2.5

21.2K 967 210
                                    


Tabaktaki az pişmiş eti bıçakla keserken son derece yavaş hareket ediyordum. Şu az pişmiş modası neydi? Tüm restoranlar az pişmiş getiriyordu ve ben az pişmiş kanlı etten nefret ederdim.

"Hey, sen iyi misin?"

Gülümseyerek başımı kaldırdım. "Evet, neden sordun?"

Evran kaşlarını çatmış, dikkatle beni izliyordu. "Seni evinden aldığımdan beri tek kelime etmiyorsun. Restoranda yemek yiyoruz, hala sesin çıkmıyor. Çoktan hiç durmadan konuşmaya başlaman gerekirdi."

Büyük bardaktaki suyu ufak yudumlarla içerek eti yemeye devam ettim.

"Sadece... Bir şey hakkında düşünüyordum." Gözlerimi tabağımdaki etteydi. Kestiğim et dilimini ağzıma attıktan sonra tekrar gözlerine baktım. Onun gözleriyse üzerimden ayrılmıyordu.

"Ne hakkında düşünüyorsun?" Sorgulayıcı sesine karşın sakince konuşmaya başladım. "Biliyorsun numaramı çok gizli tutarım. Senden başka çevresi geniş birini de tanımıyorum." Doğrudan ona konuyu açmaktan çekinmemiştim. Onu kaybetmekten korktuğum gerçeğini bir kenara bıraktım. Bu olayı başkasından duyarsa daha büyük sıkıntı olacaktı. O yüzden en iyisi benim baştan ona söylememdi. Ama tabii ki ona her şeyi anlatmayacaktım. Şayet her şeyi öğrenirse ilişkimiz biterdi.

Elindeki çatal ve bıçağı bırakarak masaya doğru eğildi. "Ve?"

"Ve numaramı bir şekilde birine vermiş olabilir misin?" Sorum üzerinde yüzüne yayılan şaşkınlıkla beraber ne olduğunu anlamaya çalıştı. "Sevgilimin numarasını kime vermiş olabilirim Güneş? Gavat mıyım ben?"

Gözlerimi devirdim. "Ne alakası var aşkım?"

Ciddileşti ve masanın üzerindeki elimi avuçları arasına aldı. "Sen onu bunu geçte, biri seni rahatsız mu ediyor? Nerden çıktı bu numara mevzusu?" Anlayışla ve koruma iç güdüsüyle sorduğu soruya geçiştirecek bir cevap verdim. "Önemli değil. Ben hallettim zaten." Öğrenmek istediğim onun çevresinden birinin yakın zamanda numaramı isteyip istemediğiydi fakat Evran bana hiçbir bilgi vermiyordu. Bu konu tehlikeliydi, derhal uzaklaşmamız lazımdı.

Kaşları havalandı. Gözlerinde gördüğüm endişe ve kıskançlık git gide koyulaşıyordu. "Benden hiçbir şeyi saklamanı istemiyorum." Avuç içimi okşadı. "Sana kim ne mesajı attı Güneş, söyler misin lütfen?"

Söylemek istemiyordum çünkü söylesem benim ona verdiğim cevaplar ve attığım fotoğrafta ortaya çıkardı. O zamanda Evran demez miydi hayatında ben varken neden başkalarıyla flörtleşiyorsun diye? Evet, Evran kısıtlayıcı değildi ve beni hep kendi halime bırakmıştı. Ancak kimse böyle bir şeyi normal görecek kadar rahat olamazdı. Aramızda benimle flört etmeye çalışan birinin konusunun mevzu bahis olması işime gelmezdi. Hele ki Umut'la konuşmaların tamamını görecek olsa, neler olacağını tahmin edemiyordum. Israrcı oluşu sinirlerimi bozuyordu. "Önemli değil dedim."

Tanıdık profil resimli Umut'u ve konuştuklarımızı tekrar düşündüm. Evran'ın çevresinden biri olduğunu düşünüyordum ve bunu onunda bilmeye hakkı vardı. "Ama şunu da söyleyeyim, bana mesaj atan senin çevrenden biriydi. Ne niyetle bilmiyorum ama bundan eminim. Çevrene dikkat etsen iyi olur." Yüzünde artan gerginlikle elimi tutuşu gevşedi.

Eğer Umut Evran'ın çevresinden biriyse, bu olayı Evran'ı kullanarak çözmeye çalışırsam Evran'ı kaybederdim. Onu aldatmamıştım ama resmen biriyle flört etmiştim. Mesajları görürse, ilişkimiz tehlikeye girerdi.

Umut'un kim olduğunu bir an önce bulmam lazımdı.

İnanmayarak hayretle bana bakıyordu. Neden bu kadar garipsemişti? Çevresine mi yoksa kendisine mi güveniyordu?

"Bana neden mesajları göstermiyorsun?" İşte bu soruya cevap vermezdim. "Benim çevremden kimse sana mesaj atamaz. Herkes sevgilim olduğunu biliyor, neden böyle bir şey yapsınlar?"

"Neden yapmasınlar? İnsanlara çok mu güveniyorsun?"

"Güvenmek değil bu, bilmek. Kimse böyle bir şeye cesaret edemez." Demek benim öz güvenli sevgilim çevresine değil kendi gücüne güveniyordu. Kimsenin onu karşısına alıp sevgilisine yazmayacağından emindi. Lakin yanıldığına kalıbımı basabilirdim. Tüm okların gösterdiği yerde Evran'ın arkadaş çevresi vardı.

"Zengin ve her istediğini elde edebilecek birisin diye mi? Senden daha zengin ve daha fazla istediğini elde edebilecek biri yok mu çevrende?"

Kısa bir sessizlik oldu. Daldığı düşüncelerden başını iki yana sallayarak çıktı. "Saçmalıyorsun."

Öfkelenerek elimi ellerinin arasından çektim. "Saçmalamıyorum! Bana inanmıyor musun ya sen?"

"İnanıyorum ama sana kim nasıl mesaj attıysa benim çevremden biri olamaz." Egoizmin böylesi... Adam kendine o kadar güveniyor ki gözünün önünde olanı görmüyor. Benim çevremde numaramı bulabilecek başka bir erkek yoktu. Tek şık onun arkadaş çevresiydi fakat o bunu göremeyecek kadar kördü. "Bu konuda mantıklı düşünmeye başladıysan şimdi söyle bakalım ne mesajı atıldı sana?" Suratım asıldı. Benimle konuşma şekli ve sözüme itimat etmemesi öfkelenmeme sebep olmuştu.

Uzatmadım, ne söylesem de beni anlamıyordu zaten. "Önemi yok, dediğim gibi ben hallettim." Geri çekilip yemeğime devam ettiğimde kılını kıpırdatmadan duruyordu.

"Belki bende halletmek istiyorum?" Senin halletme yöntemini tahmin etmek zor değil Evran.

Bu işin sonunda beni dinlemediğin için pişman olan sen olacaksın.

Çatalım çoban salatasının içinde gezdirdim. "Benim hayatımla ilgili şeyleri ben halledebilirim Evran."

Gözleri kısıldı. "Senin hayatınla ilgili öyle mi? Ben senin hayatının neresinde kalıyorum?"

"Sen benim sevgilimsin." Dedim aynı anda hem güvence hem de soğukluk katarak.

Sırtını sandalyeye yaslayarak anlına düşen saçlarını geriye itti. Yüzünde sıkıntı dolu bir ifade oluşmuştu. "Sen sevgilinin ne demek olduğunu bilmiyorsun Güneş. Yakışıklı, zengin, akıllı ve seni el üstünde tutacak bir çocuk. Kim olduğu fark etmiyor. Birinden hoşlanman için bu özelliklere sahip birinin senden hoşlanması yeterli. Ruhu, duyguları fark etmiyor. Bu kriterlere sahipse onu kendine sevgili olarak istiyorsun."

Umursamazca dudaklarımı büktüm. "Başka ne olacaktı? Sevgilim olacak kişiden başka ne bekleyeceğim?"

"Aşk bekleyeceksin. Senin sevgili sandığın şey kendine bir arkadaş bulmak gibi. Soğuk ve mantıksal. Biriyle sevgiliysen peşinden aşkı da getirmen gerekir."





Instagram: lefazen

Cesetleri Kayıp KatilWhere stories live. Discover now