♡ 12 ♡

21.8K 1.2K 304
                                    

"Hayatım Asena'nın eski ailesinde ki abisi Polat. Buraya gelmişte göndermedim hemen sizinle de tanıştırayım diye." senarist tayfa ve babam abimle tokalaştıktan sonra salona geçip abimle yan yana oturduk.

"Aranızda ki bağ çok kuvvetli gördüğüm kadarıyla." aney yangına körükle gidiyorsun haberin yok. Ama böyle devamke.

Abim kolunu omzuma atıp beni kendine çekerken konuştu."Evet aramızda ki bağ çok güçlüdür. Aramızda kan bağı olmasada o benim kardeşim."

Abimin dedikleriyle uzanıp yanağını öptüm. Çok tatlı şerefsiz.

"Siz şimdi hiç kavga etmemişsinizdir de." abimle kısa bir bakışma yaşadık. Muhtemelen evde yaptığımız o müthiş kavgalar aklına gelmişti.

Kokulu çoraplar ağıza tıkmak mı dersiniz, yastık attığım için koltuğu atmaya çalışması mı dersiniz. Ne ararsanız var yani.

"Evet evet hiç kavga ahh"

"İyi misin oğlum? Noldu?" abim onu cimciklediğim için bana 'seninle sonra görüşücez' bakışı atıp babama döndü.

"Yok efendim iyiyim. Cebimde ki gülün iğnesi kalmışta o battı." imalı konuşmasıyla yine cimcikledim.

Abim bana bakmaya tenezzül bile etmeden konuşmaya başladı. "Efendim ben Gülbeyazla biraz vakit geçirmek için buraya gelmiştim. Onunla dışarıda zaman geçirebilir miyiz?" evdekiler anlamsızca  bakınca abim yine konuşmaya başladı.

"Yani Asena. Ben ona Gülbeyaz demeyi tercih ediyorum."

"Neden öyle dediğini bize de anlatabilir misin oğlum?"

"Tabiki efe- Asya teyze. Gülbeyaz yani Asena bebekliğinden beri hep güler yüzlü. Hatta eve ilk geldiğinde bile gülümsüyordu. Teni de zaten bembeyaz. Onu ilk gördüğümde aklıma Gülbeyaz ismi geldi. Bende ona böyle seslenmek istedim. Annemlere ismini Gülbeyaz yapalım dediğimde pek oralı olmamışlardı. İyi ki de yapmamışlar bu isim bana özel kaldı."  senarist tayfanın yüzlerinden kıskandıkları anlaşılıyordu. Öyle ki hepsi kırmızının ayrı tonunu almışlardı. Amaan bananee kıskanırlarsa kıskansınlar.

"Anne abimle kafeye gidebilir miyiz?" annem daha cevap vermeden Selim abi atıldı.

"Olmaz. Ayağında ki sargı yeni çıktı." ee nolmuş yani.

"Ben yürümüyorum ki zaten. Abim beni sırtında taşıyor. Küçüklükten gelen bir alışkanlık da." Selim abi susup bir şey demeyince annem konuşmaya başlayacaktı ki bu sefer Ozan abi atıldı.

"Hava çok soğuk hem bugün kar yağacakmış. Ay kar mı dedim? Yağmur diyecektim." anlaşıldı bunların karın ağrıları.

Neymiş bakam

Kıskançlık.

"Tamam o zaman başka zaman gideriz. Biz odamdayız." annemle babam başını sallarken senarist sürüsü hala kırmızının ayrı tonlarındaydılar. Abim benimle birlikte kalkerken salondan çıktık. Çıktığımız an abim sırtını gösterdi. Ben de hemen sırtına bindim.

"Eşeğim 3 kat merdiveni çıkmak istemeyeciğini düşünüyorum o yüzden şurda asansör var ordan gidelim odaya." abim bir şey demeyip asansöre doğru ilerledi.

"Ee cici kardeşin nasıl? Sevdin mi onu? Benden fazla sevmedin değil mi onu? Benim yerimi kimse tutamaz çünkü. Ben nam-ı diğer Asena Odun. Ay odun dedim Öztürk olacaktı ama Odun demişken abi sana çok üzülüyorum ya ben kurtuldum o soyadından ama sen kurtulamıyacaksın, garibim." abim tam konuşucaktı ki kapanmakta olan asansör kapısı durduruldu ve içeriye biri ay pardon birileri girdi. Demir abi, Ozan abi ve Meriç abi. (ben burda ilk kardeşini sormuşhm sonra konudan atlaya atlaya ayrı bir yere gelmişim. Nasıl becerdim acaba hiç hatırlamıyorum.)

Sürpriz Yumurtadan Çıkar GibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin