6: "Huzur"

987 95 141
                                    

Kokusu resmen huzur veriyordu,
ama sadece kokusu değil..
gülüşü,bakışı,duruşu,kısacası
her şeyi huzur veriyordu.

Kirazın anlatımıyla:

Savaş bana baktı ve kaşlarını kaldırdı "Bu doğru mu?" yutkundum "Doğru." dedim ve Kasımın elini daha sıkı kavradım "Ben artık..seni sevmiyorum." Savaş çatık kaşlarını düzeltti ve sonra başını onaylamazca salladı "Yalan söylüyorsun kendini kandırıyorsun." Kasım elimi bırakıp Savaşa bir yumruk atınca çığlık attım.

"Tabii yıllardır alışkındın kız sana aşık diye,birden o ilgiyi kaybedince zoruna gitti değil mi?" dedi ve bir yumruk daha attı "İzin vermeyeceğim oğlum,üzemiceksin bu kızı!O saf kalbi ezip geçmene izin vermiceğim."

Savaş birden doğrulup Kasıma bir yumruk atınca "Kasım!" diye bağırdım.Savaş durmadan Kasımı yumruklamaya başlayınca dolu gözlerle etrafa baktım "Yardım,yardım edin!". Güvenlik görevlisi gelip Savaşı Kasımdan ayırdı "Bu hiç bir şeydi daha göreceksin sen neler olucak!" dedi Savaş Kasım'a bakarak ve gitti.Kasımın yanına çöküp dolu gözlerle yüzünü taradım "Kasım..iyi misin?" Kasım hafifçe gülümsedi.

"İyiyim Kiraz." Burnu kanıyordu ayrıca kaşı ve dudağı patlamıştı.Yüzünü avuçlarımın arasına aldım "Çok kötü oldun hep benim yüzümden."

Zorlukla ayağa kalktı ve elimi tuttu.Hastaneden çıkınca ona baktım "Pansuman ya-" sözümü kesti "Arabada ilk yardım çantası var." başımla onayladım.Arabaya gelince ilk yardım çantasını alıp Arka koltuğa oturdu bende yanına oturdum ve ilk yardım çantasını bana verdi.

Gerekli malzemeleri hazırlayıp hafifçe yarasına dokundurunca birden acıyla inledi anında elimi geri çektim "Çok çok özür dilerim Kasım cidden,yanlışlıkla oldu." Kasım güldü "Yanlışlıkla olmadı her normal insan yarasına dokununca sızlar Kiraz."

Parmağını kaldırıp kalbime dokundu "Mesela senin kalbin sızlamıyor mu?" gülümsedim ve çıkladım "Sen dokununca sızlamıyor."

Mucizenin anlatımıyla:

Karan ile o kadar çok konuşmuş ve gülmüştük ki Kiraz ve Kasımı unutmuştuk.Sahi nerdeydi bunlar?

"Kasım ve Kiaz nerde kaldı ya?" omuz silkti "Bırak hem biraz baş başa kalmış oluruz."

"Ama ya başlarına bir şey geldiğse?" başını onaylamazca salladı "Sanmıyorum on dakikaya gelmezseler ararız." başımla onayladım "Tamam."

"Şey Karan.." dedim aklıma gelen şey ile "Sen niye hastanedesin?Yani sormamda bir sakınca yoksa."

"Kan kanseriyim." şok içinde ona baktığımda gözlerimin dolduğunu fark ettim "N-nasıl?" gözümden bir yaş akınca sildi "Tedavimin sonlarındayım zaten,bunlar son kemoterapiler ayrıca çok şanslıyım çünkü saçım hiç dökülmedi normalde dökülürmüş ama dökülmeme ihtimali de var ve bende dökülmedi."

"Ama i-iyisin değil mi?" başıyla onayladı "Ağlamasan mı diyorum artık hı?" değip akan yaşlarımı sildi ama ben omuz silktim "Ağlanmicak bir şey mi bu Karan?"

"Sarılmak istermisin?" Olur isteriz,isteriz ya bir sus ağlıyorum burda.

Başımla onayladığımda kollarını açtı.Bende ona sarılıp o güzel kokusunu içime çektim ama aynı zamanda ağlamam şiddetlenmişti.

Biraz geri çekildim "İtiraz istemiyorum Hastanede olduğun günler bende buraya geliceğim." güldü "Tamam Patron sen nasıl istersen."

Gözlerim hala dolu doluydu taki Karan bana biraz yanaşıp saçlarımın arasına bir öpücük bırakana kadar.Şaşkınca ona baktığımda bu şaşkın halime kıkırdayıp başını yana eğdi "Bakma öyle,bir an öyle ağlayınca çok tatlı oldun ve so-" Telefonum çalınca kaşlarımı çatarak çantamı açtım.

Gülümser misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin