eleven

3.6K 456 294
                                    

on bir




Minho

"Şaka mı yapıyorsun şu an? Eğer şakaysa hiç komik değil çünkü."

İkimizden de cevap alamayan Felix gözlerini üzerime dikmişti. Jisung'dan cevap alamayacağını bildiği için benden bekliyordu.

Gözlerimi etraftan çekip "Şaka değil." dedim. "Öyle bir hata oldu evet ama büyütmenin de bir manası yok."

Ben ne diyordum şu an tam olarak?

Bacağımdan çekilen eli hissettiğimde başımı Jisung'a çevirmiştim fakat o ayağa kalkmış bir şey demeden gitmişti. Felix ise hala olanları anlamamışcasına bir bana bir de arkadaşının az önce oturduğu yere bakıyordu.

"Sen," Felix durup bir derin nefes aldı. "Yani siz, neden böyle bir şey yaptınız? Jisung'u anlayabiliyorum yine az çok ama senin erkeklerden hoşlandığını bilmiyordum Minho."

Hafifçe omuz silkip "O güne kadar bende bilmiyordum." dedim ve biramı tek içişte bitirdim.

"Peki niye hata dedin? Senin için öylesine bir şey miydi?"

"Değildi," Sesim oldukça kısık çıkmıştı.

"Lan az önce niye öyle dedin o zaman?" Felix'in sesi artık daha gür çıkıyordu. Sinirlenmiş gibiydi.

"Bende bilmiyorum. Çıktı işte ağzımdan öyle. Hem beni sorgulamayı bırak amına koyayım. Git arkadaşınla konuş, şu an bir şey deme bana. Duymak istemiyorum." Masada duran başka bir birayı da alıp içtim. Sarhoş olmak için güzel bir geceydi.

"Siktir git ya." Felix sinirle ayağa kalkarken sandalyeyi de yere düşürmüştü. Bunda bu kadar sinirlenecek ne vardı sahiden? Asıl olayı büyüten kendisiydi farkında değildi.

Aklıma Jisung'un söylediği cümle geldikçe sinirleniyordum. 'Geldiğimde sana anlattığım kişi Minho'ydu.' Ne diye anlatmıştı beni? Ah doğru ne olarak anlatabilirdi ki, trende öylesine seviştiği birisiydim alt tarafı.

İyice sarhoş olmaya başladığımı hissettiğimde ayağa kalktım ve evdekilerden birisini arayıp gelip beni almalarını istedim. Kimi aradığımı bile bilmiyordum. Umurumda da değildi.

-

Felix

Olanlara hala inanamazken bir yandan Jisung'a ulaşmaya çalışıyordum. Eve gideceğini düşünmüyordum fakat sahilde de yoktu. Biraz daha etrafa bakındıktan sonra pes edip eve geri döndüm. Elbet geri gelirdi.

Eve girer girmez kendime bir bira alıp kendimi koltuğa bıraktım. Aklımda Jisung'un anlattığı şeyler dönüp duruyordu ve bunlar Minho'ya daha fazla kızmama sebep oluyordu.

İkisinin hikayesinin bu kadar eskiye dayanması bile başlı başına garip bir olaydı ama işin en garip olan tarafı ise Jisung'un o salak çocuktan uzun zamandır hoşlanmasıydı.

Minho'nun yeri bende ne olursa olsun ayrıydı. 1 yıl boyunca tek arkadaşım o olmuş, gittiğinde ise bir süre gerçekten kendime gelememiştim. Şimdi ise buradaydı ve benim onunla hasret giderip eğlenmem gerekirken ona sinirliydim.

Ne yapacağımı bilmiyordum. Saat epeyce geç olmuştu. Jisung eve gelmemişti. Minho sağlam bir şekilde evine ulaşabilmiş miydi onu da bilmiyordum.

Daha fazla düşünüp kendimi yormamak adına sehpanın üzerindeki boş şişeyi alıp çöpe atmak için mutfağa gittim. O sırada duyduğum zil sesiyle hemen çöpü atmış ve kapıyı açmaya gitmiştim. Giderken bir yandan da içimden Jisung olması için dua ediyordum.

Kapıyı açtığımda ettiğim dua kabul olmuştu fakat kötü bir şekilde. Çünkü Han Jisung tam şu an karşımda durmuş sessizce ağlıyordu.

-

ben ne yazıyorum hicbir fikrim yok

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

ben ne yazıyorum hicbir fikrim yok...

AYY Bİ DE DEMEDEN GECMİYİM BUGUNKU KİNGDOM PERFORMANSİ EFSANEYDİİİİ HALA ETKİSİNDEN CİKAMADİM...

bu arada bu bolumu de minsung'da 30 olmamizin serefine attim<3

together | minsungWhere stories live. Discover now