"Jisung uyuyor şu an. Felix ben, Busan'daki arkadaşı."

"Jisung niye uyuyor, ne oldu?"

Sandalyeye oturup başımı masaya koydum. "Ağlamıştı biraz, yorgun düştü ondan."

"Doğru düzgün anlatsana. Niye ağladı da uyuya kaldı? Tek tek sorduracak mısın böyle?"

Duyduğum sinirli sese, "Birkaç olay oldu. Uyanınca anlatır sana o." diyerek sakince bir cevap vermiştim. Sabahın köründe sıfır uykuyla hiç enerjim kalmamıştı.

"Ya bir siktir git."

Yüzüme kapanan telefonu alıp masanın üstüne koydum ve olduğum yerde gözlerimi kapattım. Yatağıma gitmeye oldukça üşeniyordum şu an.

-

Hyunjin

"Daha iyi misin şimdi?"

Kafasını kaldırıp sırtını duvara yaslayan Minho'ya baktım. Bedeni içkiye oldukça dayanıksızdı ve çok içtiği zaman hep şu anda olduğu gibi kusup duruyordu.

"İyiyim," diye mırıldanıp ayağa kalktığında kolundan tutup lavaboya doğru götürdüm. O elini yüzünü yıkarken aynadan ona bakıyordum. "Anlatacak mısın artık neler olduğunu?" diye sordum. Kafasını kaldırmadan başını evet anlamında sallamıştı.

Onu odasına götürdüğümde üstünü değiştirmesine yardım edip yatağına yatırdım. Yanındaki yatağa da ben yatarken gözlerimi ona dikmiş anlatmasını bekliyordum.

Kafasını bana çevirdiğinde, "Chan hyung ve Jeongin'i de çağır. Hepinize tek seferde anlatıp kurtulmak istiyorum." dedi.

Başımı onaylarcasına sallayıp ayağa kalktım ve aşağı salonda oturan ikiliye seslendim. İkisi de anlamazca yanıma geldiklerinde, "Minho anlatacakmış ama ne anlatırsa anlatsın fazla tepki vermeyin. Oldukça kötü zaten şu an." dedim.

Odaya girdiğimizde Minho da yatakta oturur pozisyona geçmişti. Chan hyung onun ayak ucuna geçmiş, Jeongin ve bende yanındaki yatağa oturmuştuk.