En Mutlu Günümüzdü

3.4K 243 39
                                    

Taehyung ve Jeonguk'un düğünü

Hekimin verdiği güzel havadisten sonra ikisi de birbirlerine sarılıp ağladılar.Ancak Taehyung'un ağladığı bir başka nedenler vardı.Bu gün en mutlu günüydü,lakin ne düğününü görebilecekti,ne mührünün rengini,ne de bebeklerini görebilecekti.Şimdi ise hizmetliler onun süslenmesine yardımcı oluyorlardı.Yuta ve diğer hizmetliler Taehyung'u,Jimin ve diğer özel hizmetliler ise Bu gün Liderliğini resmen ilan edecek olan Jeonguk'u hazırlıyorlardı.

Jeonguk'un heyecanı görülmeye değerdi.İçi içine sığmıyordu.Hem bir kaç gün önce ikizlerinin olacağını öğrenmişti.Bu gün de güzel meleğiyle ebediyen bağlancaktı.Devamlı Jimin'e dönüp "Jimin beni meleğime layık omacak bir şekilde süsle,meleğimin yanına yakışmalıyım" Jimin yan bir gülüşle "Majesteleri beni zor durumda bırakmayın.Onun eşsiz bir güzelliği var" Jeonguk gülümsedi. "Hakkın var.Onun yanında sönük kalabilirim".

Öte yandan Taehyung'da Yuta'yı sıkıştırıyordu "Yuta güzel oldum mu söyle lütfen,majestelerinin yanına yakışabilecek miyim.Öyle güzel olmak istiyorum kör olmam gölgede kalsın" Yuta üzüntüyle başını eğip "Kör olmanız,sizin kusurunuz değil.İnanın güzelliğinizi hiçbirşey gölgeleyemez"  Taehung utançla başını eğip "Yuta! Seni tanımıyorum.Lakin  kalbin ve yüzünün güzelliğini hissedebiliyorum" Bu sefer utanan Yuta olmuştu.

Taehyung hiçbirşeyi yokmuş gibi davranıyordu.Gerçekten mutluymuş gibi davranıyordu.Şu yaşına kadar görmemesi sorun teşkil etmemişti.Ama bu gün,bu güzel gün onun için buruk geçiyordu.Merak ediyordu.Hizmetliler onların düğünü için koşuşturmasını.Giydiği pembe gelinliğin nasıl olduğunu.En önemli eşinin yüzünü,ne giydiğini.

Lacivert renk bir hanbok giyeceğini söylemişti.Lacivert nasıl bir renkti? Alfasından herkes övgüyle bahsediyordu.Peki o lacivert dedikleri renk Alfasına yakışıyor muydu? Hiçbir renk,hiçbir çiçek,hiçbir güzellik hakkında en ufak fikri yoktu.Mesela çok sevdiği kiraz.O ne renkti? Veya özünden gelen kiraz çiçeği? Alfasının çok güzel olduğunu söylediği kiraz çiçeği güzel miydi gerçekten?Ya da güzellik dedikleri şey tam olarak neydi? Bu gün ne hikmetse bu sorular üşüşmüştü başına.Etçil kuşlar gibi başının etini yiyorlardı.Sürekli bir ses,onun Jeonguk'un yanına yakışmadığını,Kusuruyla,eşsiz Alfasını gölgelediğini söylüyordu.

Kusurlu doğmak onun suçu muydu? O istememişti ki kör doğmayı.İki babasını küçücük yaşta,henüz bebekken kaybetmeyi o mu istemişti.Böyle doğmak,böyle büyümek onun suçu değildi.Bu kaderi o seçmemişti.Lakin etrafındaki insan kılıklı akbabalar ardımsına aşağılıyor,kusurlarını dile getiriyorlardı.

Bir keresinde,babaanesi bir tarlada çalışırken yanından geçen iki ajumma "İnsan eti ağırdır.Zavallı kadının akşama kadar çalıştığı yetmiyormuş gibi,bir de bu fazlalığa bakıyor" dediklerini duymuştu.O gün her zamanki gibi babaannesine hiçbirşeyi belli etmemiş hep gülümsemesiyme gizlemişti hissettiklerini.Lakin ne zaman ki gece çökmüş,babaanesi uyuyakalmıştı.O zaman içindekileri bir sel gibi akıtmıştı.Babaannesinin yanında mızmız bir çocuk gibi görünmek ona yük olmak istemiyordu.Onun uyuduğunu hissedip ezbere bildiği odadan çıkıyor,içi çıkana kadar ağlıyor,sonra hiçbirşey olmamış gibi yatağına geri dönüyordu.Geceleri korktuğu için babbanesiyle uyuyordu.Bu yüzden birşeye sarılmadan uyuyamıyordu.Ancak bir süre sonra,onu rahatsız ettiğini düşünüp onsuz yatmak istedeğini söylemişti.Babaanesi de bunu anlayışla karşılayıp,ona bezden kocaman bir bebek dikmiş,ona uyku arkadaşı yaratmıştı.Ne kadar belli etmese de babaanesi onun neler hissettiğini biliyordu.

Haylaz,her istediği olan bir çocuk olamamıştı.Her istediği olmamış değildi.Onun birşey istemeye yüzü yoktu.

Taehyung bir keresinde,çevresinde yakın tuttuğu herkesin,onun çocukluk arkadaşları olduğunu söylemişti.Şimdi düşünüyordu da,onun hiç çocukluk arkadaşı olmamıştı.Doğrusu onun hiç arkadaşı olmamıştı.Hep itilen,istenmeyen bir çocuk olmuştu.Yalnızca kör ebe oyununda bulunuyordu.O oyundan da hep yaralı kurtuluyordu.Her kör ebe oyununda "Gözünü bağlamamıza gerek yok,o hep kör zaten"derlerdi.O yaşta bile nasıl acımasız olabilirdi insan.Körlüğünü fırsat bilip,nasıl da itip kakabiliyorlardı.Ya dizinin üstüne düştüğü gün? Kanadığını gördükleri zaman nasıl da kaçışmışlardı.Tek bir el uzanmamıştı onun yaralı bedenine.Vücudu hep yaralar ve morluklarla doluydu.Babaannesi olmadan birşeyler yapmaya çalışıyordu ancak başaramıyordu.Bir yerini çarpmadan duramıyordu.O günden sonra yanından ayırmamıştı babaanesi onu.

 Sound Of Him (TaeKook) TRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin