Vuslat

3K 237 34
                                    


Muhafızların verdiği haberden sonra  elim ayağıma dolaşmıştı.Biricik eşim sonunda gelmiş,hasret bitmişti.Fakat karşısına çıkacak cesareti bulamıyordum kendimdeKokusunu odadan bile alıyordum.Titreyerek bekliyordum Alfamı.Çok ayrı kalmıştık birbirimizden.Sadece kokusunu aldığımda bile kendimden geçiyorsam,sesini duyduğumda kim bilir ne yapıcaktım.Peki bu yersiz utanma duygusu da neydi? Acaba mektubumda yazdıklarımdan mı utanııyordum.Fakat utanılacak bir şey yoktu ki.Yalnızca içimdekileri yazmak istemiştim.İleriye gitmiş olabir miydim?

"Omegam?" Sesini duymuştum sonunda.Aylar sonra ilk defa duymuştum.Kalbim yerinden çıkacak gibiydi.Biricik eşim gelmişti.Bütün uzuvlarım,yetisini kaybetmiş gibiydi.Öylece sessizce duruyordum.Bir şey diyecek gücü bulamıyordum kendimde.Sesini duyduktan sonra,konuşmayı unutmuş gibi,tek kelime edememiştim.Dilimi yutmuş gibiydim.O kadar kasılmıştım ki elimi karnımın üzerine koyduğumda karnım da kasılmıştı.Hekim,böyle durumlarda bebeklerimin kendini muhafaza etmek için bu tavrı sergilediğini söylemişti.

Yaklaşan adım sesleriyle bana doğru geldiğini anlamıştım. "Sevgilim,kiraz çiçeğim!" Deyip sarıldı bana.Buz gibi havada sımsıcaktı göğsü,her zamanki gibi.Hiçbirşey değişmemişti.Eşsiz kokusu ve sıcacık güçlü kolları yine evvelki gibiydi.Tek fark karnımın şişmiş olup rahatça sarılamayışımızdı.Eşimin kolları uzun olsa dahi sarılmamız zordu.Zira bebeklerimiz iki tane olduğu için,karnım büyüktü.

"Ne oldu meleğim?Eşini özlemedin mi?" Daha fazla dayanamamıştım.Aylardır ayrı kalmamın acısı gözyaşlarımdan çıkmıştı.Tutamamıştım...
Elimde olmadan akıvermişti.Gözyaşlarım,kazağını ıslatmış olmalı ki beni kendinden ayırdı.Yüzümü avuçları arasına alıp "Ağlama sevgilim.Geldim bak.Alfan burda.Bir daha gitmemek üzere döndüm meleğim" Meleğim deyişini bile o kadar özlemiştim ki.Her zerresini özlemiştim.Bu gün istediğim tek şey biricik Alfamla birlikte,onun sıcacık göğsünde uyumaktı.

"Sizden sonra Kiraz çiçekleri ve kirazlar da gitti" deyip ağlamaya devam etmiştim.

Burnundan güler gibi bir ses çıkmıştı. "Bu yüzden mi akıttın güzel incilerini?" Deyince başımı usulca salladım.
Kokusu buram buramdı.Vanilya bahçelerime kavuşmuştum sonunda.O da beni özlemiş midir diye düşünmeden edemedim.Başımı kaldırıp yüzüne bakmaya çalışarak "Sizi çok...çok özledim Alfam".bunu söylediğimde bile gözyaşlarım akmaya başlamıştı.Tutamıyordum kendimi bir türlü. "Şşh geldim meleğim Alfan geldi.Ağlama artık yalvarırım,yüreğimi daha fazla parçalama" Onu üzmüştüm.Zaten yorgundu bir de benim kahrımı çeksin istememiştim.Gözyaşlarımı elimin tersiyle silip "Yorgunsunuzdur efendim dinlenin lütfen." Aradan geçen uzun zaman sonra yine mesafeli konuşuyordum. "Noluyor bakalım,efendin değil eşinim senin benimle bu şekilde konuşma"

Evet beni her defasında uyarıyorduAncak ben ona karşı saygısızlık etmek istemiyordum. "Jeonguk de,eşim de,sevgilim de ne dersen de ama yalvarırım Majesteleri veyahut Efendim deme hm?" başımı usulca aşağı yukarı salladım gene.Böyle hitab etmem hoşuna gitmiyordu.Aramıza mesafe girdiğini düşünüyordu.Lakin hayır.Bu mesafe değil saygıydı.Ancak madem öyle istiyordu,istediği üslupla konuşacaktım. "Peki Eşim" dedim.Ama çok utanmıştım.Kesin onun da dediği gibi yine al al olmuştu yanaklarım.

Al demişken.Sahi al rengini görebilecektim değil mi.Eşim bu yüzden gitmiş ve onca çileye katlanmıştı.Beni kucaklayıp yumuşacık yer minderlerine oturttu ve arkama yerleşti.Ben onun bacak arasında oturuyordum.Birden sormak gelmişti içimden,çonkü belli etmesem de heves ediyordum. "Sevgili eşim"  Yaklaşıp ensemden öptü.Huylanmıştım. "Hm?" Böyle sessiz konuşmaya devam ederse nasıl başaracaktım kelimelerimi dile dökmeyi.

"Hekimin söylediği ilaçları buldunuz m-" öksürür gibi bir ses çıkarmıştı "Öhöm öhöm" bu bir ikazdı. "Şey afedersiniz-Ayhhh unutuyorum bağışla lütfen" yanağımda hissettiğim baskıyla "Tamam tamam alışıcaksın yavaş yavaş" dedi.Rahatlamıştım.Ellerimi omzumdan yukarı kaldırıp onun yüzünü bulmuştum önce.Daha sonra da saçlarını bulmuştu parmaklarım.Uzamıştı biricik Alfamın saçları.Nerdeyse dört aydır oradaydı ve uzaması olağan bir durumdu.Azımsanacak bir zaman değildi dört ay.Hele ki bir aşık için ,bin asır gibiydi.

 Sound Of Him (TaeKook) TRWhere stories live. Discover now