♡ 15 ♡

20.2K 1.1K 342
                                    

Buğra, Burak ve Akın hint dizilerindeki gibi bakışırken araya girdim. "Nerden tanıştığınızı bize de söyler misiniz artık?"

Akın heyecanla anlatmaya başladı. "Bunlar bizim köye geldiklerinde hep olay çıkartırlar. Mesela Hasan dedenin kardeşi Murat dede var araları kötü onların. Murat dede her şeye kızan bir tip. Burak ve Buğra onun bahçesinin önünden geçtiği için kızmıştı. Bunlar da gece gidip Murat dedenin su tankerini patlattılar. Tabi Murat dede bunu anlayınca 1 ay boyunca tarlayı onlara sulattırdı. Bir kere de köyde düğün vardı. Bunlar da gelmişti. Burak, Buğra'nın yüzüne pasta fırlatmıştı. Buğra bende geri kalamam diyip o da Burak'a fırlatmıştı Burak yanındaki çocuğa, çocuk abisine, abisi tanımadığını birine. Böyle böyle giderken pasta savaşı çıktı. Birisi gelinin yüzüne de atmıştı. Gelin bir kenarda ağlarken damatta kaynanasına pasta atmıştı. Böylelikle düğün alanı yemek savaşına çevrilmişti. Daha çok olay var da hangi birini anlatayım. Bu olaylardan sonra da zaten bizim köy bunlara deli ikizler demeye başladı." kızgınca Buğra ve Burak'a döndüm.

Buğra kızgınlığımı azaltmak için hemen konuşmaya başladı."Yalan atıyor vallaha bu. Biz hiç öyle şeyler yapar mıyız Gül'üm? Tabi ki de yapmayız. Yalancı düzenbaz Akın seni nasıl arladaşımla aramı bozmaya çalışrısın. Ona in-" Burak daha uzatmadan hemen araya girdim.

"Bunları yaparken beni niye çağırmadınız. İnsan bir der 'bizim biricik arkadaşımız orada yalnız kaldı onu da yanımıza çağıralım da bunları beraber yapalım' diye." deli ikizlere -artık böyle diyeceğim Buğra ve Burak'ı yazarken çok üşeniyorum- x ışınlarımı atıp kuzen tayfasına döndüm.

"Hadi nereye gidiyorsak gidelim." onlar kafalarını sallarken aklıma gelen şeyle konuşmaya başladım.

"Şimdi isminizi bilmediğim için ve hafızam berbat olduğu için konuşmadan önce isminizi söyleyin. Kabul mu?" bazıları mırın kırın ederken bazıları da kabul etti. Kabul etmeyenlere ben seslenirim, bir kere seslenmeden sonra bakalım bir daha isimlerini söylüyorlar mı söylemiyorlar mı?

"Ee yolculuk nereye?"

Aralarından biri konuşmaya başladı. "Halit adım. Arabayla köyün aşağısında ki markete uğrarız. Ordan yiyecek şeyler aldıktan sonra şurda baraj var etrafında piknik yapılacak alan da var. Orada piknik yaparız. Ondan sonra atlı spor tesislerinde ata bineriz." bugün yoğun geçecek gibi.

🎶🎶🎶🎶🎶🎶🎠🎠🎶🎶🎶🎶🎶🎶

"Hadi gelin yakan top oynayalım." Demir abinin konuşmasıyla tüm bakışlar ona döndü.

"Ben oynayamam siz oynarsanız oynayın."

"Oyun bozanlık yapma Asena." ula bu Miraç abi beni çok sinir ediyor.

"Oyun bozanlık yapma Asena'ymış. Allah'ım ya. Ben koşamıyorum. Oynarsanız oynayın siz." Miraç abi susarken kuzen tayfasından biri konuşmaya başladı.

"Kerim ben. Çember oluşturup voleybol oynayalım." herkes onaylayınca ayağa kalktım.

Biz arabalarla markete gidip oradan abur cubur aldıktan sonra piknik alanına gelmiştik. (Asla yazmaya üşenmedim. Yani ben o kadar üşengeç bir yazar değilim sonuçta. Hepi topu yataktan inmeye falan üşeniyorum, bunlar da çok küçük şeyler.)

Neyse.

Kerim abi topu Demir abiye attı, Demir abi Uzay'a, Uzay da topu Yiğit'e attı. Yiğit topu atmaya çalışmadan tuttu.

"Yiğit, abiciğim istop oynamıyoruz. Topu başka birine atman lazım tutmam değil. " Yiğit Ozan abiye göz devirip topu bana attı. Bende tüm beceriksizliğimi konuşturup topu kimsenin olmadığı yere attım.

Sürpriz Yumurtadan Çıkar GibiWhere stories live. Discover now