5.0

4.1K 447 130
                                    

Her bölümde size katilin ve Umut'un kim olduğuna dair ip uçları veriyordum aslında. Sizin kafa yormadan geçtiğiniz rüyası, veya araya eğik yazıyla eklediğim şeyler. Bazen Umut'un söyledikleri...

Hepsi birer ip ucuydu, kitabı daima dikkatli okumalısınız 🤐


Titrek nefeslerim yüzüme düşen saçlarımı havalandırırken başımda inanılmaz bir ağrı vardı. Gözlerimi yavaşça aralayarak olduğum yere baktığımda olanları hatırlayarak ürperdim. Umut'la konuştuktan sonra karakola giderken önüme çıkan siyah bir araba ve hemen akabinde içine atılışım, eterli bezin kokusu...

Her şey bir anda olmuştu.

Gözümün önündeki karakola gidemeden kaçırılmıştım.

Titreyen ellerimle yattığım yerden doğruldum. Gri duvarları ve zemini olan, pencerenin dahi bulunmadığı bir odadaydım. Odadaki tek eşya olan yatağın üzerinde uyanmıştım. İnanılmaz rutubet kokuyordu. Odadan yalnızca bir çıkış vardı, o da demir kapıydı. Yan tarafta bir kısmı perdeyle örtülmüş bir tuvalet olduğunu görebiliyordum.

Birkaç saniye olayları idrak edemedim. Olduğum yeri kabul edip anlayamadım.

Konuştuklarımız, Umut'un davranışları ve şimdi burada oluşum...

Ben resmen kaçırılmıştım.

Yabancı bir numarayla bana yazan; kim olduğunu bilmediğim bir adam yüzünden başıma gelmişti tüm bunlar.

Şok bedenimi sarsan bir depremdi. Darmadağındım, korkudan nefesim kesiliyordu.

Ailem kaçırıldığımı fark etmiş miydi? Onlarla konuşmuştum, şüphelenmeleri gerekirdi. Burada olduğuma bile inanamıyordum. Baktığım her yerde duvar vardı, tüm bedenim panikle kaskatı kesilmişti.

Korkudan gözlerim dolarken ayağa kalkarak demir kapıya sertçe vurdum. "Beni neden buraya getirdin! Çıkar beni buradan!"

Yaptığım şey gözüme aptalca bir çabadan farksız görünüyordu. Belki de beni burada ölüme terk edip gitmişti. Ya da döndüğünde beni öldürecekti. Gözlüklerini takmamışsın deyişini unutamıyordum.

Artık emindim, katil Umut'tu.

Evran ise bunu biliyor olduğundan beni korumaya çalışıyor olabilirdi.

Ama ben her şey mahvettim.

Oysa Evran gözlüklerime fazla tepki gösterince ilk anda güzellikle ilgili sanmıştım. Meğer burnumun ucunu göremiyormuşum.

Titreyen ellerimi anlıma yaslayarak sakinleşmeye çalıştım. Böyle bir ortamda nasıl sakinleşebilirsem... Mantıklı düşünmeye çalışıyorum ancak mantıklı düşünerek çözebileceğim bir sorunda değildi bu. Çıkışlarım kapalıydı, ben kurbandım.

Daha önce hiç düşünmediğim kadar ölümü düşünmeye başladım. Yapabileceğim en mantıklı şey ölümü düşünüp kabullenmekti sanki. Ailem beni arıyor olabilirdi, polise haber vermiş olabilirlerdi fakat bunlar hayati tehlikemi değiştirmeyecekti.

Aradıkları seri katili haftalardır bulamıyorlardı.

Kim beni kurtarabilir?

Kurtulmayı bile beklemiyorum. Yavaşça ölüm fikrini kabul ediyorum. Her zaman yaptığım gibi zorluğa direnmek yerine ona kapılacaktım. Çıkış yoksa, o felakete boyun eğmeyi benimsiyordum.

On sekiz yaşındayım. Muhtemelen son günlerimdeyim.

Hayatıma bakıyorum, bile isteye o film şeridini akıtıyorum gözlerimin önünden.

Dersler, özgüven problemlerim, iç buhranlarım, başarısızlık korkusu, gelecek kaygısı, başarısızlığı kabullenişlerim, kendimi değersiz hissetmem, mutluluğu sevgilide arayışlarım, yalnızlık... Geriye kalan bomboş bir hayat.

Ben kapının arkasından cevap beklerken aksine arkamdan bir ses geldi. Düşüncelerimi bölen bu sesti. Bir bildirim sesi. İrkilerek arkamı döndüğümde yerde duran telefonu fark ettim. Beni telefonla beraber mi buraya kapatmıştı? Hızla yere çökerek telefonu elime aldım.

Umut: Yine uzun uzun düşünüyorsun

Umut: kim bilir aklından neler geçiyor

Aniden başımı kaldırarak etrafıma baktığımda köşede duran kamerayı fark ettim.

Beni buraya telefonla beraber kapatmıştı ve oturduğu yerden beni mi gözetliyordu?

Dudaklarım titreyerek birbirine çarptı. Beni ne kadar burada tutacaktı?

Umut: Baştan uyarayım bu telefonu başka hiçbir amaç için kullanamazsın. Bütün uygulamalar ve indirme izinleri kapalı. Aynı şekilde başka kimseyi arayamazsın.

"Sen ne saçmalıyorsun ya?" diye fısıldadım. Dehşetle kameraya bakıyorken onun gözlerin bakıyor gibiydim.

Umut: Korkma, her şey eskisinden farksız olacak

Umut: Yeniden mutlu olacaksın

Umut: Benimle yazışmaya başladığın ilk anda hissettiğim gibi hisset

Umut: Burada güvendesin

Karşımda normal biri yoktu. Bu yüzden ters cevaplar vermek bana zarar verirdi. Dolan gözlerimi kırpıştırarak dilimin ucuna gelen hakaretleri yuttum. "Beni ne zamana kadar burada tutacaksın?"

Umut: bana ulaşmak istediğinde mesaj yaz, her zaman burada olmayacağım

"Ne istiyorsun benden? Beni neden buraya getirdin! Kimsin ya sen? Kimsin! Neden bana bunu yapıyorsun? Bırak gideyim. Eğer ismini vermemden korktuysan-"

Umut: Şimdi gitmem gerekiyor

Umut: bana ulaşmak istediğinde telefonu kullan

Umut: korkma, oradan çıkacaksın

Umut: zamanı gelince



__

Instagram: lefazen

Cesetleri Kayıp KatilWhere stories live. Discover now