KK-2

295 103 188
                                    

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN 

GÜZEL OKUMALAR

Yatağımdan hızla kalkıp odamın balkonuna çıktım ve etrafa bakınmaya başladım ama çocuklardan başka kimse yoktu. Telefonuma gelen bildirimle tekrar odama girip yatağımın üstüne oturdum.

KIRMIZIKART: Bence olur :)

Hem şaşkınlık hem de şüpheyle yazmaya başladım.

ELAÇAKIR : Sen kimsin?

Mesajım bir süre görüldü olarak kaldı. Ben odanın içinde bir o yana, bir bu yana gidip dururken telefonum titredi.

KIRMIZIKART: Kırmızı kart :)

Al işte bir beyinsiz daha hayatıma transfer olmuştu. 

ELAÇAKIR: O ne demek?

Telefonu elime alıp perdeyi yavaşça araladım ve dışarıyı izlemeye başladım. Burada olabilir miydi hala?

KIRMIZIKART: Ceza kartı demek.

Eyvallah dostum ya ben ne salakmışım meğerse? Allah'ım cidden neden bütün psikolojik sıkıntısı olanlar beni buluyor? Mübarek hepside özel seçim, hiç birisi arasında şu daha salak diye ayrım yapamıyordum.

ELAÇAKIR: Yani?

Hayatım film olsa kesin komedi olurdu anasını satayım.

KIRMIZIKART: Tanrının sana gönderdiği bir cezayım ben.

Böyle ölmem kardeş füze at gebereyim ben en iyisi. Dünyadaki cezam buysa öbür dünyada ben ateşler içinde yanacaktım kesin.

Ela bir kendine mi gelsen?

Bir sen eksiktin iç ses gel sende gel anasını satayım. Benim bir derdim bitmeden bi derdim başlar ve aşağıdan bir ses yükselir.. 

Ela çabuk aşağı gel bana yardım et.

Telefonumu şarja takıp annemin yanına indim. Evet indim inmez olaydım..  Her yer her yerdeydi resmen.

"Akşam seninkiler gelecek.. bir de babanın çalıştığı yerdeki arkadaşları gelecekmiş. Kız ne bakıyon bir işin ucundan tutsana."

Tezgahın üstü resmen bulaşık doluydu. Masanın her yeri un olmuş, tüpün üstü yemek doluydu. Tam arkamı dönmüş kaçacakken annem bağırdı.

"Bak kaçma seni ayağımın altına alırım. Baban da yok kimse kurtaramaz seni elimden."

Yapardı ah zalımın kızı ah ömrümü yedin.

Sen onunkini yemiş olmayasın Ela..

"Kız sen niye bu kadar yemek yaptın. Söylerdik dışarıdan gelirdi."

Annem elindeki bıçağı bana doğru uzatınca hemen masaya oturup börekleri yapmaya başladım.

"Dışarıdan söyleseydim de Cemile köz sön yömök yöpmöyüde mi bilmeysun desin değil mi? Ela bak sus vallaha seni döverim  he."

İki saat.. Koca bir iki saat hiç durmadan mutfakta çalışmıştım. Tabi ki de zorla! En son akşam saati yaklaştığı için odama çıkıp kıyafetlerimi değiştirdim. Üzerime kırmızı çiçekli kısa elbisemi giyinip hafifte makyajla odamdan çıkmıştım. Tam annemin yanına geçecekken kapı çaldı. Kapıyı açar açmaz benim üçlü hayvan gibi içeriye daldı. Anneler ve babalar gelmiş içeride oturuyorlardı zaten.

"Çöş lan çöş. Oğlum bir düzgün insan olamadınız be!"

Bana cevap verme tenezzülünde bile bulunmadan direk benim odama çıkmışlardı. Aynen öyle, seneler geçti her şey değişti bizim bu huyu değişmemişti. Kim kimin evine gitse o ev onunmuş gibi davranırdık.. Tabi kötü bir durum ama onlar benim kardeşimdi, ben de onların. Tam kapıyı kapatacağım sırada kapının önünde dikilmiş biri bana bakıyordu.

"Kime bakmıştınız?"

Çocuk eliyle içeriyi işaret ederek;

"Annemle babama."

Bir anda gülüp başımı iki yana salladım.

"Yanlış ev. Kayıp anneniz ve babanız bu evde değil."

Filmlerde de böyle değil miydi? Çocuk birinin kapısını çalardı, normalde o evde yaşayan insanlar annesi ve babasıdır veya başka biri ama Allah'ın işine bakın ki o insanlar ışınlanır gider, yerine başka birileri gelirdi anında ve o ev yanlış kişinin evi olurdu.

"Mete? Oğlum hoş geldin."

Annem kapıdaki çocuğa sarılmak için bir anda beni itip çocuğa sarıldı. 

"Annecim kayıp kardeşim o değil bir DNA testi yaptırsaydın."

Annem bana tuhaf tuhaf bakıp kafasını iki yana salladı.

"Hayallerim Mete gibi aklı başında bir çocuk, gerçekler aha benim bu kafadan sakat kızım."

Anneme göz devirip merdivenlere yönelirken annem tekrar çağırdı.

"Meteyi de alın aranıza."

Çocuğa elimle merdiveni gösterdiğimde içeriye kadar gidip annesine ve babasına geldiğine haber verip tekrar yanıma geldi. Elimi uzatıp gülümseyerek mükemmel adımı bahşettim.

"Bu arada ben Ela Çakır."

Mete de bana gülümseyerek elini uzattı.

"Mete Güz, memnun oldum."

Tam yukarı çıkacakken kapı tekrar çaldı. Sinirle kapıyı açtığımda karşımda bir çift daha aile gördüm. Ben hoş geldiniz demeye kalmadan annemle babam gelip öpüp koklaşarak içeriye girdi. Allah'ım neden kız çocukları yok neden?

"Merhaba ben Ela Çakır. Hoş geldin."

Çocuk gülümseyerek elini uzatıp adını söyledi.

"Egemen Soylu. Hoş buldum."

Yalnız ikisi de mükemmel taş gibi çocuklardı neden tanrım? Ben önde ikisi arkamda odamın kapısını açıp içeriye girdim bizimkiler tabi ki de masa tenisi oynuyordu. Odam çok büyüktü ve bende masa tenisini çok sevdiğimden odama zorla da olsa aldırmıştım. Egemenle Mete tuhaf tuhaf birbirlerine bakıp sonrada bana baktılar.

"Bakmayın ya öyle. Olamaz mı?"

İkisi de başını sallarken geçip boş buldukları yere oturdular. Allah'ım beş erkeğin odamda ne işi var?  Bir anda aklıma KIRMIZIKART geldi. Hemen telefonumu elime alıp mesaj atmış mı diye baktım.

KIRMIZIKART: Çok güzel olmuş elbise..

MERHABAALAARRRR

SİZCE NASIL İLERLİYOR BÖLÜM?

SİZİN BEĞENİP BEĞENMEMENİZE GÖRE BÖLÜM SAYISINI BELİRLEYECEĞİM. TABİ HEMEN KARAR VEREMEZSİNİZ AMA BEN YİNE DE SÖYLEMEK İSTEDİM MİNİMUM 30 MAX 50- 60 BÖLÜM DİYE DÜŞÜNÜYORUM.

VEEE SİZCE KIRMIZI KART İÇERİDEKİLERDEN BİRİ Mİ YOKSA DIŞARIDAN BİRİ Mİ FİKİRLERİ ALAYIM?

KIRMIZI KART - TEXTİNGWo Geschichten leben. Entdecke jetzt