KK-17

22 2 0
                                    

Tek ihtiyacım Berk'e sarılmakmış gibiydi. Sanki ona sarıldığım an tüm dertlerim uçtu gitti..
Kokusunu içime çektikçe daha çok, daha çok ve daha çok sarılmak istiyordum.

"Özür dilerim düşüncesiz davrandım."

Sessizliği bozan oydu ama hala sarılıyorduk.

"Sadece sussan olur mu Berk?"

Kaç saniye, kaç dakika sarıldık bilmiyorum. Bildiğim tek şey Berk'in bana iyi geldiğiydi..
Berk bana iyi geliyordu.

"Gitsem iyi olur."

Berkten yavaşca ayrılıp gözlerinin içine baktım. Yorgun argın gözleri tıpkı benim gibi umutlu bakıyordu.

"Ben bırakayım."

Ben önde Berk hemen arkamda karanlık yollarda sessizce yürüdük. Onun yanımda olduğunu hissetmek muazzam bir duyguydu. Onun varlığı bana çok iyi geliyordu. Peki neden?
Yol boyunca ne o tek kelime etti, ne de ben. Sadece huzurla yürüdük. Çünkü her ne olursa olsun yan yanaydık..

Evin önüne geldiğimizde Berk'e doğru döndüm yüzü düşmüştü.

"Senden ayrılmaktan nefret ediyorum."

Sesi mırıltı gibi çıksada ne dediğini anlamıştım..

"Bir şey mi dedin?"

Gözlerime uzun uzun bakıp başını iki yana doğru salladı.

"Gideyim ben.."

Elleri cebinde arkasını dönüp gidiyordu..

"Berk.. Berk Arslan!"

Kaşları çatık bana doğru döndü ve meraklı gözleri beni buldu.

"Bazı konuları anlamakta zorluk çekiyorum.. yardımcı mı olsan.. yani eğer işin yoksa.."

Yüzünde munzur bir gülümseme oluşunca bende gülmeye başladım.

"Uzun süredir işim gücüm sensin Ela Çakır.. hadi gel bakalım."

Odama geçtiğimizde Berk'in gözleri yatağımdaki kırmızı kutu ve ayıcıkta kitlendi.

"Bu.. bu ne Ela?"

Sesi her ne kadar sakin çıksada bozulduğunu gayet belli ediyordu.

"Yalan söylemeyeceğim.. Kırmızı Kart.."

Eli hızlıca ensesinde gezindikten sonra balkona çıktı. Tabii bende arkasından..

"Sorun ne Berk?"

Yavaşça bana doğru döndü. Gözleri dolu doluydu.

"Ela.. ne olursa olsun beni affeder misin ?"

Ne demekti bu?

"Hayır Berk. Bile isteye, gözümün içine baka baka bana yalan söylersen... canımı yakarsan seni affetmem."

Gözlerini kaçırıp arkasını tekrar bana döndü. Bu defa yanına gidip gözlerinin içine bakmaya çalışan bendim.

"Bak Berk açık konuşacağım.. bunca zaman sustum. Şüphelendim.. ama yinede sustum, ses çıkarmadım. Belki değildir diye diye kendimi susturdum. Bağırmak isterken bile bağıra bağıra kendimi susturdum. Seni şu an zorlamayacağım bir şeyler için.. ama eğer.. Kırmızı Kart sensen.. seni asla affetmem. "

Bir şey söylemesine fırsat vermeden odama girip kitaplardan birisini çıkarıp masaya bıraktım. Tabikii konu ders falan değildi. Bu gece bazı şeyler ya başlayacak, ya da bitecekti. Çünkü artık bazı şeyler daha çok belliydi.
Berk hiç konuşmadan yanıma gelip oturdu ve sessizce konuyu anlatmaya başladı. Ben onu dinlemiyordum o da ders anlatmıyordu. ikimizin de kafasında aynı konu vardı. Benim anlam veremediğim tek konu. Berk'in de anlatamadığı tek şeydi..

KIRMIZI KART - TEXTİNGWhere stories live. Discover now